بسم الله الرحمن الرحيم
Pakistan Tagutuna Açık Bir Mektup Navit Butt'u Kaçırmanı Uzun Bir Süredir Devam Ettirmen, Raşid Bir Halife Tarafından Sona Erdirilmeni Geciktirmeyecek Veya Engellemeyecektir
Selam, hidayete tâbi olanların üzerine olsun!
Bu mektubu sana, dünyanın dört bir tarafındaki Pakistanlı diplomatik misyonların yanı sıra sana ulaştıracaklarını bildiğimiz yerel kanallar aracılığıyla gönderiyoruz.
Amerikan ajanı Pakistan Devlet Başkanı ve Pakistan ve bölgenin genelinde Amerikan nüfuzunun bekçisi olan (General Keyâni)'ye; sana, 11 Mayıs 2013 seçimlerinin ardından (Raca Pervez Eşref'in hükümeti olan) hain hükümeti terk ettiğin ve -Nevaz Şerif hükümetinin- olduğu bir diğer hükümeti getirmenin eşiğinde olduğun bir sırada yöneliyoruz ki bu hükümetlerin her ikisi de senin günahkar ellerinin imalatıdırlar. Bu hileyle sen, bu hükümetlerin iğrenç cürümlerini, Semî, Basîr ve Alîm olan alemlerin Rabbinden gizleyeceğini ümit ediyorsun!
Seni, ülkemizin merkezinde Amerika'nın askerî varlığını güçlendirmek yoluyla halkına ve silahlı kuvvetlerine ihanet eden bir adam sıfatıyla muhatap aldığımız gibi - bu bölgedeki Haçlı varlığını daimi olarak güçlendirmek yoluyla gün geçtikçe ihanetinde ısrar eden bir adam sıfatıyla muhatap alıyoruz. Yine seni, düşman istihbaratlara bağlı cihazlar inşa etmek ve ülkenin dört bir tarafına fitne fesat saçan asker veya asker benzeri milisler inşa etmek yoluyla ülkeyi düşmanlarına karşı koruma noktasındaki yeminini bozan bir asker sıfatıyla muhatap aldığımız gibi yemini bozan, sana karşı hak sözü söylemelerinden ve eziyete karşı güvende olsunlar diye bu kadim Ümmete yönelik ihanetini ifşa etmelerinden dolayı subaylar ve siyasiler arasındaki tüm muhlis sesleri takip eden bir sıfatla muhatap alıyoruz.
Dolayısıyla bizler, Hizb-ut Tahrir'in Resmî Sözcüsü olan, hakkı konuştuğuna ve Allah için hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadığına şahit olunmasının yanı sıra Amerikalı efendilerinin planlarını ifşa ettiğine şahit olunan bir adam olan ve Müşerref'in sağ kolu olduğundan bu yana ve Amerika'nın yeni ajanı olman itibarıyla Amerikalılar tarafından Müşerref ile değiştirilmeye hazırlandığında bu planları ifşa etmeye maruz kalan aziz kardeşimiz (Navit Butt'u) kaçırmanı ve onu, 11 Mayıs 2012 tarihinden bu yana, yani bir yıldan daha fazladır müstahkem mahzenlerinde tutmanı kınıyoruz. Dolayısıyla kınamaya, bu ihanetinden dolayı üzerine Allah'ın öfkesinin ineceğini de hatırlatmayı eklemeliyiz. Çünkü sen, Allahu [Subhânehu ve Teâlâ]'nın dostlarına karşı savaş ilan ettin. Aynen Resulullah [SallAllahu Aleyhi ve Sellem]'in şu Kudsî hadiste buyurduğu gibi:
إِنَّ اللَّهَ قَالَ مَنْ عَادَى لِي وَلِيًّا فَقَدْ آذَنْتُهُ بِالْحَرْبِ "Allah, şöyle buyurmuştur: Kim benim dostuma düşmanlık ederse, kuşkusuz ona savaş ilan ederim." [Buhari rivayet etti]
Aynı şekilde seni, -Navit Butt'un kaçırılmasıyla- ilgili bu cürümünün, Allah'ın izniyle çok yakında İslam ile hükmedecek ve kadim Ümmeti düşmanlarına karşı birleştirecek olan Raşid bir Halife tarafından muhasebe edildiğinde diğer cürümlerinin silsilesine ekleneceği hususunda uyarırız. Bundan dolayı en azından sen, tevbe ettiğini açıklayabilirsin. Ayrıca sana merhamet edilmesi için ricada bulunacağın Allah'ın izniyle çok yakın olan o güne hazır olmalısın. Dolayısıyla senin yapman gereken, Hizb-ut Tahrir'in içerisindeki evlatlarının önündeki bir engel olan itibarını bir kenara atacak olan Hilafet Devleti'ni kurma yönündeki gidişatını tamamlaması için Ümmete bir alan açmandır. Dolayısıyla şayet sende zerre kadar bir gurur kalmışsa, nusret bulmasının yakın olduğu bir zamanda Ümmetin aleyhine değil Ümmete geri dönersin.
Sana yapmış olduğumuz uyarımıza biraz olsun kıymet veriyorsan aşağıdaki kırılgan durumunu çok iyi değerlendir:
Birincisi: Şu haline bir bak! Zira sen, sana bağlı baltacıların ve casusların yoluyla Hizb-ut Tahrir'e mesajlar gönderiyor, Hizb-ut Tahrir'in sana karşı olan hitabını hafifletmesini rica ediyor ve buna karşılıkta hizbin şebâbına yönelik baskını hafifleteceğini, hatta Navit Butt'u serbest bırakacağını söylüyorsun! Bu mesajları defalarca göndermenin, durumunun boyutunun kırılgan olduğunu teyit ettiğini görmüyor musun? Ayrıca bu mesajlar, kulaklarını çınlatan sözlerimizin hak kelimeler olduğunu teyit etmektedir. Çünkü sen, İslam'ın Müslüman subaylar arasında seni getiren Amerikalılardan daha çok önemsendiğini çok iyi biliyorsun. Kışlalarda senin ve efendilerinin hakkında nasıl alenen konuştuklarını görmüyor musun?
İkincisi: Hilafet'e davet edenlere ve onun davetini taşıyan Hizb-ut Tahrir'e karşı bir ön hat olman için Amerika'dan sana yapılan büyük baskıların boyutunu görmüyor musun? Bu baskının, son zamanlarda büyük oranda arttığını mülahaza etmiyor musun? Bu baskının, efendinizin Hilafet'in kurulmasının çok yakın olduğunu bilmesi ve Hilafet'in belirtilerinin, ister Pakistan ister Suriye isterse diğer yerlerde olsun İslam ülkelerinin dört bir tarafında somut bir şekilde hissedilmesi nedeniyle olduğunu çok iyi bil. Allah'ın izniyle tüm Müslümanların Raşid Halifesi olacak olan Hizb-ut Tahrir'in emiri Celil Alim Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta'ya biat verilmesi için zaman uzamayacaktır. Dolayısıyla senin akıbetinin de İslam dünyasındaki tüm tagutların akıbetinden daha iyi olmayacağını sakın unutma. Halbuki sen, Halid İbn-u Velid, Salahaddîn ve Muhammed İbn-ul Kasım'ın torunlarından oluşan dünyanın yedinci en büyük ordusuna sahip olan bir ülkede bulunmaktasın. Ayrıca tagutlar düştüğünde veya Batı'ya yönelik hizmet süresi sona erdiğinde, Ümmet onları kanallarda veya oyuklarda veya pis olan başka herhangi bir yerde takip etsin diye Batılı efendileri ya onlardan vazgeçmekte yada onları kendi kaderlerine terk etmektedirler!
Üçüncüsü: Ey Pakistan tagutu! Şayet sen, -sana kötü akıbetini haber veren birçok kanıtlara rağmen- değişim rüzgarına karşı güvende olduğuna inanıyorsan o halde Allah kendilerine ölüm kadehini içirinceye kadar ebedi olarak dünyada kalacaklarını ve kendilerinin Allahu [Subhânehu ve Teâlâ]'nın dışında ilahlar olduklarını zanneden tagutlardan ve Firavunlardan oluşan akranlarından ibret al. Nitekim onların işlerinin akıbeti hüsran olmuştur. Dolayısıyla onların arasından bu şekilde devam edenler, Allah'ın izniyle gelmesi yakın olan müfsitlerin kötü akıbetini beklemektedirler.
إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا "Kesinlikle Allah emrine galiptir. Allah, her şey için bir kader koymuştur." [et-Talâk 3]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
H. 14 Raceb 1434
M. Çarşamba, 15 May 2013