بسم الله الرحمن الرحيم
Hizb-ut Tahrir / Pakistan Vilayeti'nden Nevaz Şerif'e Açık Bir Mektup
Hidayete Tabi Olanlara Selam Olsun!
Bu mektubu, 05 Haziran 2013 tarihinde ettiğiniz yeminden önce Amerika ile olan ilişkilerinize bağlı kalmayı taahhüt etmeniz hususunda size gönderiyoruz. Bu mektup, bölgedeki Müslümanlara karşı yapılan bu ittifakın yansımalarına yönelik şiddetli bir uyarıdır. Partiniz, açıklamalarınız ve Amerika'nın Pakistan'daki Büyükelçisiyle yaptığınız birçok görüşmeleriniz kanalıyla Amerika ile ilişkilerin güçlendirilmesine açık bir şekilde bağlı kalacağınızı öğrendik. Ayrıca bunu, seçim zaferinizi kutlamak amacıyla Amerikan Başkanı "Barak Obama" ile 15 Mayıs 2013 günü yaptığınız telefon görüşmesinde de vurguladınız. Diğer taraftan Beyaz Saray'dan yapılan açıklamada şu ifade geçmiştir: "İki lider, Amerika Birleşik Devletleri ile Pakistan arasındaki ilişkileri güçlendirmek için çalışmayı sürdürmek, Pakistan ve bölgeyi gelişmiş güvenli ve istikrarlı bir hale getirerek ortak çıkarlara hizmet edilmesi üzerinde anlaşmışlardır." Bu nedenle -Obama'nın yaptığı açıklamaların aksine- Amerika'nın bölgedeki çıkarlarına hizmet etmenin, Pakistan'ı istikrarlı ve güvenli bir ülkeye çevirmeyeceğini ve refah ve mutluluk getirmeyeceğini vurgulamak için bu mektubu size gönderiyoruz.
Şimdi sorarız: Amerika ile ittifak, ülkeye hangi gün istikrar ve güvenlik getirmiştir?! Aksine Amerika, stratejik ittifak ve ortaklık sloganı altında sürekli olarak gücümüzü tüketmektedir. Amerika, sizi başka bir ajan (General Müşerref) ile değiştirmeden önce kendisi ile ittifak yoluyla ülkemizde daha önce benzeri olmayan bir zarar için dizginleri serbest bıraktı. Zira Amerika, General Müşerref ve onun sağ kolu General Keyâni ile Amerikan ordusu ve istihbaratının benzersiz bir şekilde Pakistan'a ayak basması için zemin hazırlamaya çalıştı. Aynı şekilde topraklarımız ve hava sahamız üzerinden istihbarat bilgileri ve lojistik tedarik sağlayarak Afganistan işgaline destek vermek için gerekli araçları temin etmeye çalıştı. Fakat şu anda fitne savaşı atmosferi oluşturabilmek için ülkemizin dört bir yanında sistematik patlama ve öldürme eylemlerini denetleyen Raymond Davis'in orduları bulunmaktadır. Zira ölen Müslüman sayısı binleri buldu, nükleer silahımız ve kritik stratejik bölgelerimiz ciddi bir tehdit altına girdi.
İstikrarsızlığın ve güvenliğin kaybolmasının yanı sıra Amerika, Afganistan'da daha önce benzeri olmayan bir Hint nüfuzu ve Hindu devletinin Pakistan sınırında kaotik bir durum oluşturarak kendisine yardımcı olmasından dolayı Pakistan'ı "ödüllendirmiştir". Ayrıca Amerika, ajanı Keyâni sayesinde Pakistan Silahlı Kuvvetlerini istismar edip onu Belucistan ve kabile bölgelerindeki birçok cephede kullanırken bize karşı daha fazla eziyet edebilmesi için de Hindistan ile sınırdaki silahlı kuvvetlerin sayısı azaltılmıştır. Amerika'nın kapının eşiğine koyduktan sonar tekrar size geri dönmesinin nedenine gelince: Aşağıdaki hususlar aracılığıyla bölgedeki savaşına destek verilmesi içindir:
Birincisi: Birkaç ay önce sistematik öldürme ve bombalama eylemleriyle hazırlığına başlanan Karaçi gibi Pakistan'ın büyük şehirlerinde Amerikan savaşında yeni bir cephenin açılması.
İkincisi: İslam dünyasındaki Amerikan üslerinin, büyükelçiliklerinin ve konsolosluklarının İslam Ümmeti'nin güvenliği ve istikrarı için daimi ciddi bir tehdit teşkil etmesine rağmen bir zafer gibi gösterilen Afganistan'dan sınırlı geri çekilme kılıfıyla sürekli olarak Amerika'nın ülkemizin merkezindeki askeri varlığını korumasına izin verilmesi.
Üçüncüsü: Yıllarca Amerika'ya vermiş olduğu hizmetin mükafatı olarak Savunma Kurmay Başkanı denilen makam için verilen beşinci yıldız yoluyla yeni rejimde temel ortağınızın Amerika'ya daha çok bağlı bir ajan olması amacıyla yasal kılıf temin edilmesi.
Nasıl olur Sayın Nevaz Şerif! Hem ülkeye hizmet etmek için yemin edeceksiniz hem de silahlı kuvvetlerimiz, halkımız ve güvenliğimiz üzerindeki Amerikan hegemonyasını güçlendirmeyi taahhüt edecek siniz? Sorarız; Amerika ile ilişkilerin güçlendirmesinin bize getireceği fayda ve refah nedir? On yıllarca Amerika'nın Pakistan'a yönelik sömürü politikaları yüzünden ülkemiz zayıf bir sanayi üssüne döndü, ağır makine ve motorları üretmez olduk ve yerli üretime uygulanan vergi oranları büyük oranda arttı. Bu da yerli paranın zayıflamasına neden oldu. Dolayısıyla bu da enflasyonun büyümesine neden oldu. Ayrıca enerji sektörünün özelleştirilmesi, enerji fiyatlarının fahiş şekilde artmasına ve önemli bir şekilde azalmasına neden oldu. Bu politikalar, sizden önceki yöneticilerin politikalarının bir parçasıdır. Sizin ve partinizin açıklamaları, bu politikalar için çalışmaya devam ettirdiğinizi göstermektedir. Sanki bunların hepsi yetmiyormuşçasına ülkedeki kötü ekonominin yanı sıra Amerika, Hindistan ile ticaret sınırının açılmasını istemektedir. Sizi teyit ederiz ki bu ticaretin amacı ülkede refah oluşturmak değildir. Aksine bu ticaretin amacı, kendi nüfuzu için Hindistan'a kur yapmaya ve Pakistan ekonomisini buna kurban etmeye çalışan Amerika'nın planına hizmet etmektir.
Böylece ekonomimiz üzerindeki Batı hegemonyasına Hint hegemonyası eklenmekte, yerli üretim düşmekte, fabrikalar kapanmakta, enflasyon oluşmakta ve işsizlik artmaktadır. O halde Hindistan ile ticari açılım, nasıl refah oluşturabilir?!
Böylece Keyâni/Şerif rejimi, Keyâni/Zerdari rejiminin, Müşerref/Aziz rejiminin veya bunların öncesindeki rejimin çizgisinden farklı olmayacaktır. Dolayısıyla bu çizginin amacı, ekonomik sefaleti ve dış siyasî aşağılanmışlığı aşamalı olarak derinleştirmektir. Bu sefil durumun derinleşmesi, aynen insanların Zerdâri'nin Müşerref'ten daha iyi olabileceğini inandıkları gibi Zerdâri'nin sizden daha iyi olduğuna inanıncaya kadar devam edecektir. İnsanların Müşerref'in sizden daha çok refahın kaynağı olduğuna inanması hiç de uzak değildir. Aslında Amerika ile ittifak, ajanlarının ülkemizi derin bir uçurumdan daha derin bir uçuruma sürüklemesi demektir. Dolayısıyla eski durum, her zaman mevcut durumdan daha iyi olacaktır!
Bunlardan daha beteri ise, Pakistan halkı Müslüman olup, devasa imkanlara, maddi kaynaklara, dünyanın en büyük yedinci ordusuna ve nükleer silaha sahip olan bir ülkedir. Kafirler ile işbirliğini güçlendirerek bu halkı Allah'ın bahşettiği nimetlerden mahrum etmeye çalışarak siz ve sizin gibilerin bu kerim Ümmete karşı işlediğiniz cürümlere bir bakın!
Hizb-ut Tahrir, size teyit eder ki ülkemizde ve bölgemizde refahı ve güvenliği temin etmenin tek yolu, kafirlerle ittifakı, politikalarını ve demokrasilerini reddetmek ve Hilafet Devleti'nin gölgesinde İslam'ı tatbik etmekle mümkündür. Zira Allah ona rahmet eylesin Muhammed Bin Kasım'ın zamanından beri ve ondan sonra bin sene Hint Yarımadasında müthiş başarının kaynağı İslami yönetimdi. Refah açısından olana gelince; ekonomik refahın kaynağı İslam'dı ve dünyadaki ülkeler Hint Yarımadasına gıpta etmekteydi. Bu da başarısız ekonomisini bölgeyi istila ederek kurtarmak isteyen İngiliz İmparatorluğunun ağzını sulandırdı. Güvenlik açısından olana gelince; İslam'la yönetim üzerinden bin yıl geçmesine rağmen Hindular hala Hindistan'da çoğunluk durumdadırlar. Bu da İslam Devleti'nin gayrimüslim tebaasına güvence verdiğini, hayatlarını ve mallarını koruduğunu göstermektedir. Hatta Hindular, 1857 yılındaki savaşta ve bunun sonrasında Hilafet'i desteklemede sömürgeye karşı Müslümanların yanında yer almışlardır.
Aslında Sayın Şerif, üstünlüğün İngiliz işgali zamanında sömürgecilere ait olduğu veya şu anda Amerikan hegemonyasının altında olmasından beri yıkım, zillet ve sefaletten başka bir şey görmedik. Ayrıca siz, Hindistan'ı hoşnut etmek için Amerikalı efendilerinin müdahalesine kadar müşrik Hindulara Müslümanların aleyhine yol verdiniz. Bizler ise şu anda işgal altında olan Keşmir ve Hinduların otoritesi altında olan Müslümanların diğer bölgelerinde defalarca onların zulmünü, ihanetlerini ve vahşetlerini tattık.
Hizb-ut Tahrir olarak bizler size teyit ederiz ki Amerikalı efendilerin, Hilafet'i geri getirmek ve İslam ülkelerini dünyadaki güçlü devletlere meydan okuyacak ve Amerika'yı liderlik koltuğundan edecek güçlü tek bir devlet altında birleştirmek için yapılan çalışmayı asla durduramayacaktır.
-Siz bu mektubu okurken- Hizb-ut Tahrir, İslamî Hilafeti geri getirmek amacıyla Hizb-ut Tahrir'in Emiri Ünlü Fakih ve Devlet Adamı Alim Atâ İbnu Halil Ebu Raşta'ya nusret almak için İslam ülkelerinin dört bir tarafında aktif bir şekilde çalışmaktadır. Aslında efendilerinin çok iyi bildiği üzere Hilafet'in, Hilafet'in çekirdeği veya büyük bir parçası olan Pakistan'a gelmesi Allah'ın izniyle bir an meselesidir. Bu nedenle seni, eski yönetimde işlemiş olduğun günahlardan dolayı tevbe etmeye, kendini bir kez daha yükümlü kıldığın iğrenç çizgiyi terk etmeye ve en azından günahlarına kefaret olması için Hilafet Devleti'ni kurmak için çalışan muhlislerin önünü açmaya davet ediyoruz. Eğer bunu yapmazsan Allah'ın izniyle yakında Hilafet Devleti kurulduğunda Ümmetin size zilleti tattırmasını bekleyin. Bundan daha da beteri ise ahiretteki şiddetli azabtır. Zira Allahu Subhanehu Teala, şöyle buyurmaktadır:
وَلاَ تَحْسَبَنَّ اللَّهَ غَافِلاً عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الأَبْصَارُ * مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لاَ يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak Allah, onları (cezalandırmayı), korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. (O gün) zihinleri bomboş olarak, kendilerine bile dönüp bakamaz durumda ve gözleri göğe dikilmiş bir vaziyette koşarlar..." [İbrâhîm 42-43-45]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
H. 27 Raceb 1434
M. Perşembe, 06 Haziran 2013