بسم الله الرحمن الرحيم
Afganistan Ve Pakistan'daki Amerikan Varlığına Son Darbeyi Vurun Ey Kabilelerin, Silahlı Kuvvetlerinin ve Onun İstihbaratının Adamlarından Olan Müslümanlar!
Bugün Amerika, Afganistan'daki Müslümanları Pakistan'daki kardeşlerinden ayıran yapay sınırların her iki tarafındaki Kabileler Bölgesi'nde büyük bir krizin içerisine düşmüştür. Nitekim onun bu bölgedeki savaşı, savaşlarla dolu tarihi boyunca içerisinde boğulduğu en büyük bataklık olmuştur. Dolayısıyla bu savaş,-gelişmiş silahlarına ve teknolojilerine rağmen- Amerika'nın erkeklerinin bu silahları kullanma iradesinden ve azminden yoksun olduğunu ifşa ettiği gibi Amerikan askerlerinin savaşmaya ehil olmayan ödleklerden ibaret olduklarını ifşa etmiştir! Dolayısıyla savaş meydanında Müslümanlarla karşı karşıya gelmekten korkmaları onları, -ister savaş sırasında olsun isterse savaştan memleketlerine dönmelerinden sonra olsun- intihar derecesine ulaşacak boyutta cinnet geçirmeye sevketmektedir!
Amerika'nın başına gelen ekonomik kriz, onu büyük oranda etkilemiş ve ekonomik gücünü zayıflatmıştır. Bu da onu, askerî harcamalarını yeniden gözden geçirmeye mecbur etmiştir. Zira kendisini bu şiddetli krizden kurtarmak için Doha, Brüksel, İslamabad, Kabil ve diğer yerlerdeki uzak-yakın olan ajanlarını harekete geçirmiştir. Dolayısıyla şayet sadık ajanları olmamış olsaydı Amerika, Haçlı kampanyasının başlamasından bu yana gerçekleştirmiş olduklarını gerçekleştirme imkanı bulamazdı. Yine hain ajanları olmamış olsaydı Pakistan'ın kapılarının kepenkleri Amerikan Silahlı Kuvvetleri'ne açılmazdı. Evet, şayet bunlar olmamış olsaydı Amerika, bölgeyi işgal etmek ve savaşı idare etmek için gerekli olan istihbarat bilgilerini elde edemezdi. Nitekim Amerika, bir gün olsun seçkin ajanlarından vazgeçmemiştir. Zira Amerika, Kabileler Bölgesi'ndeki Müslümanların sert direnişiyle karşı karşıya kaldığında Pakistan içerisinde bir fitne savaşı çıkarmak için ajanlarını harekete geçirmiş ve Müslümanın Müslümanı öldürmesi için de Müslümanları silahlı kuvvetleri içerisindeki kardeşleriyle karşı karşıya getirmiştir! Oysa Müslümanların Amerika'ya karşı tek bir saf halinde olmaları gerekmektedir. Sonra askerî ve siyasî yeminlerini bozan bu kimseler, Raymond Davis gibi yabancıların sivillere ve silahlı kuvvetlere yönelik bombalamaları denetlemesine izin vermişlerdir. Bu ise onlar ile mücahitler arasındaki düşmanlığı alevlendirmek içindir. Sadece bu kadar da değil. Dahası Müşerref, Keyâni ve diğerleri Amerika'ya hizmet etmek için aşırı hırs göstermektedirler. Zira Pakistan'da Amerika için daha önce benzeri görülmemiş boyutlarda üsler oluşturmak için çalışmaktadırlar. Nitekim Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ajanları, Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ajanları ve özel askerî kuruluşların tamamı, Pakistan'da korku oluşturmanın yanı sıra iki yıl boyunca yakıt ikmal hatlarını ve açıkça Haçlıların silahlarını korumak için çalışmışlardır.
Şuan Müslümanların birbirlerine karşı olan devrimlerine rağmen Amerika hala menfur yenilgiyle karşı karşıyadır. Dolayısıyla onun, Katar müzakerelerinin önünü açmaktan, bunun propagandasını yapmaktan ve Amerikan kuvvetlerinin burada taraf olarak kabul edilmesi için bir kez daha hainleri seferber etmekten başka çaresi kalmamıştır. Ayrıca ya işgalci güçlerinin, İslam ülkelerinin bir karışını bile tanıma ya da müzakere etme noktasında herhangi bir hakkı olmuş olsaydı. Bunun yanı sıra bu hainler, Kabileler ve silahlı kuvvetlerindeki Müslümanların Haçlılara karşı cihad görevlerini yerine getirmelerini engellemek yoluyla Amerika'ya yardım etmektedirler. Hatta Amerika, "sınırlı çekilme" kılıfı adı altında Afganistan ve Pakistan'da kalıcı bir varlık oluşturabilmekte, sonra da bu çekilme Müslümanlara büyük bir zafer olarak sunulmaktadır!
Ey Demir ve Ateş Gibi Olan Adamlar! Ve Ey Ensar [Radıyallahu Anhum]'un Torunları!
Şuan sizler, güçlü bir pozisyondasınız, düşmanlarınız ise zayıf ve utanç verici bir pozisyondadır. Çok iyi biliniz ki nusrete, sadece bir saatlik bir sabır kalmıştır. Dolayısıyla sizlerin, işgalci Amerika veya onun herhangi bir temsilcisiyle herhangi bir uzlaşıyı kabul etmesi caiz değildir. O halde Keyâni, Şerîf ve Karzai gibi ucuz ajanların, son darbeyi beklerken aşağılık bir şekilde önlerine kapanan işgalci Amerikan güçlerini zelil eden şehitlerin kanlarıyla ticaret yapmak yoluyla dünyevî zenginlikler kazanmalarına izin vermeyiniz. Yine Amerikalılar ile ajanlarının, sağlam imanınıza ve güçlü azminize karşı komplo kurmalarına izin vermeyiniz. Zira Allahu [Subhânehu ve Teâlâ], sizinle beraberdir ve amellerinizi asla heder etmeyecektir.
فَلاَ تَهِنُوا وَتَدْعُوا إِلَى السَّلْمِ وَأَنْتُمْ الأَعْلَوْنَ وَاللَّهُ مَعَكُمْ وَلَنْ يَتِرَكُمْ أَعْمَالَكُمْ ْ "Sakın gevşekliğe kapılmayın ve sakın üstün olduğunuz halde barışa çağırmayın. Muhakkak ki Allah sizinle beraberdir ve O, amellerinizi asla heder etmeyecektir." [Muhammed 35]
Amerikan planının bozulması ve Keyâni/Şerîf rejimine Şeytan'ın vesveselerini bile unutturacak bir ders verilmesi sizin bir sorumluluğunuzdur. Zira bu ajanlar, kovulup dışarı çıkmaya mecbur kaldıklarında, Allah'ın izniyle çok yakında gelecek olan Râşid bir Halife tarafından kendilerini bekleyen mahkemeden dolayı kulaklarını tıkayacaklardır. Nitekim onlara, hak etmiş oldukları cezadan dolayı hüküm verilecek ve kendilerine bu durumun ahiret azabı karşısında çok kolay bir şey olduğu da hatırlatılacaktır. Dolayısıyla Allah yeri ve göğü dürdüğünde, kafaları yukarı kalkmış bir şekilde gözleri ve uzuvları kendilerine şahitlik edecektir. Şimdi, çok geç olmadan onların bundan vazgeçtiklerini görebilecek misiniz acaba?!
Hilafet'in bu bölgeye geri dönmesinin garantilenmesi de aynı şekilde sizin bir sorumluluğunuzdur. Zira Hilafet, Amerikan işgaline yönelik sert bir darbe olacağı gibi bu bölgedeki Haçlı varlığını da ortadan kaldıracak ve Ümmet ile Amerika'nın küstahlığıyla bitkin düşen bütün halkların kutlama yapacağı bir darbe olacaktır. O halde Amerika'nın, Suriye'de veya Pakistan'da veya başka herhangi bir yerde Hilafet'in geri dönüşünü engellemeye dönük başarısız girişimlerinin altında başarısızlığa uğradığı ve feryadı figan ettiği bir sırada bölgedeki Amerikan varlığına bir darbe vurun gitsin.
Amerika ile diğer sömürgecilerin Büyükelçiliklerini, Konsolosluklarını ve üslerini kapatacak, İslam ülkelerini bunların pisliklerinden temizleyecek, Haçlıların tedarik hatlarını kesecek, insansız uçakların semalarımızda uçmasını engelleyecek, fitne ateşini söndürecek, hepinizi birleştirecek, hak dine ve ona inananlara yardım edecek bir devlet olan Hilafet Devleti'ni geri getirin.
Emiri Celil Alim Atâ İbn-u Halil Ebu Raşta'nın liderliğindeki Hizb-ut Tahrir sizleri, Tahir bir ülke olan Pakistan topraklarına Hilafet'i geri getirmek için kendisine nusret vermeye davet ediyor. O halde sizin aranızdan kim buna icabet edip mümin kavmin göğsüne şifa verecek acaba?
وَاعْتَصِمُوا بِحَبْلِ اللَّهِ جَمِيعًا وَلا تَفَرَّقُوا وَاذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنْتُمْ أَعْدَاءً فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُمْ بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا وَكُنْتُمْ عَلَى شَفَا حُفْرَةٍ مِنَ النَّارِ فَأَنْقَذَكُمْ مِنْهَا كَذَلِكَ يُبَيِّنُ اللَّهُ لَكُمْ آَيَاتِهِ لَعَلَّكُمْ تَهْتَدُونَ 103 "Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı sarılın ve sakın ayrılığa düşmeyin! Allah'ın üzerinize olan nîmetini hatırlayın. Hani siz birbirinizin düşmanları idiniz de O sizin kalplerinizin arasını kaynaştırmış, böylece O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de oradan da sizi yine O kurtarmıştı. İşte Allah size ayetlerini böyle açıklar ki doğru yolu bulasınız." [Âl-i İmrân 103]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
H. 12 Şa'bân 1434
M. Cuma, 21 Haziran 2013