Salı, 07 Şevval 1445 | 2024/04/16
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e Hakarete Yanıt Nasıl Olmalıdır

İslam dünyası, Batının başka bir meydan okuması ile sarsıldı. Haftalık Fransız dergisi Charlie Hebdo'nun hakaretine ek olarak birçok Avrupa medyası daha önce yayınlanan Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakaret karikatürlerini yeniden yayımladılar. Daha da öteye giden kâfirler, 14 Ocak 2015 tarihinde Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in karikatürlerini içeren derginin yeni sayısını yeniden yayımladılar. Her zamanki gibi 60 bin basmaları gerekirken 1 milyon baskı yaptılar. Sonra baskı sayısını 3 milyona çıkardılar. Daha sonra baskı sayısını beş hatta yedi milyona çıkarmak istediler. Fransız gazete ve dergiler tarihinde bu alışılmadık bir durumdur. Ayrıca bu, Batının İslam'dan ne kadar nefret ettiğinin açık kanıtıdır. Onlar artık Müslümanlara saygı duymuyorlar. Kâfirler,  sevgili Peygamberimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ile açıkça alay ediyorlar. İslami değerlere ideolojik saldırı için de karikatüristlerin ölümünü bir bahane olarak kullanıyorlar. Gayrimüslimlerin İslami değer ve kutsalları ile alay etme haklarını Müslümanların tanımalarını istiyorlar.

Tabii ki bu durumda her samimi Müslüman ne yapması gerektiğini, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakareti nasıl durdurabileceğini, bu meydan okumaya nasıl yanıt verilebileceğini, suçlarından dolayı bu suçluları nasıl cezalandırabileceğimizi soruyor. Dolayısıyla Batının Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakaretini nihai olarak ortadan kaldırmak için ne yapabiliriz?

Eğer Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve Raşit Halifelerin siretine, kurulduğu günden yıkıldığı güne kadar İslam Devletinin tarihine bakarsak, İslam'ın bu soruna bir çözüm ürettiğini görebiliriz. Öyle ki Müslümanlar, birkaç kez benzer durumlarla karşı karşıya kaldılar. İslam, birçok hükümlerle İslam akidesini korudu. Bu hükümler, yüzyıllar boyunca İslam'a hakaret etmeye çalışanlara ya da Müslümanların kutsallarına dokunulmasına sadece İslam Devletinin sınırları içinde değil, aynı zamanda diğer devletlerin toprakları içinde de engel oldu.

Burada 1890 yılında gerçekleşen olayı hatırlatmak yeterlidir. Fransız yazar Marc de Paris, bir oyun senaryosu yazdı ve sahnelenmesi için de Francis Komedyen tiyatrosunu sundu. Oyun Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakaret içeriyordu. Bunun üzerine dönemin Halifesi Abdülhamid, Fransa'ya bu tiyatronun sahnelenmesini yasaklanmasını isteyen bir mektup gönderdi. Fransa, Halifenin fermanına boyun eğerek tiyatroyu yasakladı. Ardından Sultan Abdülhamid'e aşağıdaki mektubu gönderdi: "Eminiz ki Sultan'ın fermanı karşısında takındığımız tavır aramızdaki ilişkiyi güçlendirecektir..."

Ardından Fransız yazar, tiyatroyu İngiltere'de sahnelemek için çalıştı. Ünlü İngiliz tiyatrolarından birinde sahnelenmek için hazırlıklar başladı. Sultan Abdülhamid, oyunun sahnelenmesinin yasaklanmasını isteyen başka bir mektup daha gönderdi. Bunun üzerine İngiltere, tiyatronun sahnelenmesini yasakladı. Ve yazarın oyunu İngiltere'de sahneleme girişimine sessiz kaldığı için de özür diledi. Burada bu durumun bugün Amerika gibi Britanya İmparatorluğunun dünyada birinci devlet olduğu zamanlara rastladığını vurgulamak gerekir. Aynı zamanda Fransa da zamanın büyük güçlere arasındaydı. Bununla birlikte Osmanlı Devleti, Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakaret edilmesine izin vermedi. Batı, Müslümanların Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve dinlerini nasıl sevdiklerini, ne pahasına olursa olsun onu savunmak ve değerlerini korumak için her şeyi feda etmeye hazır olduklarını hayal edebiliyordu.

Böylece akideyi koruyan, Peygamber Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in onuruna dokunulmasına engel olan devlettir. Bu nedenle herkes şunu iyi anlamalı ki Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakaret karikatürleri ve İslam akidesi ile alay etmeler, ancak İslam Hilafet Devleti kurulduğu zaman son bulacaktır.

Buradan da açığa çıkıyor ki Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakareti önlemenin tek yolu, Hilafetin kurulması için çalışmaktır. Şu da unutulmamalıdır ki Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem devletin kurulması yolunda her türlü eziyetlere katlandı. Alay edildi, şahsına yönelik fiziksel saldırılar oldu. Üzerine işkembeler döküldü, yoluna dikenler serildi. Kapısının önüne çöpler atıldı. Başına toprak saçıldı. Sahabesi de ölüm dâhil her türlü işkenceye maruz kaldı. Böylece Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve onun sahabesinin tuttukları yol, sırf Müslümanları korumak ve sadece Allah'ın Şeriatını uygulamak içindi. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in tuttuğu bu yol, Hilafeti kurmanın metodudur. Bu metot, İslam'a davet etmek ve onu benimsemek için Araplar arasında iş yükünü omuzlarına alacak bit kitlenin kurulmasını öngörür. Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'i korumak ve yönetimi teslim almak için güç ve kuvvet ehlinden nusret talep etmek de bu metottan sayılır. 13 yıl ciddi çalışmanın ardından ve çok büyük fedakârlıklardan sonra Allah Subhânehu ve Teâlâ, daha sonra Medine'yi Münevver olarak adlandırılacak Yesrib halkından Ensar'ı Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem için hazırladı. Ardından onlar, yönetimi Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e teslim ettiler ve böylece Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in eliyle ilk İslam devleti kurulmuş oldu.

Bugün tüm dünya, İslam'dan nefret ediyor. Müslümanların maruz kaldığı toplu katliamlar olağan hale geldi. Art arda Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakaretler yapılıyor. İslam dünyasının pek çok ülkesinde Müslümanlar, sırf Müslüman oldukları için işkencelere maruz kalıyorlar. Burada biz Müslümanlara İslam Devletinin kurulmasının bütün Müslümanlar için kolektif bir görev olduğunu hatırlatmak isteriz. Onun için onlar, Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve onun sahabesinin yolunda yürümeleri gerekir.

Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakarete bir yanıt olarak bugün Müslümanların düzenledikleri yürüyüş ve gösterilere gelince, her ne kadar bunlar, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakarete yönelik Müslümanların öfkesini ifade etse de Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakareti durdurmaya doğrudan etkisi olan şeyler değildir. Dolayısıyla Batının Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e yönelik hakaretine bir yanıt olarak duyguları boşaltan sonra da rıza ve sessizliğe büründüren sadece bu eylemlerle yetinmek caiz değildir. Aksine kâfirlerin bu eylemlerine verilecek gerçek cevap, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodu üzere Hilafet Devletini kurmak için İslam ümmet olarak topyekûn derhal çalışmaya koyulmaktır. Hilafet Devleti kurulduğu zaman İslam düşmanları Müminlerin Emiri adaletli bir Halife huzurunda eylemlerine karşılık tıpkı Halife Abdülhamid'in yaptığı gibi hesaba çekileceklerdir. Müslümanlara izzet ve onurunu iade etmenin, onları korumanın tek yolu, ikinci Raşidi Hilafet Devletini kurmaktır. Hilafet Devleti, İslam düşmanlarına Müslümanların değerlerine ve kutsal saydıklarına saldıramayacaklarını yeniden hissettirecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِ كَمَا اسْتَخْلَفَ الَّذِينَ مِنْ قَبْلِهِمْ وَلَيُمَكِّنَنَّ لَهُمْ دِينَهُمُ الَّذِي ارْتَضَىٰ لَهُمْ وَلَيُبَدِّلَنَّهُمْ مِنْ بَعْدِ خَوْفِهِمْ أَمْنًا يَعْبُدُونَنِي لَا يُشْرِكُونَ بِي شَيْئًا وَمَنْ كَفَرَ بَعْدَ ذَٰلِكَ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَاسِقُونَ "Allah, içinizden, iman edip de Salih ameller işleyenlere, kendilerinden öncekileri egemen kıldığı gibi onları da yeryüzünde mutlaka egemen kılacağına, onlar için razı olduğu dinlerini iyice yerleştireceğine, yaşadıkları korkularının ardından kendilerini mutlaka emniyete kavuşturacağına dair vaatte bulunmuştur. Onlar bana kulluk eder ve bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Artık bundan sonra kimler inkâr ederse, işte onlar fasıkların ta kendileridir." [Nur 55]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Rusya


H. 27 Rabi-ul Evve 1436
M.  Pazar, 18 Ocak 2015

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER