Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Ulus Devleti, Sömürgeci Kâfir Kalıntısı, İslam İle Savaş ve Ümmeti Parçalamaktır, Hilafet Devleti İse Peygamber Mirası ve Müslümanları Birleştiricidir

Altmış iki yıldan bu yana sözde Bağımsızlık Bayramı adı altında her yıl törenler düzenlenir! Bağımsızlık yıldönümü anısına düzenlenen kutlamalar nedeniyle bu ulus devleti gerçeğine, kim ve hangi amaçla kurulduğuna bir göz atmak gerekir? Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Mekke’den Medine’ye hicret etti ve vahiy temelli yüce İslam ideolojisine dayalı ilk devleti kurdu. Böylece ilk İslam toplumu oluşmuş oldu. İslam Devletinde Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem İslam’ı uyguladı, onu dünyaya taşıdı. Böylelikle hak ile batıl arasındaki fiziksel çatışma da başlamış oldu. Kâfir düşman Batı, on üç asır sonra Müslümanların birliğinin simgesi olan Hilafet Devletini yıkıp enkazı üzerine kartondan ulus devletçikler kurdu. 9 Mayıs 1916 yılında İngiltere ve Fransa Dışişleri Bakanı Sykes ve Picot, (Sykes-Picot Anlaşması uyarınca) Müslümanların ülkesini parçalamak için bir yol haritası benimsedi. Bu yol haritası çerçevesinde kâfir Batı, Müslüman ülkesini doğrudan işgal etti. Ajan devşirmek için ulus devleti kuluçka makinesi yarattı. İşte ulus devleti gerçeği budur! Bilinmelidir ki Müslümanları birleştirici Hilafet Devleti, Peygamber mirasıdır. Diğer Müslüman ülkelerden bağımsız ulus devleti ise, Müslümanların düşmanı sömürgeci kâfir mirasıdır. Kâfir Batının Müslüman ülkesinde kurduğu işlevsel ulus devlet olgusuna gelince:

Birincisi: Ulus devleti, sömürgeci kâfirin çizdiği sınırların muhafızlığını yapar, Müslüman ülkelerinin bölünmüşlüğünü korur. Bu sınırlar yüzünden aramızdaki İslam kardeşliği bağını kopardık. Düşman tarafından uydurulan farklı halklar olduğumuz yalanına inandık. Böylelikle cahiliye günlerine geri döndük. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’den sonra birbirimize yardım etmek yerine sömürgecinin çizdiği sınırlar temelinde boynumuzu vurduk. Yani ümmetin bölünmüşlüğünün muhafızları olduk! Düşman, bu bölünmüşlüğü derinleştirip perçinlemek için de her devletçiğin batıl vakasını sembolize eden bir ulusal gün ve bayrak belirledi!

İkincisi: Ulus devleti, yasa ve yönetmeliklerde İslam hükümlerine itibar etmez. Bu nedenle ulus devleti, kâmil İslam dinini, hayat düzeninden ve yasamadan dışlar. İnsanların işlerini vahye veya delil kuvvetine göre değil tağut kanunlarına göre düzenler. Yasamadaki farklı kesimlerin oyçokluğuyla yasalar yapar. Böylesi bir yasamanın meyvesi de elbette ki geçim sıkıntısıdır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى “Kim Benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim vardır. Ve kıyamet günü onu, kör olarak haşredeceğiz.” [Taha 124]

Üçüncüsü: Ulus devleti, “terörle mücadele” sloganı altında İslam ile mücadele eder. Yani hayat sistemi olması itibariyle İslam ile savaşır. RAND Corporation dâhil Batılı araştırmalar merkezlerine göre terör, Şeriatın uygulanmasını istemektir. Çünkü bu kurumlar, teröristi İslam Şeriatının uygulanmasını isteyen Müslüman olarak tanımlarlar.

Dördüncüsü: Ulus devleti, düşman kâfir Batının daimi vesayeti altında olduğu için kapasitesiz bir devlettir. Bu nedenle kâfir Batı yönetimindeki bu ulus devletçikler, çıkarını gerçekleştirmek için bütün sorunlarını kâfir Batıya havale ederler. Kâfir Batı, bu mini devletlerin kanunlarını gözden geçirerek iç işlerinin en küçük ayrıntısına bile müdahale eder. 16 Kasım 2017 tarihinde Hartum ve ABD Büyükelçiliğini ziyaret eden ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı, ziyaretin ardından 17 Aralık 2017 günü yaptığı açıklamada ve 20 Aralık 2017 tarihinde ülkeden ayrılan Avrupa Parlamentosu heyeti, uluslararası küfür hukuku ile uyumlu olması bakımından kanunlarda değişiklik yapılması talimatını verdi. Bu ay içinde Sudan’ı ziyaret eden IMF heyeti de hükümetten aşırı hayat pahalılığına neden olan ve insanların yaşamını riske atan IMF reçetelerine tamamen uymasını istedi!

Beşincisi: Ulus devleti, kendisini veya topraklarını korumaktan ya da halkın çıkarını gütmekten aciz Müslüman ülkelerin küçük bir parçasıdır. Zavallı ulus devleti yüzünden Güney Sudan bağımsızlık elde etti. Ülkeyi daha küçük parçacıklara bölmek için kumpaslar aralıksız devam ediyor. Sudan ve Mısır halkının hayati çıkarına tehdit teşkil eden Nahda Barajı bu zavallı ulus devletleri yüzünden peşkeş çekildi.

Ey Müslümanlar! İşte ulus devleti gerçeği budur. Ulus devleti, zillet, kırılma, yenilgi, sefalet, geçim sıkıntısı ve geri kalmışlığın sembolüdür. Bu rezaletlerin tadını biz ulus devleti altında tattık. Onun için bu ümmet ne ile bozulduysa, ancak onunla düzelir. Ümmet ancak Peygamberin mirasına, yüce vahye, İslam Devletine ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet Devletine yeniden avdet etmekle düzelecektir. Çünkü Hilafet, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Ukab sancağını dalgalandıracak, Müslümanları birleştirecek, İslam Şeriatını uygulayacak, sömürgeci kâfirlerin kafasını koparacak ve hidayet rahmetini âlemlere taşıyacaktır.

إِنَّ فِي هَذَا لَبَلاغًا لِقَوْمٍ عَابِدِينَ “Şüphesiz bunda Allaha kulluk eden bir toplum için yeterli bir mesaj vardır.” [Enbiya 106]

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Sudan Vilâyeti


H. 13 Rabi’-ul Âhir 1439
M.  Pazar, 31 Aralık 2017

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER