Çarşamba, 23 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/25
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Nübüvvet Metodu Üzere Raşidi Hilafet, Sömürgeciliği Söküp Atacak, Tunus’u Çöküntüden Kurtaracaktır

Tunus, ciddi ekonomik ve finansal kriz yaşıyor. Hatta kimilerine göre çökmek üzeredir. Örneğin aşırı pahalılık, insanların kötüleşen alım gücü, ticaret açığı, yabancı para birimleri karşısında dinarın değer kaybı, sözde uyumluluk iddiasıyla yaşanan art arda yönetim krizleri, ülkemizin yaşadığı trajedilerin sadece bir kısmıdır. Devlet kurumlarının, insanların işlerini gütmekten daha ziyade sömürgeci ülkelerin ve doğal kaynaklarımızı yağmalayan şirketlerin çıkarlarını gözetlemesiyle de kriz daha da çirkefleşiyor. Hükümetin son zamanlarda Kerkennah’da yaptıkları bunun en iyi kanıtıdır. İngiliz Petrofac şirketini protesto eden halkımıza karşı terör estirdi. Doğal kaynaklarımızı ve irademizi geri almak isteyen protestoculara karşı kaba kuvvet kullandı. Görüldüğü gibi Tunus’un mevcut yöneticileri, Batılı efendilerinin hizmetine amadedir. Yabancı elçiliklerin ve Batı kurumlarının iç işlerimize müdahil oldukları artık bir sır değil. Cumhurbaşkanlığı ve bazı hükümet yetkilileri açıkça bunu dile getirdiler. Ayrıca hükümet, devletin güvenlik kurumlarının eğitim ve denetimini İngiltere’ye teslim ederek, terörist gruplardan sınır güvenliğini sağlamak bahanesiyle Güney Tunus’a Amerikan ve Alman askerlerini sokarak ülke güvenliğini yabancıların ipoteği altına verdi. Bunun yanı sıra entrikacı ve iğrenç eylemler işleyen yabancı istihbarat teşkilatları ülkemizde cirit atmaktadır.

Daha iğrenç ve korkunç olanı ise devlet, yabancı finans kurumlarının kapılarında dilenmeyi sürdürüyor. Hatta halk, sömürgeci güçlerin ülkemiz üzerindeki hegemonyasını daha da güçlendiren borçlarla yaşamaya alıştı artık. Krediler ve yardımlar, genellikle borçlu ülkeleri kontrol altına almak, yoksullaştırmak ve egemenliğine el koymak için verilir. Bunlar, yeniden ülkemizi sömürgeci kapitalizmin himayesi altına sokacak vahim sonuçlardır. Bu durum, ülke topraklarını sömürgecilere peşkeş çeken ve bunda hiçbir sakınca görmeyen Tunus yöneticilerini zerre kadar rahatsız etmiyor. Amerikan büyükelçiliğinin hasarını tazmin etmek için Tunus toprağının küçük bir parçasını Amerika’ya heder ettiler. Tunus Dışişleri Bakanı Cüheynavi Perşembe günü yaptığı açıklamada, Amerikan büyükelçiliğinin hasarını bir toprak parçasıyla tazmin etmek, Amerika’nın bir girişimidir. Tunus da buna olumlu yanıt verdidiye konuştu. Basitçe söylemek gerekirse, Tunus yöneticileri yeni finansal krizi, küçük bir toprak parçasını satarak ve peşkeş çekerek aşmak istediler. Biz de buradan soruyoruz:

36 milyon dolar karşılığında ülkemizin kıymetli bir toprak parçası tamahkâr bir devlete peşkeş çekildi. Peki, IMF ve Dünya Bankası’ndan alınan milyarlarca dolar kredi geri ödenemediği takdirde, bu finansal kurumları destekleyen Amerika, İngiltere, Fransa gibi büyük sömürgeci güçler borçlarına karşılık örneğin Kerkennah adasını isterlerse durum ne olacak?

Ardışık hükümetlerin, insanların sorunlarının çözümündeki fiyaskolarının kaynağı, öyle betimledikleri gibi maddi olanakların kıtlığı ve azlığı değildir. Aksine tepemize çöreklenen kapitalist sistemin ta kendisidir. Bu sistem, hastalığın kaynağı, sefaletin temeli, yolsuzluk ve bozguncuların yuvasıdır. Artı kapitalist sistem, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Hanif Şeriatına aykırıdır. Bu bile tek başına Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın gazabına nail olmamız için yeterlidir.

وَمَنْ أَعْرَضَ عَنْ ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَىKim Benim zikrimden yüz çevirirse, mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim vardır. Ve kıyamet günü onu, kör olarak haşredeceğiz.[Taha 124] Bunun yanı sıra kapitalist sistem, ekonomik ve politik bağımlılık oluşturur. Dolayısıyla ancak Batının hoşnut ve memnun olduğu kişiler iktidara gelebilir. Bunlar, Batının çıkarları ve şartlarına uygun kalkınma projeleri üretirler. Bu projeler de ülkeyi sömürgecilik boyunduruğuna bağımlı kılar. Şu anki Tunus yöneticileri kirli paralar ve yabancı büyükelçilikler sayesinde iktidara geldiler. Hükümetin kalkınma projeleri de yabancı yatırımcıları çekmek, başta IMF ve Dünya Bankası olmak üzere uluslararası bankalardan borçlanma temeline dayalıdır. Çoğunlukla bu projeler, ülkeyi yabancının inisiyatifine terk etmekte, şartlarına boyun eğdirmektedir. Bu projelerin ülkeye hiçbir faydası yoktur, sadece Batı ve bozguncu sermaye sınıfına faydası vardır. 

Ey Tunus halkı! Ey güç ve yardım ehli!

Ülkemiz zengin kaynaklara ve gömülü hazinelere sahiptir. Ancak bunların kaymağını kâfirler yiyor, artıklarını da ajan yöneticiler ve bazı bozguncu sermayedarlara atıyorlar. Hükümetin, yağmacı yabancı şirketlere dayanmadan kaynaklarımız ve doğal zenginliklerimizin yönetimini eline alması ve İslam’a göre tasarrufta bulunması farzdır. Sonra bunların gelirleri, tarım kaynaklarını artırmak, kendi kendine yeterlilik elde etmek, ağır sanayi kurmak ve hemen endüstriyel sanayini başlatmak için kullanılmalıdır. Endüstriyel sanayi de ağır ve yan sanayinin inşasında kendi kendine yeterliliği sağlayacaktır. Ağır sanayi de tarımsal zenginliğimizi artıracak, güvenliğimiz ve ordumuz için gerekli silahları üretecektir. Böylece güvenliğimiz, sanayileşmiş ülkelerin çıkarlarına ve küçük düşürücü şartlarına bağlı olmayacaktır. Ancak sokaklara saçılan sütler gibi çiftçilerin kaynaklarını bile yönetmekten aciz olan ajan ve zavallı yöneticiler, bu çözümleri uygulayamazlar. Hâlbuki sokaklar süt gölüne dönerken on binlerce Tunuslu çocukları için bir yudum süt dahi bulamıyor! Talancı yabancı şirketlerden doğal zenginliklerimizi geri aldığımızda peki durum nasıl olacak? Bu ajan yöneticiler, daha yabancı şirketleri muhasebe etmekten bile acizler. Bırakın kovmayı ve yağmalanan kamu mülkiyeti kaynaklarını aslına iade etmeyi. Bu kaynakları faydası halka aittir.

Ey Tunus halkı! Ey güç ve yardım ehli!

Tunus yöneticilerinin, Batı kurumlarının birer memuru haline geldikleri apaçık ortadadır. Halkları bastırmak pahasına olsa da efendilerinin çıkarlarını savunuyorlar. Tüm form, sütun ve sembolleriyle yabancı nüfuzu ülkeden söküp atmadıkça ve Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet altında İslam’ı hayat sahasına koymadıkça kurtuluş yoktur. Bunun için Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in metodu üzerinde yürümeli ve Onun bayrağını dalgalandırmalıyız. Bu nedenle ilk önce İslam’a dayalı bir kitle kurmalıyız, daveti Müslümanlar arasında yaymalıyız, Allah’ın Şeriatını uygulamak ve dine yardım etmek için güç ve kuvvet ehlini ikna etmeye çalışılmalıyız. Ta ki hayırlı bir ümmet için hayırlı bir devlet kuralım. Talan edilen zenginliklerimizi geri alalım ve tüm bireylerin temel ihtiyaçlarını güvenle karşılayalım. İslam’ı iyi uygulayarak insanların güvenini kazanalım, sanayileşme gibi zor hedefleri gerçekleştirmek üzere insanların enerjilerini seferber edelim. İşte kurtuluşun yegâne yolu budur. Ümmet içinde bulunduğu çöküntüden ancak böyle kalkınabilir, prangaları kırıp zenginliklerini koruyabilir. Seleflerinin siretini ihya edip Aziz ve Hâkim olan Allah’a yardım edebilir.

إِنَّا لَنَنْصُرُ رُسُلَنَا وَالَّذِينَ آمَنُوا فِي الْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَيَوْمَ يَقُومُ الْأَشْهَادُŞüphesiz ki, Rasûllerimize ve iman edenlere dünya hayatında ve şahitlerin şahitlik edecekleri günde yardım ederiz.[Mümin 51]

Ey Tunus halkı! Ey güç ve yardım ehli!

Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın lütfu sayesinde zorba mücrim yöneticilere karşı ilk devrime kalkışan insanlarsınız. Haydi devriminizi İslam ile taçlandırın ve Hanif Şeriatı uygulayarak Allah’a yardım edin ki Allah size yardım etsin ve ayaklarınızı sabit kılsın. Hizb-ut Tahrir’li kardeşleriniz olarak biz, gayret ve azimlerinizi biliyor, bizimle çalışmak ve bize yardım etmek üzere içinizdeki yiğitlik ve kahramanlığın sel gibi coşması için haykırıyoruz. Bize yardım edin ki Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın vaadini ve Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesini gerçekleştirmek için yaşadığımız bu ceberut saltanattan sonra Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafeti yeniden kuralım.

وَعَدَ اللَّهُ الَّذِينَ آمَنُوا مِنْكُمْ وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَيَسْتَخْلِفَنَّهُمْ فِي الْأَرْضِAllah, sizlerden iman edip iyi davranışlarda bulunanları yeryüzüne sahip ve hâkim kılacağını vaat etmiştir.[Nur 55]

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً، فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ، ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا، ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ نُبُوَّةٍ “Daha sonra ceberut bir saltanat olacaktır. O da Allahın dilediği kadar olacak, sonra kaldırmak istediği zaman da kaldıracaktır. Sonra, nübüvvet metodu üzere bir Hilafet olacaktır.

حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Tunus Vilayeti


H. 29 Raceb 1437
M.  Cuma, 06 May 2016

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER