بسم الله الرحمن الرحيم
Hizb-ut Tahrir/ Türkiye Vilayeti Müslüman Kardeşlerinin Iyd-ul Adhâsını Tebrik Eder
Mübarek Iyd-ul Adhânızı (Kurban Bayramınızı) en içten dileklerimizle tebrik eder, Allah [Subhanehu ve Teala]'dan bu bayramı rahmete, mağfirete ve kurtuluşa ulaşmış olarak geçirmenizi dileriz. Rabbimizden içinde bulunduğumuz acınacak halden kurtaracak nusretini ve zaferini hemen göndermesini, iktidarlarının son dönemini yaşayan Amerika, İngiltere ve diğer kâfir devletlerin tasallutundan ve onlara gönül verip peşlerinde koşturan zalim yöneticilerden tüm İslam ümmetini bir an önce kurtarmasını niyâz ederiz.
Peygamber Efendimiz [SallAllahu Aleyhi ve Sellem] Medîne'ye gittiği zaman, orada iki günün bayram olarak kutlandığını görmüştü. Bunun üzerine şöyle dedi:
أبدلكم الله تعالى بهما خيراً منهما، يوم الفطر والأضحى "Allah bunları sizin için daha hayırlı olanlar ile değiştirdi: Fıtır Bayramı ve Adha Bayramı."
Muhakkak ki, bu iki bayram Allah [Subhanehu ve Teala]'nın Müslümanlara bir ikramıdır. Bayramda Müslümanlar sevinirler, birbirleriyle kucaklaşırlar, hastalar, akrabalar ve komşular ziyaret edilir, ikramlar yapılır, dargınlar barışır, fakirler ve muhtaçlar hatırlanır, gönülleri alınır.
Peki, Allah'ın bize ikram ettiği bu sevinçli bayram gününde, kâfirlerin vahşi saldırıları altındaki kardeşlerimizi de hatırlıyor muyuz? Münkerlere sessiz kalmaktan ve başımızdaki küfür sistemlerine rıza göstermekten kendimizi uzak tutuyor muyuz? En leziz şekilde pişirilmiş etlerimizi yerken ve ikram ederken, zindanlarda aç bırakılan veya iğrenç yemekleri yemeye zorlanan Müslüman kardeşlerimizin durumunu aklımıza getiriyor muyuz? Allah'ın mübah kıldığı hayvanları Allah için feda ediyoruz da Allah yolunda mallarımızı ve canlarımızı da feda etmemiz gerektiğini biliyor muyuz?
Bizler, et ikrâm etmek için sevinç ve heyecanla birbirimizi dâvet ederken kâfirler ile uşakları da vahşi hayvanlar gibi kardeşlerimizin üzerine üşüşmek için birbirlerine çağrıda bulunuyorlar. O halde bizler de Bayram salatında Türk, Kürt, Arap farkı olmaksızın omuz omuza Rabbimize kulluk ettiğimiz kardeşlerimizle birlikte bu zillet, hezimet ve rezâlet ortamından kurtulmak üzere Allah [Subhanehu ve Teala]'nın emrine koşarak İslâmî hayatı yeniden başlatacak Râşidî Hilâfet Devleti'nin yeniden kurulmasına dâvet edip bunun için çalışmalıyız.
Bu sevinçli bayram gününde Irak'ta, Filistin'de, Keşmir'de, Çeçenistan'da, Tayland'da, Doğu Türkistan'da ve işgal altındaki diğer beldelerde katlederek, çocukları yetim, bacıları dul bırakarak, evlerini başlarına yıkarak kardeşlerimize bayramı zehir eden kâfirlerin tüm bu cürümlerine ortak olup destek veren başımızdaki hain yöneticileri de sevinçli günlerini zehir edecek şekilde hesaba çekmeliyiz.
Ey Müslümanlar!
Iyd-ul Adhânızı salih amellerle taçlandırınız ki bunların başında farzların tâcı olan Allah'ın dinini yeryüzünde ikâme edecek, Sömürgeci Kâfirlerin saldırılarına son verecek, Müslümanların başına diktikleri hain ve ajan yöneticileri alaşağı edecek ve sizlere bütün kardeşlerinizle birlikte mutlu, müreffeh, huzurlu bir bayram tattıracak Râşidi Hilâfet Devleti'ni kurmak için çalışmak gelir. Dolayısıyla sizleri elli küsur yıldan beri Râşidi Hilâfet Devleti'ni kurma çalışmasının mimarı ve önderi olan onun uğrunda bıkmadan, hiçbir kınayıcının kınamasından korkmadan çalışan Hizb-ut Tahrir ile birlikte çalışmaya davet ediyoruz.
رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْرًا وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ
"Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır! Ayaklarımızı (dinin) üzere sâbit kıl!
Ve Kâfirler topluluğuna karşı bize zafer ver!" [el-Bakara 250]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
H. 10 Zilhicce 1430
M. Cuma, 27 Kasım 2009