بسم الله الرحمن الرحيم
AKP Gibi Demokratik Hükümetlerden Çözüm Beklemek Abesle İştigaldir!
İşgal ettiği Irak'tan çekilme hazırlığı yapan ve çekilmesiyle ortaya çıkacak boşluğu Türkiye'nin katkısıyla doldurma ve bu yolla Irak üzerindeki kontrolünü sürdürmek isteyen Amerika'nın stratejisinin bir gereği olarak PKK'yı tasfiye etmek isteyen AKP hükümetinin önce "Kürt Açılımı" sonra "Demokratik Açılım" ardından da sözde "Milli Birlik ve Beraberlik Projesi" adı altında başlattığı açılıma, ordu içerisindeki İngiliz yanlısı laik unsurlar ve onların sivil uzantılarından gelen sert tepkiler üzerine Türkiye, özellikle doğu illerinde işyerlerinin yakıldığı, kamu mallarına zarar verildiği, kanların akıtıldığı bir takım şiddet olaylarına sahne oldu. Bunların içerisinde en dikkat çekicisi İstanbul'un Dolapdere semtinde üç kişinin silah çekip insanların üzerine ateş etmesi ve bunlardan birisinin kameraların karşısına geçerek gayet serinkanlı bir şekilde yaptığı şu açıklamasıdır: "Bana para verdiler, git sık dediler, ben de sıktım... Ben sokakta gezen bir çöpçüyüm..."
Bu olay ve Türkiye'de işsizlik sayısının 3 milyon 429 bin olduğu göz önüne alındığında insanların nasıl bir güvensizlik,çaresizlik ve refah bunalımı içerisinde oldukları ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla Amerika'nın dayatması sonucunda AK Partinin ürettiği projeler, İngiliz yanlısı laiklerin karşı hamleleriyle birlikte ülkeyi bir kaosun içerisine sürüklemiş, insanları birbirine düşürmüştür. Bütün bu olaylar sonrasında Başbakan Erdoğan'ın hala "İnadına demokrasi, inadına milli birlik projesi" demesi dalalet içerisinde olduklarını göstermektedir.
فَوَيْلٌ لِّلْقَاسِيَةِ قُلُوبُهُم مِّن ذِكْرِ اللَّهِ أُوْلَئِكَ فِي ضَلالٍ مُبِينٍ "Allah'ın zikrine kalpleri kapalı olanlara yazıklar olsun! Gerçekten onlar apaçık bir dalalet içerisindedirler." [ez-Zumer 22]
AKP hükümeti, tüm bunların yanı sıra iktidara geldiği günden beri Müslümanları her alanda hüsrana uğratmıştır. Zira üniversitelerde başörtüsü takılması meselesini "Başörtüsü bizim namus meselemizdir" diyerek halledeceğini ağzına pelesenk yapan AK Parti, iktidara geldiğinde İslam'ın bir emri olduğu için değil de Amerika'nın tüm İslam ülkelerine pazarlamaya çalıştığı demokrasi ve özgürlüklere ilişkin olarak bir yasa çıkarmış ancak İngiliz yanlısı laiklerin ciddi tepkisini görünce birden bire çark ederek "Bizim gündemimizde başörtüsü sorunu yok" diyerek Amerikan stratejisi gereği laikleri rahatlatmayı, Müslüman kızların tacı olan başörtüsüne tercih etmiş ve nihayet başörtüsüne ilişkin yasa Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
Geçmişteki tüm hükümetler gibi AK Parti hükümeti de işsizlik sorununu halledeceğini söylediği halde son gelinen noktada işsizlik oranı daha da artmış ve işsizlerin sayısı 3 milyon 429 bin gibi devasa bir rakama ulaşmıştır. Hükümetinin her beceriksizliğine bir kulp takmayı alışkanlık haline getiren Başbakan Erdoğan, "Amerika'da da işsizlik var" diyerek bu acı gerçeği örtme ve çarpıtma yoluna gitmiştir.
Terörle mücadele adı altında Afganistan'ı işgal eden ve sekiz yıldır oradaki Müslümanları katleden terörün başı Amerika'ya karşı Müslüman Türk ordusunu harekete geçirmesi gereken AK Parti hükümeti, NATO üyeliği adı altında Afganistan'da asker bulundurmaktan gurur duymaktadır ve Amerika'nın Afganistan'a yönelik stratejisini desteklediklerini en üst düzeyde dile getirerek Afganistan'daki Müslümanların kanayan yarasına tuz basmıştır.
Doğalgazın neredeyse yüzde yüze yakınını ithal eden bir Türkiye ile karşı karşıya iken sanki ümmetin maslahatına bir proje geliştirmişçesine Nabucco Projesi'ne destek veren AK Parti hükümeti, alacağı üç beş kuruş kira bedeli karşılığı başta Amerika olmak üzere Batılı devletlerin çıkarına hizmet edecek olan bu projeyi tüm gücüyle sahiplenmiş ve Türkiye'yi sömürgeci kafirlerin yol geçen hanına çevirecek olan bu projenin ilk adımının Türkiye'de atılmasını bir başarı olarak görmüştür.
Amerika'nın Orta Asya politikasına hizmet edecek olan Ermenistan sınır kapısının açılması noktasında AK Parti hükümeti, bir avuç Ermeni karşısında zillete düşmüş ve ümmete karşı bu acziyetini örtmek için de küresel aktör oluyoruz hayallerini dile getirmiştir.
İngiliz nüfuzunu yok etmek ve kendi nüfuzunu daha etkin kılmak için Amerika'nın Kıbrıs'a yönelik projelerini hayata geçirmek için canla başla çalışan AK Parti hükümeti, burasının stratejik nadide bir İslam beldesi olduğunu belki de hiç bilmemiştir zira Amerika'nın hazırladığı Annan planını uygulamak için gösterdiği aktiflik bunun en bariz göstergesidir.
İktidara geldiği günden bu yana ümmetin maslahatına bir şey yapmayan AKP, Amerikan projelerini hayata geçirmek için kendisini paralamaktan hiç geri durmamıştır. Bizler Hizb-ut Tahrir (Kurtuluş Partisi) olarak biliyoruz ki; İslami ümmeti, kokusu burun direğini sızlatan kokuşmuş demokrasi, özgürlükler ve insan hakları gibi küfür fikirlerinden ve ajan yöneticilerin köle ruhlu politikalarından kurtarıp dünyanın efendisi konumuna getirecek olan Hilafet Devleti'ni ikame etmek için gecesini gündüzüne katarak çalışan ümmetin muhlis evlatlarından oluşan Hizb-ut Tahrir şebabını zindanlara atan bu hain yöneticilerden elbette başka bir şey beklenmez. Ancak bu kadar zillet ve hıyanet içerisinde olduklarını bildikleri ve yakinen gördükleri halde medya kuruluşlarının, yazarların, akademisyenlerin, bürokratların, hele hele de İslami kisveye bürünenlerin bu yöneticilere destek vermesi gerçekten şaşılacak bir durumdur!
Ey Türkiye'deki Müslümanlar!
Hilafet Devleti'nin yıkılıp yerine laik (dinsiz) Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından bu yana mevcut AKP hükümeti de dahil iktidara gelen tüm demokratik hükümetler, koltuklarını korumak adına sürekli sömürgeci kafirlerin planlarını hayata geçirmek üzere çaba harcamışlar ve onların planlarını uygularken de ümmetin servetlerinin heba olmasına, kanlarının heder edilmesine, İslami değerlerin çiğnenmesine hiç aldırış etmedikleri gibi sömürgeci kafirlerin ajanı oldukları gün yüzüne çıkmasına rağmen ümmetin karşısında pişkin pişkin sömürgeci kafirlerin politikalarını uygulamaya devam etmişlerdir. O halde bu mazarrat yöneticileri ve onların kokuşmuş demokratik hükümetlerini alaşağı edip geçmişte olduğu gibi Hilafet Devleti gölgesinde sizleri tekrar Kürdüyle, Türküyle, Arabıyla akide kardeşi yapacak olan İslam nimetini hatırlayınız!
وَاعْتَصِمُواْ بِحَبْلِ اللّهِ جَمِيعًا وَلاَ تَفَرَّقُواْ وَاذْكُرُواْ نِعْمَتَ اللّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ كُنتُمْ أَعْدَاء فَأَلَّفَ بَيْنَ قُلُوبِكُمْ فَأَصْبَحْتُم بِنِعْمَتِهِ إِخْوَانًا "Hep birlikte Allah'ın ipine (İslam'a) sımsıkı sarılınız, parçalanmayınız. Allah'ın size olan nimetini hatırlayın. Hani siz birbirinize düşman idiniz de O, kalplerinizi birleştirmiş ve O'nun nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz." [Âl-i İmran 103]
Sizler de çok iyi biliyor ve şahit oluyorsunuz ki Hizb-ut Tahrir (Kurtuluş Partisi) bu lezzeti sizlere tattırmak için sizin içinizde, sizinle beraber tüm gücüyle çalışmakta ve Allah'ın izniyle nusretin çok ama çok yakın olduğuna inanmaktadır. O zaman haydi gelin sizler de bu hayır kervanına katılıp destek verin ki sömürgeci kafirlere ve onlara uşaklık yapan bu hain yöneticilere İslam akidesinin gücünü gösterelim ve onlara Hilafet Devleti'nin heybetini yakinen hissettirelim.
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ "Ey iman edenler! Allah ve resulü, sizi size hayat verene davet ettiği zaman icabet ediniz." [el-Enfal 24]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Türkiye Vilâyeti
H. 6 Muharrem 1431
M. Salı, 22 Aralık 2009