Bursa'da Panel: Hizb-ut Tahrir Ve Hilafet
- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Köklü değişim dergisi tarafından İstanbul, Ankara ve Bursa'da düzenlenen "Hizb-ut Tahrir ve Hilafet" konulu panellerin Bursa ayağı, Ördekli Kültür Merkezinde yoğun bir ilgi ve katılım altında gerçekleştirildi.
Hüseyin Eker'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde, Recep Yiğit, Takıyyüddin en-Nebhani'nin hayatı hakkında ki sunumunu gerçekleştirdi. Şeyh Takiyyüddin en-Nebhani'nin doğumu, ailesi, yetiştiği aile ortamı, tahsili, ilmi hayatı ve çalışma hayatından kesitler sunan Recep Yiğit sunumuna şu ifadelerle devam etti.
Her ne kadar Hizb-ut Tahrir resmi olarak 1953'de kurulduysa da Hizbin temellerinin atılması 1948'den sonradır. Şeyh Takiyyüddin bu tarihden sonra zihninde daha berrak hale gelen fikirleri kaleme alıp yazmaya başladı ve Hizb'in genel şeması üzerinde yoğunlaştı. Böylece ilk hücre ve ilk halaka yani kıyade oluşuyordu. Partinin ilk halakası Kudüs'te oluşturuldu ve bu halakada; Nimr El-Mısri, Davud Hamdan, Ganem Abduh ve Adil Nablusi bulunuyordu. 1953'te ise Hizb'in resmen kurulduğu duyuruldu ve kiralanan ofise "Hizb-ut Tahrir" yazan bir tabelayı bizzat Şeyh Takiyyuddin kendi elleriyle astı. Hizb, sıcak ve yoğun faaliyetlerini Batı Şeria'nın tüm şehirlerinde ve Amman'da başlattı.
Dava, hiç görülmemiş olumlu bir halk desteğiyle karşılandı. Hizb, kültürlendirme aşamasında Şam, Bağdat ve Beyrut şehirlerine doğru hareket etti. Binlerce kişi Hizb'in safında yer aldı, 12 Suriyeli meclis üyesi de buna dâhildi.
Daha sonra Takiyyüddin en-Nebhaninin hayatının Ürdün, Suriye, Lübnan ve Irak yönetimlerinin zulmü ve işkenceleri altında geçtiğinden bahseden Recep Yiğit, Irak'ta bir devrim gerçekleştirme amaçlı olarak bulunduğu bir sırada yakalanarak yakın ailesi tarafından dahi tanınamayacak kadar ağır işkenceler gördüğünü fakat yine de davasından vazgeçmediğini belirtti.
Recep Yiğit'in sunumunu tamamlamasının ardından, Mehmet Çetinbudak, En-Nebhaninin eserleri hakkındaki sunumuna başladı. Eserleri 3 kategoriye ayıran Çetinbudak, birinci kategoride; İslam Nizamı, Hizbi Kitleleşme ve Hizb-ut Tahrir mefhumları kitaplarını, ikinci kategoride; İslam'da Yönetim Nizamı, İslam'da İktisat Nizamı, İdeal Ekonomi Politikası, İslam'da İçtimai Nizam, İslam'da Ukubat Nizamı, Beyyinat Hükümleri, Anayasa Tasarısı ve Esbab-ı Mücibesi gibi kitaplarını, üçüncü kategoride ise Düşünme Metodu, Kıvrak Zekâ, İslam Şahsiyeti (3 cilt), Ahkamus Salah, Siyasi Mefhumlar ve İslam Devleti gibi kitapları tek tek ele alarak ve içeriklerinden pasajlar sunarak tanıtımını yaptı.
Mehmet Çetinbudak'ın Takiyyüddin En-Nebhaninin eserleri hakkındaki kapsamlı sunumunu tamamlamasının ardından, Suat Çoban Hizb-ut Tahrir ve Hilafet konulu sunumunu gerçekleştirdi. Konuşmasına Hizb-ut Tahrir'i tanıtmakla başlayan Suat Çoban şu ifadelere yer verdi.
Hizb-ut Tahrir, İdeolojisi İslâm olan siyasî bir partidir. Siyaset onun ameli ve İslâm onun ideolojisidir. Ümmet arasında ve ümmetle birlikte, ümmetin İslâm'ı kendisine dâvâ edinmesi için, Hilâfet'i ve Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyi/yönetmeyi tekrar varlık sahasına geri getirmesi maksadı ile ümmete önderlik etmek için çalışır.Hizb-ut Tahrir; ne ruhaniyetçi, ne ilmî, ne akademik ne de hayır işleriyle uğraşan bir kitle olmayıp siyasî bir kitledir. İslâm düşüncesi, onun cisminin ruhu, nüvesi ve hayatının sırrıdır.
Hizb-ut Tahrir, Yüce Allah'ın;
الْمُفْلِحُونَ وَلْتَكُنْ مِنْكُمْ أُمَّةٌ يَدْعُونَ إِلَى الْخَيْرِ وَيَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَيَنْهَوْنَ عَنْ الْمُنْكَرِ وَأُوْلَئِكَ هُمْ
"Sizden hayra davet eden, marufu emreden, münkerden nehyeden bir ümmet (topluluk) bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir." ayetine icabet ederek; İslâm ümmetini düşmüş olduğu şiddetli çöküntüden kalkındırmak ve küfür fikirleri, düzenleri, hükümlerinden, kâfir devletlerin egemenliğinden, nüfuzundan kurtarmak gayesiyle kurulmuştur.
Çalışmasının gayesi, Allah'ın indirdiğiyle yeniden yönetmek üzere İslâm Hilâfet Devleti'ni tekrar vücuda getirmektir.
Konuşmasının devamında Çoban, Takiyyüddin en-Nebhaniden sonra Hizbin emirliğine Abdülkadir Zellum'un geldiğini, onun döneminde Hizbin etkisinin ve gücünün artarak devam ettiğini, neredeyse tüm islami beldelerde ve avrupada Faaliyetlerin yayıldığından bahsetti. Abdülkadir Zellum'dan sonra da Atâ bin Halîl Ebu Raşta'nın Hizbin emirliğine geçtiğinden bahseden Suat Çoban, Hizb-ut Tahrir'in şu anki emiri olan Ata Ebu Raşta hakkında şu bilgileri paylaştı.
Atâ Ebu Raşta, ilk ve ortaokul eğitimini kampta tamamladı. Lise eğitimini ve ilk lise diplomasını 1959 senesinde El-Halil'deki El-Hüseyin b. Ali okulunda tamamladı. Sonra 1960 senesinde Kudüs'ü Şerifteki El-İbrahimiyye okulunda genel lise diplomasını aldı. Ardından 1960-1961 eğitim yılında Kahire üniversitesine -Mühendislik Fakültesine - yazıldı. 1966 senesinde üniversiteden inşaat mühendisliğinde mezuniyet lisansını aldı. Mühendislik fakültesinden mezun olduktan sonra uzman olduğu konuda birçok Arap devletlerinde çalıştı. Bunlar arasında Irak'ta vardır. Zira Beledzur şehirinde sulama mühendisi olarak işe başladı.
Atâ ebu Raşta, ellili yılların ortasında orta eğitimi esnasında Hizb-ut Tahrir saflarına katıldı. Allah yolunda zalimlerin zindanlarında işkencelere maruz kaldı. Birkaç kez tutuklandı. Senelerce hapse mahkûm edildi. Ama yine de Hizb'te ve Hizbin bütün idari organlarında çalışmaya devam etti. Uzun süre Hizb-ut Tahrir Ürdün resmi sözcülüğünü yürüttü. Sonra M. 11 Safer 1424, M.13/04/2003 senesinden başlamak üzere Şeyh Abdulkadîm Zellûm'un halefi olarak Hizb-ut Tahrir'in emirliğini üslendi.
Atâ b. Halil'e ait birçok eser vardır. Bunlar:
a) Yollar ve Bina Yapılanması
b) Tefsir Usulüne Giriş
c) Fıkıh Usulüne Giriş
d) İktisadi Krizler, Vakıaları ve İslam Bakış Açısıyla Çözümleri
e) Körfez ve Arap Yarım Adasında Yeni Haçlı Saldırısı
f) Sanayi Siyaseti ve Sanayi Devleti İnşa etmek
g) Bakara Suresinin Tefsiri
Suat Çoban'ın konuşmasını tamamlamasının ardından Soru cevap bölümü ile panel sona erdi.