HABER-YORUM

(Tercüme)

Macron; “Fransız İslam’ı” Oluşturmayı Planlıyor!

HABER:

Fransa Cumhurbaşkanı Macron, şunları ifade etti: “Mutabık kalınan seçenek ne olursa olsun, amacım laikliğin kalitesini neyin oluşturduğunu belirlemektir, yani kişi ister inansın ister inanmasın ulusal birliği ve inanç özgürlüğünü korumaktır.”

Macron, dini devletten ayıran 1905 kanunu hakkında ise; “Bu yasa bizim kendi hazinemizdir, ancak bu kanun İslam'ın dini önemine değinmedi. Çünkü toplumumuzdabugün olduğu gibi, o günde bu mevcut değildi.” dedi.

Bu bağlamda, Macron açıklamalarına şöyle devam etti: “Hiçbir Fransa vatandaşından dini uygulamasında ılımlı olmasını ve inancında mutedil olmasını veya ilahına karşı ne yapması gerektiğini talep etmedim, bu yöntem anlamsızdır. Ancak tüm Fransız vatandaşlardan Cumhuriyetin tüm kurallarına saygı duymalarını isteyeceğim” (Huf Post, 13.Şubat.2018)

YORUM:

Macron’un çabaları hayal kırıklığı ve kayıplarla doludur. Çünkü İslam hadareti ve kapitalist laik Batı hadareti karşı karşıya duruyor. Batı hadareti, dinin hayattan ayrılma esasına dayanmaktadır. Yani, maddi kıymetler esastır. Böylelikle bu düşünce ruhi, insanî ve ahlaki değerleri tamamen ortadan kaldırıyor. Maddi ve menfaat düşünceleri, toplumların ve devletlerin davranışlarını belirlemede ortaya çıkıyor.

İslam hadareti ise, tamamen farklı bir temel üzerine kaimdir. O ise Yüce Allah'a iman üzerine kuruludur ve Yüce Allah insana hayatta yürümesi için bir sistem kılmıştır, Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: ﴿فَلا وَرَبِّكَ لَا يُؤْمِنُونَ حَتَّىٰ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لَا يَجِدُوا فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيمًا﴾. “Hayır! Rabbine andolsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmeli işlerde seni hakem yapıp, sonra da verdiğin hükme, içlerinde hiçbir sıkıntı duymaksızın, tam bir teslimiyetle boyun eğmedikçe iman etmiş olmazlar.”(Nisâ 65)

Diğer Hadaretler derin bir şekilde incelendiğinde, aralarında ortak bir faktörün bulunduğu, ancak aynı zamanda aralarında çatışma ve çarpışmayı tetikleyen bir katalizör olduğunu görürüz! İki hadaret de, diğer insanlara ve kavimlere karşı sahip oldukları ideolojiyi yayma ve bu ideolojiyi tüm insan ilişkilerine hükmeden kılmak istemekte, aynı zamanda bu amaca ulaşmak için de her iki ideolojinin metodu vardır.

İşte Amerika, kapitalist ideolojinin bayrağını taşımaktadır ve onun arkasından Batı bayrağı taşıyarak demokrasi, özgürlükler, temel haklar, pazar politikaları vb. tüm halkların ve yaşamın her alanında kavramlar, ölçüler ve kanaatler oluşturmaya çalışıyor.

İslam'a gelince, naslara bakıldığında İslam’ın bütün insanlığa taşınmasını ve yalnızca İslam’ın hakimiyetini vacib kılıyor.Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmaktadır: ﴿هُوَ الَّذِي أَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدَى وَدِينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدِّينِ كُلِّهِ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَ﴾  “O, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.”(Tevbe 33)   İslam'ı siyasi ve entelektüel fikir olarak aleme taşımaktır. Eğer koşullar belirirse askeri olarak da taşımaktır.İslam’ı yayma metodu İslam ahkamının insanlara uygulanmasıdır ki, İslamfikrinin doğruluğunu idrak etsinler. Ayrıca zorlama, çarpıtılma ve engelleme olmadan onun teşrideki adaletini uygulanma sahnesinde görsünler.

Şu bir hakikattir ki, insanlara İslam’ı tatbik etmenin siyasi yöntemi vardır. Günümüzde Müslüman dünyasında İslam devletinin kurulması için şartlar oluşmakla birlikte, Batıda Müslümanların sorumluluğu, hadaretlerine bağlı şahsiyetlerini korumaktır. Bu ise, laik demokratik kapitalist şahsiyette erimemesidir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

M. Usame Es-Suveyni - / Kuveyt