Cumartesi, 26 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Amerika Yine Türkiye’nin “Ağzına Bir Parmak Bal Çaldı!”

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Amerika Yine Türkiye’nin “Ağzına Bir Parmak Bal Çaldı!”

Haber:

Türkiye-ABD Yüksek Düzeyli Suriye Çalışma Grubu’nun 3'üncü toplantısı Ankara’da gerçekleştirildi. Türkiye Dışişleri ve Milli Savunma Bakanlıkları ile ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarından yüksek düzeyli yetkililer, Suriye’de istikrar ve güvenliğin güçlendirilmesine ilişkin görüşmelere devam etmek üzere bir araya geldi. Toplantıya ilişkin Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, tarafların Suriye’nin egemenliği, bağımsızlığı, birliği ve toprak bütünlüğüne olan bağlılıklarını teyit ettiği ve Suriye ihtilafına BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu bir siyasi çözüm bulunması sürecinde sürdürülebilir ve geri döndürülemez ilerleme sağlanmasının öneminin altının çizildiği belirtildi.

https://www.turkiyegazetesi.com.tr/gundem/592344.aspx

Yorum:

“Ağza bir parmak bal çalmak” deyiminin anlamı: “Amacına ulaşmak için birini tatlı sözlerle bir süre oyalamak, kandırmak; umut verip ikna ederek işini yaptırmak” gibi anlamlara gelmektedir.

Amerika, Ankara’daki hükumetin ağzına “bir parmak bal çalıyor” hükumet medyası da manşetlerle halkın “gözlerini boyuyor” ve yapılan toplantıyı öyle bir sunuyorlar ki; sanki Amerikan çıkarları bizim çıkarımız gibi bir durum oluşuyor. Hâlbuki yapılan toplantının içeriği ve üzerinde anlaştık denilen maddelere bakıldığında bunun aslında tek taraflı bir çıkar olduğu (ABD) Türkiye’nin ise sadece “ağzında bir parmak bal olduğu” görülecektir.

Toplantı sonrası yapılan açıklamaya bakıldığında;

  • BM Güvenlik Konseyi’nin 2254 sayılı kararına vurgu var. Peki,  bu ne demek? “Siyasi geçiş Suriye devleti önderliğinde olmalı” demek, katil rejimin devamı demek.
  • Terörizmin her tür ve tezahürüyle mücadele etme konusunda da mutabık kalınmış. Bu ne demek? Suriye’de Amerikan Projesi’nin gerçekleşmesi karşısında duran kim varsa hepsi teröristtir. Yani katil Esed’in Suriye devriminin en başında söylediği şey. Ne demişti? “Ben teröristlerle savaşıyorum” Gelinen noktada Amerikan projesine ve rejime karşı gelen kim varsa terörist olarak görülüyor ve Amerika ile Türkiye bununla mücadele de mutabık kalmışlar.
  • Membiç Yol Haritası konusunda yılsonuna kadar hızlandırılmış ve somut ilerleme sağlama. Peki, bu ne demek? İşte bu haber yorumun başlığını oluşturan Ak Parti’nin ağzına sürülen “bal.” Membiç uzun zamandır Türkiye gündeminde. Daha önce Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde “af”, “bedelli askerlik” ve Kandil’e hava operasyonları bir etki yapmayınca, Amerika Türkiye ile Membiç’de ortak devriye atacağını bildirmesiyle bu mesele köpürtülerek seçim malzemesi yapılmıştı. Oysa Amerika Fırat’ın bir yakasında PYD ile devriye atarken, diğer yakasında ise Türkiye ile devriye atıyor. Şimdi yerel seçim öncesi de öyle görülüyor ki; Membiç yine malzeme olarak kullanılacak. Amerika ister PYD ile isterse Türkiye ile Suriye de çalışsın, sonuçta haraçlar kendisine gelecektir. Ya da kendi çıkarlarını gerçekleştirmiş olacaktır. Ak Parti’nin’nin ağzına “bir parmak bal çalarak” onu ikna ediyor, yanında tutuyor ve her istediğini yaptırıyor. Bunu yaparken de PYD’den vazgeçmiş değil. İkisini de kullanmaya devam ediyor.
  • Türkiye ve ABD, müttefik olarak birbirlerine karşı yükümlülüklerine uygun şekilde, her iki ülkenin güvenlik kaygılarını etkin biçimde ele alma taahhüdünü paylaşma konusunda da mutabık kalınmış. Ancak Amerika’nın PYD’ye olan silah ve her türlü lojistik desteği, öyle gözüküyor ki Türkiye için bir güvenlik tehdidi oluşturmamış. Çünkü söz konusu açıklamada PYD’nin ismi dahi geçmiyor. PYD’ye silah göndermek “müttefiklik” ruhuna uygun demek ki...
  • Suriye konulu Çalışma Grubu toplantılarının daha sık aralıklarla düzenlenmesi konusunda mutabık kalınması. Söz konusu toplantıların daha sık düzenlenmesi maddesi Amerika Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey'in “Astana’nın fişini çekme vakti geldi” açıklamasıyla da uyumluluk arz ediyor. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’yi aday olarak açıkladığında; “gel bakalım Muharrem” diye çağırdığı gibi Amerika’da Ak Parti hükumetine “gel bakalım buraya” diye diyerek Cenevre’yi gösteriyor.

Sonuç olarak Amerika ile işbirliği yapmış olmak Türkiye’nin de, Türkiye halkının da, Suriye halkının da çıkarına değildir. Bugüne kadar “terörle mücadele” adı altında Suriye’de binlerce Müslüman öldü. Bundan kim çıkar sağladı? Türkiye’nin Rusya ve İran ile koordineli çalışmasından kim çıkar sağladı? Türkiye, Amerika öncülüğünde kurulan Koalisyonu desteklediğinde kim çıkar sağladı? İncirlik üssünü kullanıma açmasından kim çıkar sağladı? Fırat ve Zeytin Dalı operasyonlarından kim çıkar sağladı? Astana ve Cenevre konferanslarından kim çıkar sağladı?

Uyguladığınız politikalar sadece Amerikan çıkarlarıyla örtüşüyorsa sizin bir politikanız bile yok demektir. Amerika ile Müslümanların çıkarları asla birbiri ile örtüşmez. “Ortak çıkar” açıklamaları kocaman bir yalandan ibarettir. Amerika sadece kendi çıkarlarını düşünen İslam’ın ve Müslümanların düşmanı sömürgeci bir devlettir NOKTA.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına

Osman Ebu Erva

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER