Haber-Yorum

Garantör Türkiye'nin Tanıklığındaki Bombalama

Soçi Anlaşmasını Pekiştirmek İçindir

Haber:

Esed güçleri ve Rusya ile bağlantılı milisler, Salı günü İdlib ve Hama kırsallarında bulunan yaklaşık 40 kasaba ve şehri bombaladı ve bunun sonucunda aralarında çocuk ve kadınların da olduğu 6 kişi öldü ve diğerleri ise yaralandılar. İdlib'de bulunan El-Darar El-Şamiye websitesinin muhabirleri şunu ifade ettiler: "Esed rejimi güçlerinin Güney İdlib'deki El-Heybet kasabasını hedef alan roket saldırısında iki çocuk da dahil olmak üzere üç sivil öldürüldü ve diğerleri de yaralandı." (El-Darar El-Şamiye)

Yorum:

Bu, Kuzey Hama ve Güney İdlib bölgelerinin sürekli bombardımana maruz kaldığı günlerden bir gün içinde meydana geldi. Hem de bu köy ve kasabalarda Türkiye'nin gözlem noktalarının bulunmasına rağmen. Zira rejim ve Rusya tarafından atılan topçu mermiler, bu noktalardan geçiyor ve belki de onları rahatsız ediyordu ancak onlar kendilerinden emindiler. Çünkü onların lisanı halleri, bu dost ateşi bizlere zarar vermez diyordu.

Bu yoğun bombardımanın, Soçi anlaşmasıyla eş zamanlı olduğu hiç kimseye sır değildir. Bunun amacı ise, insanları yerinden ederek yapılan anlaşmayı pekiştirmek ve tampon bölgeyi onları bombalamadan kurtaran bir kurtarıcı olarak dayatmaktır. Zira tampon bölge, Esed rejimiyle olan savaşın cephe hattı boyunca uzanan bir bölge olup burasının silahsızlandırılması üzerinde anlaşmaya varılmış ve buraya da tampon bölge adı verilmiştir. Diğer bir ifadeyle, bir Rus yetkilisinin söylediği gibi "İdlib'deki savunmalar yumuşatılmıştır."

Ayrıca, uluslararası yolların açılması üzerinde anlaşmaya varılarak mücrim rejimin ticari hareketinin önü açılmıştır. Ancak bu, Türkiye yolları tamamen kontrol ettikten sonra olacaktır. Bu ise bölgede devriyelerin dolaşması ve karakolların dağılımı yoluyla olacaktır. Böylece de kurtarılmış bölgeler için büyük bir gedik mesabesinde olan yollar, mücrim Esed rejimi lehine korunmuş olacak.

Sözlerimi şöyle bitiriyorum; bu bombalama Soçi anlaşmasının bir parçası olup destekleyici ve garantör ülkelerle ilişkiler kesilmedikçe yeni bir girişim ve kararın olması imkansızdır. Dolayısıyla yalnızca Allah'a tevekkül edip güvenliğin sağlanması için devrime öncülük edecek siyasi ve bilinçli bir liderlik sayesinde rejimin devrilmesi için ciddi bir şekilde çalışmak gerekmektedir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Münir Nasır - Suriyes