- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Rüşvet Amaçlı Bol Keseden Sallanan Seçim Vaatleri
Haber:
Rize’deki mitingde halka hitap eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Şimdi Rize’de iki büyük müjde vermek istiyorum” dedi ve “Tarım ve hayvancılıkla uğraşanların artık yüzde 12 indirimli elektrik kullanabileceğini ve yeni sondaj gemisinin alındığını duyurdu.” [03.03.2019 mynet]
Yorum:
Her genel veya yerel seçimler öncesinde oy uğruna uçuk vaatlerde bulunan, bir oy için kırk takla atan, halkı kandırmak için bol keseden sallayan siyasiler, seçimin ardından verilen sözleri unutup gidiyorlar. “Kim ne veriyorsa beş lira fazlasını vereceğim”, “Vallahi Mazot 1 Lira olacak”, “Herkese biri ev biri araba olmak üzere iki anahtar vereceğim” “Her ile bir havaalanı ve hızlı tren getireceğim” “Yoksul ailelere 600 TL maaş bağlayacağım” “Çalışanı ihya edeceğiz. Yaşam standartlarını yükselteceğiz.” diyen politikacıların yalan ve dolanlarını saymak bir ömre sığmaz.
İki seçimdir Erdoğan, açlık ve yoksulluk içerisindeki, borç batağındaki halkı kandırmak için rüşvet dağıtmakta, halka midelerinden yaklaşmaktadır. Ücretsiz vermesi gerekirken yaptığı zamlardan yüzde 12 indirim yaparak, indirimli elektrik müjdesi vermekte, dahası alınan sondaj gemisini sanki halkın hizmeti için alınmış gibi lanse etmektedir.
İdeolojik ve büyük devlet olmak için, dünyaya hükmetmek için, Osmanlı Hilafet Devletinin izzet ve ihtişamına kavuşmak için, 18.ci yüzyılda olduğu gibi Amerika’dan vergi almak için, İslam ve Müslüman düşmanı İngiltere ve Fransa’ya cihat ilan etmek için, zalimlerin kâbusu, mazlumların yardımcısı olmak için hiçbir vaatte bulunmayan Erdoğan, millet bahçeleri ve kıraathaneler ile savaşçı cengâver ümmeti savaş meydanlarından çekip kahvehanelere hapsetmekte, bağ ve bahçe ile oyalamakta, Hint Keneviri ile uyutmakta, tanzim satışları ile pazarcılık siyasetine soyunmaktadır.
Ekonomi tepetaklak olduktan sonra artık dağarcığındaki ekonomik vaatleri tüketen Erdoğan, halkı beka sorunu ile korkutarak tabanını konsolide etmeye çalışmaktadır. İktidarı kaybetme korkusu ile devlet imkânlarını da kullanarak günde 3 miting düzenleyen Erdoğan, mitinglerinde HDP’lilerin konuşmalarından kesitler göstererek, daha dün dilinden düşürmediği “Kürdistan” söylemine bugün saldırarak sırf oy uğruna Türkler ile Kürtler arasına nefret ve kin tohumları saçmaktadır.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ile kurduğu Cumhur İttifakı ile İttihat ve Terakki’nin Türk-İslam sentezinin İslam-Türk versiyonunu dirilten Erdoğan, Müslümanların bakışını Vestfalya ulus devleti ile daraltmakta, bu dar bakış uyarınca Sykes-Picot sınırları dışında kalan Müslümanlar ya yabancı olarak nitelenmekte ya da ulusal güvenliği tehdit eden gruplar olarak görülmektedir. Kâfir Sykes-Picot sınırları dâhilinde kalan farklı milliyetteki Müslümanlar ise Kürtler gibi bu sentez gereği düşman olarak tanımlanmaktadır. Bugün meydanlarda “Kürdistan” ve HDP düşmanlığı yapılması belki de bu söylem ve sentezin (İslam-Türk) dışavurumudur.
Kısacası meydanlarda bol kepçeden atılan basit, düşük, yüzeysel vaatler, halkın ekonomik derdine derman, yarasına merhem olmayan, işsizlik ve aşsızlık sorununa çözüm üretmeyen yoksul ve yoksun söylemler, halka yüksek yaşam standardı sunamaz, kalkınması ve gelişmesini sağlayamaz, susuzluğunu gideremez. Daha da önemlisi hakkı tutup kaldıramaz. En önemlisi ise bu söylemlerin İslam ideolojisiyle, İslam’ın yeniden hayata dönüş ve dirilişiyle hiçbir ilgi ve alakası yoktur. Laik, liberal ekonomi kaynaklı, halkı kandırmaya ve avutmaya yönelik söylemlerdir. Türkiye dâhil bugün İslam dünyasının yaşadığı ekonomik kriz ve sefaletin bir tek nedeni var. O da İslam’ın ve İslam’ı uygulayan Raşidi Hilafet Devletinin hayatta olmamasıdır.
وَمَنْ اَعْرَضَ عَنْ ذِكْر۪ي فَاِنَّ لَهُ مَع۪يشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اَعْمٰى “Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz.” [Taha 124]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş