- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Verilen Bedeller Küfür Anayasası İçin Değildi
Haber:
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, sosyal medya hesabı üzerinden "Suriye'nin anayasasını yazacak komite konusunda anlaşmaya yakınız." açıklamasında bulundu. Çavuşoğlu bu açıklamayı Suriye Muhalefeti Yüksek Kurulu Başkanı Nasr Hariri'yle görüşmesinden sonra yaptı. 14.05.2019 ntv.com.tr
Yorum:
Bilindiği gibi daha önce rejim ve muhaliflerin listesi BM Suriye Özel Temsilcisi'ne sunulmuş ancak bağımsızlar listesi üzerinde bir türlü anlaşma sağlanamamıştı. Ayrıca komite başkanının kim olacağı, kararları nasıl alacağına dönük görüş ayrılıkları da sürüyordu. Fakat belli ki Çavuşoğlu’nun yaptığı son açıklama, bu hususta epey bir mesafe alındığını göstermekte.
Dokuz yıldır tüm küffar ve avanelerinin operasyon sahasına dönüştürdükleri Biladuş Şam beldesinde, kullanılmadık silah, katliam yapmaktan geri durulan vakit, zulmedilmedik hiçbir canlı kalmadı. Sonuçta yaklaşık 1 milyon Müslüman katledilirken, milyonlarca Müslüman mülteci durumuna düşürüldü. Müslümanlar için sefer, fetih ve zafer ayı olan Ramazan ayı, maalesef kâfirlerin Müslümanlara saldırı, zulüm ve cürümlerinin yoğunlaştığı aya dönüştü. Son günlerde Rusya ve rejimin milyonlarca Müslümanın sıkıştığı İdlib’e tekrar saldırması, sona doğru yaklaşılan anayasal hazırlık sürecine daha fazla etki etme isteklerini ortaya koymakta. Bununla birlikte amacın Müslümanların direncini daha bir kırarak masaya oturmalarını hızlandırmak olduğu söylenebilir.
Suriye Devrimi, 9 yıl boyunca zulmün her türlüsünü, her boyutuyla yaşadı. Dost, kardeş görünen fakat küffarla iş tutan, onların karanlık odalarında hazırlanan kirli planları Müslümanlara kabul ettirmeye çalışan ikiyüzlülerin ihanetine ilk günden bu yana şahit oldu. Elbette bu ihanetler, yaşanan zulümlerden daha büyük yıkımlara yol açtı. Başta Türkiye ve S.Arabistan yöneticilerinin taşeronluk yaptığı süreç, devrimin en kritik anlarında yaptıkları hamlelerle rejime nasıl can suyu olduklarını göstermiştir.
Devrimin ölü doğması ve de rejimin korunması için ABD’nin kurduğu Cenevre masası ve bu masada alınan kararlar, ABD’nin piyonları eliyle bugün de eksiksiz bir şekilde icra edilmekte. Dün sahada Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtıyla verilen görevi eksiksiz icra eden Türkiye, bugün ABD adına yeni anayasa çalışmalarının koordinasyonunu yürütmekte. Müslümanların, 9 yıl önce batıl nizam, anayasa ve zalim Esed’in, ortadan kaldırılması için başlattıkları mücadele, çekilen eziyetler, verilen yüz binlerce şehit, küfür anayasa ve nizamlarının tekrar önlerine gelmesi için değildi.
Hele bunca katliamın tarafı olan zalim ve kâfirlerle oturularak gayri İslami anayasanın hazırlanacağı masa hiç değildir. Bu bedeller, kâfirlerin tasallutundan kurtulmak, küfür hüküm ve nizamların sonlanması, kukla yöneticilerin def edilip, İslam Nizamının hâkimiyeti için verildiği herkesin malumudur.
Müslüman kardeşlerimize yardım etmeyi aklına getirmeyen, getiremeyen, bunca zulüm ve katliama kör sağır kesilerek zalimlerin tarafında saf tutan başımızdaki yöneticiler, şimdi hem dünyada, hem de ahirette rüsvaylık olacak yeni anayasa yapma cüretiyle rezilliklerine yenisini eklemekteler. Bu ihanettir. Ve ihanet, bugün üstü örtülse de yarın mutlaka ortaya çıkar. Tıpkı 2015 yılında Rusya’nın ABD’nin isteğiyle Suriye’ye, rejimin ayakta kalması için girdiğinin bugünlerde itiraf edilmesi gibi.
ABD’nin isteklerini emir telakki eden sizler, Rabbinizin hitabını sırtınızın arkasına atmaktan çekinmediniz. Oysa rabbimiz;
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الْيَهُودَ وَالنَّصَارٰٓى اَوْلِيَٓاءَۢ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۜ وَمَنْ يَتَوَلَّهُمْ مِنْكُمْ فَاِنَّهُ مِنْهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَ
“Ey iman edenler! Yahudileri ve Hıristiyanları veli edinmeyin. Onlar birbirlerinin velileridir. Sizden kim onları dost edinirse şüphesiz o da onlardandır. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.” (Maide 51)
Eğer gerçekten bu hitaptaki tehdit anlaşılmış olsaydı bırakın o kâfirlerle dostluk ve iş yapmayı, onlarla aynı fotoğraf karesinde olmaktan dahi imtina edilirdi. Gerçekten azme değer bir iş yapmak istiyorsanız bu faziletli, bereketli, fetih ve zafer ayında ordularınızı rejim ve efendilerinin üzerine salar, silahlarınızı onlara çevirir, mazlum ve mustazafların yanında olduğunuzu göstermiş olursunuz. Böylece Allah’tan bir zafer gelinceye kadar hem Allah’ın, hem de Müslümanların düşmanlarıyla savaşırsınız. Nihayetinde hem küffarın kuklası olmaktan çıkar, hem de dünya ve ahirette izzet ve şerefe nail olmuş olursunuz. Buna, gücünüz ve imkânınız var, yeter ki cesaret ve kararlılığınız olsun.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Adına
Ahmet SAPA