- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
(Tercüme)
İslam, Hevaya ve Şeytanın Fısıldamalarına Değil
Allah’ın Emir ve Nehiylerine Teslim Olmaktır.
Haber:
07-06-2019 Cuma günü Hollanda haber sitesi RTL’de Türk asıllı Hollandalı bir gazetecinin makalesi yayınlandı. Gazeteci Almanya'nın başkenti Berlin’de karma bir liberal cami ziyareti sırasında o camide imamlık yapan (kadın imamla) karşılaştıktan sonra, “Hollanda, bir kadının imamlık edeceği cami inşa etmeye hazır mı?” başlıklı makalesini yazmıştı. Gazeteci makalesinde; “Hava herkesin hakkı olduğu gibi, din de herkesin hakkıdır bundan dolayı Yahudi, Hristiyan, eşcinsel ve diğerlerinin Allah’ın mescitlerine girip namaz kılma hakkına sahiptir. Ayrıca, kadınların erkeklerle yan yana namaz kılması, hatta erkeklere imamlık etme hakkına da sahiptir. İslam, teslim olmak, teslim olmak ise farklı ve değişken olan her şeyi kabul etmek ve boyun bükmek anlamına geliyor” diyerek yazısını bitirdi.
Yorum:
Avrupa'da ve hatta tüm dünyada, İslam’a, fikirlerine ve hükümlerinehatta bu fikirlerin ve hükümlerin anlaşılma metoduna yönelik artan saldırı biçimleri çeşitlendi. İslam'dan nefret eden birçok kâfir, İslam’ın ve Müslümanların imajını çarpıtarak, diğerlerine hoşgörü göstermeyen gerici bir din olarak göstermek için gece ve gündüz çalışıyor. İslam kültüründen kaynaklı olarak kadın haklarının görmezden gelinerek, zulüm görmesi ve İslam’a inananların Batı toplumlarında bir arada yaşama imkânını kaybettiği şeklinde iftira ve yalan kampanyaları yapmaktadırlar. Bu aldatmaca ile birlikte bir grup Müslümanı veya İslam'a bağlı olanların bir kısmını Batı kültürünün tuzağına düşürmüş ve batının zehirli fikirlerini benimsetmiş oldular. Makalenin yazarı gibi, mücrim kâfirlere yağcılık ve dalkavukluk yaparak şeytani tuzaklar hazırlayarak hakikatleri karalayanlar Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya ve dinine karşı cüret gösterebilmektedirler.
Havada herkesin hakkı olduğu ve insanların birbirlerini bundan men edememeleri doğrudur ki, bu Yüce Yaradan tarafından verilmiş bir nimet ve ihsandır. Tıpkı İslam'ın bir nimet olduğu gibi, ona inananlar ve hayatını ona göre düzenleyenler için de İslam bir rahmet, fazilet ve nimettir. Ancak, gazetecinin havayla İslam’ı karşılaştırıp teraziyi ters çevirip, kulun yaratıcısı karşında bir hakkı olduğunu istemesi büyük bir çarpıtmadır! Allah Subhânehu ve Teâlâ onların vasfettiği ve benzettiği şeylerden münezzehtir.
İslam'ın anlamını “teslimiyettir” denmesine gelince; bu deyim yalın halde kullanıldığında eksik ve yanıltıcı bir anlam taşır. İslam, insanların hevalarına ve şeytanların fısıldamalarına değil, yalnızca Âlemlerin Rabbine teslim olmaktır ve hükümlerine, emir ve nehiylerine kayıtsız şartsız boyum bükmektir. Ancak Allah Subhânehu ve Teâlâ, bir kadının erkeğe imamlık yapıp-yapamayacağını ve namaz saflarında erkeklerin yanında durup-duramayacağına karar verendir. Şeriat koyan Allah Subhânehu ve Teâlâ bunu nehyetti ve haram kıldı. Bu nedenle onun kurallarına kimse karşı koyamaz. Hiç kimse kendi arzularına göre Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya ibadet edemez. Yapılan ibadet Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın farz kıldığı şeklinde ve keyfiyetinde değilse, o zaman batıldır ve Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın gazabına müstahaktır. Bu, hüküm ibadetin keyfiyeti konusunda bilgisiz cahil olanlar içindir. Peki bilerek ve kasten ihlal edenler ne olacak!?
Allah Subhânehu ve Teâlâ’ya meydan okumak kâfirlerin hevasına tâbi olmaktır. Bu da kişinin, toplumların ve ulusların helak olmasına ve ifsadına yol açmaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâyüce kitabında şöyle buyurdu:
﴿وَلَوِ اتَّبَعَ الْحَقُّ أَهْوَاءَهُمْ لَفَسَدَتِ السَّمَاوَاتُ وَالْأَرْضُ وَمَن فِيهِنَّ﴾ “Eğer hak onların arzularına uysaydı, gökler ile yer ve onlarda bulunanlar elbette bozulur giderdi”(Muminûn 71)
Müslüman, tüm amellerini, Şer’i hükümlerine göre sınırlar, doğruluğunu araştırır ve Rabbinden af ve kabul umarak yerine getirir. Kâfirlerin ne dediğini dikkate almaz ve onlara itaat etmez. Çünkü Müslümanın Dini İslam haktır, haktan sonra ise ancak sapıklık vardır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Velid Belibel