- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Türkiye Nasıl Oldu da “Atıklar Deposuna” Dönüştü?!
Haber:
Türkiye'de son zamanlarda, Ankara'nın diğer ülkelerin önde gelen ithalatçısı haline geldiği plastik atıklarla ilgili tartışmalar oluyor. Türkiye'nin önde gelen ihracatçılarından biri, plastik atıklarının yaklaşık üçte ikisini geri dönüşüm için diğer ülkelere ihraç eden İngiltere'dir. (BBC’nin 04/12/2019 tarihinde, yukarıdaki başlık altında yayınladığı televizyon raporu)
Yorum:
Çevre Koruma Örgütü (Greenpeace) tarafından yayınlanan rapora göre Çin’in plastik ithalatını yasaklamasının ardından, Türkiye ve Endonezya, dünyada yeni plastik atık sahaları haline geldi.
Rapor, ABD, Almanya, İngiltere ve Japonya’nın dünyanın en büyük plastik atık ihracatçısı olduklarını, bu ve diğer ülkelerin atıklarını, topluca şuan iki büyük küresel ithalatçı haline gelen Endonezya ve Türkiye’ye yönlendirdiğini söylüyor. Dolayısıyla Türkiye, dünya atıklar deposu olmak için güçlü bir aday ülke haline gelmiştir. Nitekim Türkiye’nin İngiliz atıkları ithalatı bu yıl ikiye katlanarak 100.000 tona ulaşmıştır. Greenpeace Örgütü’ne göre, Türk hükümetinin plastik atık ithalatı konusunda herhangi bir kısıtlamasının olmadığını açıklamıştır. Ayrıca örgüt, atıkları yönetmekten acizken diğer ülkelerden kontrolsüz atıklar ithal eden Türkiye’nin durumunun bir çelişki olduğunu belirtti!
Türkiye Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yayınlanan resmi bir rapor, “Türkiye’nin, içerisinde çok miktarda çöp ve kir bulunan büyük oranda plastik maddeler ve geri dönüştürülebilir kâğıt ithal ettiğini ve bunun da geri dönüşümün engellenmesine yol açtığını” ortaya koydu. Greenpeace, İzmir’deki tarımsal alanlarda İtalya’dan ithal edilen tonlarca plastik atıkların bulunmasının ardından, atıkların yanlış yönetilmesi konusunda uyarıda bulundu. Ayrıca çevre ve halk sağlığı uzmanları da, atık ithalatının olumsuz etkileri ve bunun kara ve deniz yaşamı için bir tehlike olduğu hususunda uyarıda bulundular.
Türkiye hükümeti, atık ithalatı için birçok gerekçe gösterebilir ve acı gerçeğin tüm görüntülerini güzelleştirebilir. Ancak insanın aklına şu soru takılıyor; Türkiye, nasıl oldu da atıklar deposuna dönüştü?! Belki de cevap, bugün Müslümanların vakıasında ve başkalarına hizmet etmek için bizleri zelil kılan ve küçük düşüren beşeri sistemlerle yaşadığımız aşağılık yıllarda gizlidir.
Sultan! Erdoğan’a ve onun tüm hayranlarına soruyoruz; İslam’ı yaymaya ve İslam davasını taşımaya hırslı tüm hayrın iki kaynağı olan yüce gönüllü Ertuğrul’un torunları ile Konstantiniyye’nin fatihi Muhammed Fatih’in evlatlarının geleceği, nasıl oldu da dünyanın en büyük atık ve çöplüğüne dönüştü?! (Senin zamanının sultanı), nasıl olur da İslam’ın azameti ve onun hayata dair işleri tanzim etmesinden dolayı dünyanın saygı duymasını sağlayan Rabbani bir nizamı tatbik etmek yerine senin de nitelendirdiğin gibi “kafirlerin kulübüne” üye olmak için Avrupa’nın kapılarında bir dilenci gibi durmaya razı olabilir?! Bir avuç atık kâğıt karşılığında Suriye’deki Müslüman kız kardeşlerini sattıktan sonra dünyanın atıklarını İslam ülkelerine mi getiriyorsun?! Rabbimiz Azze ve Celle’nin şu kavlini işitmedin mi?! وَالْمُؤْمِنُونَ وَالْمُؤْمِنَاتُ بَعْضُهُمْ اَوْلِيَٓاءُ بَعْضٍۢ“Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir.” [Tevbe-71] Kulaklarını Paygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu sözleri tırmalamıyor mu? الْمُسْلِمُ أَخُو الْمُسْلِمِ لَا يَظْلِمُهُ وَلَا يَخْذُلُهُ وَلَا يَحْقِرُهُ“Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona haksızlık etmez ve onu küçük görmez.” Yoksa Rabbimizin şu kavli sana intibak etmiyor mu? فَاِنَّهَا لَا تَعْمَى الْاَبْصَارُ وَلٰكِنْ تَعْمَى الْقُلُوبُ الَّت۪ي فِي الصُّدُورِ“Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lakin göğüsler içindeki kalpler kör olur.” [Hac-46]
Artık Türkiye’deki Müslüman ve izzetli halkımızın, Allah’ın Resulü’nün rayesi olan ukab rayesini göklerde dalgalandırmalarının ve en hayırlı halefi en hayırlı selefe geri döndürmek için Kemalist Laiklerin her türlü pisliğini kaldırıp atmalarının zamanı gelmiştir.
وَلِلّٰهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِه۪ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ وَلٰكِنَّ الْمُنَافِق۪ينَ لَا يَعْلَمُونَ۟“Halbuki asıl üstünlük, ancak Allah'ın, Peygamberinin ve müminlerindir. Fakat münafıklar bunu bilmezler.” [Münafikûn-8]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hüda Muhammed (Ümmü Yahya)