Haber-Yorum

İslam’a İhanet Teşkilatı Sözüm Ona “Barış” Planını Özde Değil Sözde Kınadı

Haber:

Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde olağanüstü toplantı düzenleyen İslam İşbirliği Teşkilatı, ABD Başkanı Donald Trump'ın sözde barış planını tamamen reddettiğini duyurdu. [03.02.2020 Anadolu Ajansı]

Yorum:

ABD Başkanı Donald Trump’ın 28 Ocak 2020’de Yahudilerin, BAE, Umman, Bahreyn İslam ülkeleri büyükelçilerinin huzurunda açıkladığı sözde “barış” planını görüşmek üzere Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde dışişleri bakanları düzeyinde olağanüstü toplantı düzenleyen ABD güdümündeki İslam’a İhanet Teşkilatı, Müslümanların ilk kıblesi İsra ve Miraç topraklarının 50 milyarlık rüşvet karşılığında Yahudilere satışını öngören “yüzyılın anlaşması”nı bireyler ve topluluklar gibi sadece kınamak ya da reddetmekle yetindi.

Milyonlarca askeri, nükleer silahı, zengin doğal kaynakları, eşsiz zenginlikleri ve neredeyse 1 milyara yakın popülasyonuna rağmen Sykes-Picot yapımı 57 İslam ülkesi, 5-6 milyonluk gaspçı metamorfoz Yahudi varlığının Kudüs, Batı Şeria ve Ürdün Vadisi’nin ilhakını öngören planına askeri operasyon ile reaksiyon verip Siyonist varlığı kökünden söküp atmak yerine yalandan timsah gözyaşları döktüler, Ebu Abdullah gibi ağıt yaktılar.

Rivayete göre Endülüs’te İslam hâkimiyetinin son kalesi olan Gırnata’nın Hıristiyanlara teslim edilmesi kararlaştırılır. Ebu Abdullah Gırnata’dan ayrılırken Elhamra Sarayı’na bakarak ağlamaya başlar, bunu gören annesi Aişe ona, “Erkekler gibi savunamadığın şehir için şimdi kadınlar gibi ağla” demiştir. Biz de bu 57 İslam ülkesine Ebu Abdullah’ın annesi Aişe’nin âleme ibretlik sözleri ile diyoruz ki “Ey İslam’a İhanet Teşkilatı üyesi ülkeler! Ömer’in Ahitnamesi ile Yahudilerin şehre sokulmaması karşılığında anahtarı teslim alınan, Selahaddin Eyyubi gibi komutanın Haçlı pisliğinden arındırdığı, Abdülhamit gibi politikacıların külçe külçe altın karşılığında teslim etmeyip lime lime etlerinin doğranmasını yeğlediği Kudüs’ünüzü erkekler gibi savunmak yerine şimdi kadınlar gibi ağlıyor musunuz?”

Ebu Abdullah’ın annesinin de dediği gibi ağlamak, sızlamak kadınlara yaraşır. Sizin ağıtınız, askeri harekâttır. Size yakışan ve yaraşan budur. Ya zafer ya şehadet. Anneleriniz, kadınlarınız, kızlarınız sizi cihada uğurlarken tekbirler getirmeli, ağıtlar yakmak yerine şehit olmanız için Allah’a dua etmelidirler.

Bu, İslam’a İhanet Teşkilatı’nın genel tutumuyla ilgilidir. Özelde ise Çavuşoğlu, “ABD’nin açıkladığı belge barış değil, ilhak planıdır. Plan, Kudüs ve Batı Şeria'daki “İsrail” işgal ve ilhakını meşrulaştırmaya yönelik bir dayatmadır.” dedi. Bu açıklama, planın işgal ve ilhak olduğunu kabul anlamına gelir. Ancak planın açıklandığı aynı gece Trump’ın, Erdoğan’ı arayarak ne yapması gerektiğine dair talimatlar verdiğini de unutmamak gerekir. Bu doğrultuda Erdoğan hemen İsmail Heniyye’yi Türkiye’ye çağırdı ve planı kabul etmeleri ve intifadaya kalkmamaları yönünde kulağını çekti. Yani Türkiye, kamuoyu önünde farklı, efendisi karşısında farklı tutum takınıyor. Bu sadece Türkiye’ye özgü değil, keza Mısır da aynı tavrı sergiledi. Örneğin Beyaz Saray Danışmanı ve ABD Başkanı Donald Trump’ın damadı Jared Kushner, Es Sisi’ye yakın ve sesi sayılan gazeteci Amr Edib’e verdiği röportajda “Washington, Filistinlilerden olumlu bir yanıt bekliyor. Anlaşma Filistinliler için büyük bir fırsat ve aynı zamanda Araplar ile “İsrail”i birbirine yakınlaştıracağını.” söyledi. Kushner’in “MBC Mısır” kanalına yaptığı bu konuşma aslında Mısır’ın tavrını belirliyor. Yani Mısır, kamuoyu önünde anlaşmayı kınarken, perde arkasında anlaşmanın kabulü için canhıraş çalışmaktadır.

Abbas da Amerikan müesses nizamının planı değil, Trump’ın planı olduğu için sözüm ona “barış” planını reddetti. Yoksa reddedebilir miydi?

Kısacası gerek Arap Birliği’nin gerekse İslam’a İhanet Teşkilatı’nın Kudüs’le ilgili ABD’ye verdiği tepkiler İslam’a yaraşır tepkiler değil, teslimiyetçi ve kölenin efendiye verdiği alçakça reaksiyonlar türündendir. Kendilerine yakışır tek yanıt, İslam ordularını seferber edip metamorfoz varlığı kökünden silip atıp mübarek toprağı Yahudilere mezar etmektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Ercan Tekinbaş