- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
(Covid-19) Salgını ve Yansımalarının Gölgesinde Mübarek Ramazan Ayı
Haber:
Koronavirüs (Covid-19) salgını ve yansımalarının gölgesinde başı rahmet, ortası mağfiret ve sonu cehennemden kurtuluş olan mübarek Ramazan ayına girdik.
Yorum:
Hakikat şudur ki Yüce Rabbimiz Allahu Teala kendi hak sözü dışındaki batıl fikirlerin ne kadar çürük ve dayanıksız olduğunu şu kavliyle dile getirmiştir: مَثَلُ الَّذ۪ينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَوْلِيَٓاءَ كَمَثَلِ الْعَنْكَبُوتِۚ اِتَّخَذَتْ بَيْتاًۜ وَاِنَّ اَوْهَنَ الْبُيُوتِ لَبَيْتُ الْعَنْكَبُوتِۢ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ“Allah’tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi!” [Ankebut 41] İşte Allah’ın hükümlerinin hiçe sayıldığı, kapitalist sistemin dünyada hüküm sürdüğü, başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm dünya ülkelerine egemen olduğu ve Müslümanların akla hayale gelmeyecek işkence ve musibetlere maruz kaldığı günümüzde Allah’ın bir ayeti mesabesinde tüm insanlığı pençesine alan koronavirüs salgını, kendisini dünyanın süper gücü sayan tüm kapitalist ülkelerin ne kadar zayıf ve mesnetsiz olduğunu ifşa etmiştir. Öyle ki başta küfrün başı Amerika dahil tüm kapitalist ülkelerin bu görülmeyen virüs karşısında çaresiz kaldığına ve uygulamış oldukları sistemlerin kendi halklarının ihtiyaçlarını bile karşılamaktan yoksun mesnetsiz bir fikre dayalı olduğuna tüm dünya tanık olmuştur. Ancak burada önemli olan kapitalizmin bu çaresizliği karşısında İslam dünyasındaki Müslümanların takınmaları gereken tavırdır. Eğer Müslümanlar olarak Allahu Teala’nın kelamında buyurduğu gibi batıl fikirlerin bir örümcek evi gibi dayanıksız olduğunun ve Allah’ın dininin de kökü sabit ve dalları gökte olan güzel bir ağaç gibi tek doğru din olduğunun farkına varır ve Allah’ın dünyaya musallat ettiği bu salgını fırsata çevirip Allah’ın dinini egemen kılmak için çaba gösterirsek işte o zaman bu olay karşısında kayda değer bir eylem göstermiş oluruz. اَلَمْ تَرَ كَيْفَ ضَرَبَ اللّٰهُ مَثَلاً كَلِمَةً طَيِّبَةً كَشَجَرَةٍ طَيِّبَةٍ اَصْلُهَا ثَابِتٌ وَفَرْعُهَا فِي السَّمَٓاءِۙ“Allah’ın nasıl bir misal getirdiğini görmedin mi? Güzel sözü, kökü sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca benzetti.” [İbrahim-24] Aksi takdirde küfür sistemleri varlıklarını farklı bir formatta devam ettirecekler ve Müslümanlar da aynı şekilde bu küfür sisteminin zulmü altında -Allah korusun- yaşamlarını sürdürmek zorunda kalacaklardır. O zaman ne kadar Allah’a dua edersek edelim ve Rabbimize ne kadar yalvarırsak yalvaralım Allah duamıza icabet etmeyecektir. Zira Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: “Nefsimi kudret elinde tutan Zat'a kasem olsun ki, ya ma'rufu (iyiliği) emreder ve münkerden (kötülükten) yasaklarsınız veya Allah'ın katından umumî bir belâ göndermesi yakındır. O zaman yalvar yakar olursunuz da duanız kabul edilmez.”
İşte mübarek Ramazan ayı bunun için bulunmaz bir fırsattır. Zira Ramazan ayı, Kur’an ayı, sabır ayı, mağfiret ayı, cehennem ateşinden kurtulma ayı, dua ayı ve içerisinde bin aydan daha hayırlı olan Kadir gecesinin olduğu bir ay olmasının yanı sıra aynı şekilde Allah’ın hükümlerinin hakim olması için Müslümanların ilk cihadı Bedir zaferinin, Mekke’nin Fethinin, Mescid-i Aksa’nın kurtuluşunun ve İstanbul’un Fethinin gerçekleştiği bir aydır. İşte tüm dünya Müslümanlarının, Allah’ın bir ayeti olarak gönderdiği ve dünyayı kasıp kavuran kapitalist sistemin dayanıksızlığını gösterdiği bu virüsü Allah’ın dininin hakim olması için fırsata çevirmekten ve bunun için var güçleriyle çalışmaktan başka çıkış yolları yoktur. Yok hala bu fırsatın farkına varmaz ve ibret almazsak artık bu felaketin içerisinde yok olup gideceğiz ve Allah da dinini bizden daha hayırlı başka bir topluluğun eliyle hakim kılacaktır. Zira Allahu Teala şöyle buyurmuştur: اَوَلَا يَرَوْنَ اَنَّهُمْ يُفْتَنُونَ ف۪ي كُلِّ عَامٍ مَرَّةً اَوْ مَرَّتَيْنِ ثُمَّ لَا يَتُوبُونَ وَلَا هُمْ يَذَّكَّرُونَ “Onlar, her yıl bir veya iki kez (çeşitli belâlarla) imtihan edildiklerini görmüyorlar mı? Sonra da ne tövbe ediyorlar ne de ibret alıyorlar.” Ve şöyle buyurmuştur: إِلَّا تَنفِرُوا۟ يُعَذِّبْكُمْ عَذَابًا أَلِيمًا وَيَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ وَلَا تَضُرُّوهُ شَيْـًٔا ۗ وَٱللَّهُ عَلَىٰ كُلِّ شَىْءٍ قَدِيرٌ “Eğer Allah, yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise O’na hiçbir zarar veremezsiniz. Allah, her şeye hakkıyla gücü yetendir.”
O halde ey Müslümanlar; gelin hep birlikte Allah’ın dininin hakim olması için seferber olalım ki Allah’ın elem dolu azabı ile cezalandırılmaktan kurtulup Allah’ın kelamında bahsettiği o toplum olalım. İşte bu kurtuluş reçetesinin tek adresi, Allah’ın Kitabı ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in sünnetiyle hükmedecek Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurarak İslami hayatı yeniden başlatmak için gecesini gündüzüne katarak çalışan ve İslami yönetim nizamı için gerekli olan tüm hazırlıkları eksiksiz tamamlamış olan Hizb-ut Tahrir’dir. İşte o zaman başta Müslümanlar olmak üzere tüm dünya Allah’ın nuruyla aydınlanacak ve kapitalist nizamın pençesinde yanıp tutuşan tüm insanlık grup grup Allah’ın dinine koşacaklardır. Bunun en canlı kanıtı ise koronavirüs salgınına tanık olan Batı dünyasındaki insanların Allah’ın gücü ve kudretini hissederek yoğun bir şekilde İslam’a yönelmeleridir. اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَذِكْرٰى لِمَنْ كَانَ لَهُ قَلْبٌ اَوْ اَلْقَى السَّمْعَ وَهُوَ شَه۪يدٌ “Şüphesiz ki bunda aklı olan veya hazır bulunup kulak veren kimseler için bir öğüt vardır.” [Kaf-37]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan