Haber ve Yorum

Erdoğan İstanbul Sözleşmesi’ni de Oy İçin İstismar Ediyor!

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’un “nasıl imza attıysak öyle imzayı geri çekeriz” şeklindeki açıklaması ile iktidarın gündemine aldığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın MYK toplantısında “üzerinde çalışın gözden geçirin halk istiyorsa kaldırın” şeklindeki kitleleri teskin etmeye yönelik açıklamasının ardından Türkiye gündeminde konuşulması sağlanan İstanbul Sözleşmesi’nde daha hala ayak sürtülüyor. Çünkü Cumhurbaşkanı’nın bu talimatından sonra Avrupa tarafından fonlanan ve Batı’nın desteğiyle faaliyet gösteren marjinal feminist örgütler ve kadın dernekleri harekete geçti. Aynı zamanda halkı sömüren sermayedarlar da devreye girdi; Borusan, Sabancı Holding, Koç Holding gibi kurumlar ve birçok marka İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atılmaması yönünde iktidara adeta muhtıra vererek sürece katıldılar.

Bir taraftan Erdoğan iktidarı İstanbul Sözleşmesi’nden çekileceğiz diye halkı oyalıyor, bunu destekler nitelikte TÜGVA gibi iktidar yanlısı STK’lardan bu çağrıya destek topluyor, İstanbul Sözleşmesini hiç gündemine alamayan köşe yazarları yavaş yavaş sözleşmenin kötülüklerini anlatıyorlar diğer taraftan ise KADEM başta olmak üzere bazı gruplar üzerinden İstanbul Sözleşmesi’ni savunma işi sürdürülüyor. Yani Ak Parti hem nalına hem mıhına oynuyor. Bir taraftan halkı teskin edip oyalıyor diğer taraftan da Batı’ya merak etmeyin diyor.

Cumhurbaşkanı bu tür konular ile kaybettiği oylarını geri almayı ve yapılacak seçimlerde sürpriz yaşamamak istiyor, zira Belediye seçimlerinde bu sürprizi yaşadı ve gördü. Genel seçimler Ak Parti ve Amerika için çok ama çok önemli bu sebeple gerekirse Ayasofya’yı ibadete açabilir ve de açtı, gerekirse İstanbul Sözleşmesi’nden çekilebilir. Şu süreçte Cumhurbaşkanı tamamen nabız yokluyor, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme iradesi ile hem muhafazakâr oy kitlesini domine ediyor hem de Avrupa’ya mesaj gönderiyor. Ayasofya’yı açarak yaptığı gibi…

Cumhurbaşkanı ve Ak Parti iktidarı İstanbul Sözleşmesi konusunda samimiyse hemen harekete geçer, Polonya bile “Katolik aile geleneklerine aykırı” diyerek İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye hazırlanıyor. Batılı bir devletin adalet bakanı bile “okullarda çocuklara toplumsal cinsiyetin öğretilmesini zorunlu kıldığı" gerekçesiyle sözleşmeyi zararlı gördüklerini söylüyor. Ama Türkiye’de iktidar bu meseleyi oy için adeta istismar ediyor. Söz değil icraat lazım, daha neyi bekliyorsunuz? Bir ifsat projesi olan İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmeyi ve topyekûn uygulamadan kaldırmayı düşünmüyor musunuz? Yoksa Müslümanları oyalıyor musunuz?

Bunu görüyoruz ve sizleri de uyarıyoruz, bu halkı kandırmayın ve gerekeni yapın. Kadın cinayetlerinin sebebi sistemin kendisi… İstanbul Sözleşmesi olsa da olmasa da bu sistem var olduğu müddetçe vahşet ve cinayetler bitmez. O halde çekin bu sözleşmeden imzayı, çekin İslam’ın kale olarak gördüğü aileden ellerinizi…

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Mahmut Kar