- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber ve Yorum
Yöneticilerimiz Namazda Aralıklı Durma Bidatini İşleyip Onu Hafife Alırken İslam ise Safları Sıkı Tutmayı ve Namaz Kılanların Aralarında Boşluk Bırakılmamasını Emrediyor
Haber:
Müslüman alimlere, özelde cami imamlarına ve genel olarak da Müslümanlara, Covid-19 salgınının yayılması bahanesiyle namazda aralıklı durulması bidatine daha ne kadar sessiz kalınacağı sorusu bir haber niteliği bile taşımıyor?
Yorum:
Hizb-ut Tahrir emiri Celil Alim Ata İbn-u Halil Ebu Raşta’nın “açık bir şekilde” yayınladığı soru-cevaptan bir alıntıyla başlıyorum: (Bidat, Şeriatın eda keyfiyetini belirttiği emrine muhalefettir. Lisan’ul Arap’ta geçtiği gibi bidat sözcüğü dilde şu anlama gelir: المبتدع الّذي يأتي أمراً على شبهٍ لم يكن “Olmayan benzer bir şeyi getiren kişi bidatçidir...وأبدعت الشّيء “Bir şey bidat ettim demek, örneği olmayan şeyi icat ettim demektir.” Istılahta da bidat sözcüğü bu manadadır. Yani Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in yaptığı bir örnek olur ve Müslüman da o örneğe aykırı hareket ederse, Şeriatın şeri bir emir ile edasını açıkladığı şeri keyfiyete aykırı hareket etmiş olur. Şu hadis bu anlama delalet eder: وَمَنْ عَمِلَ عَمَلاً لَيْسَ عَلَيْهِ أَمْرُنَا فَهُوَ رَدٌّ “Kim dinimiz üzerinde olmayan bir iş yaparsa, merduttur.”[Buhârî ve Müslim tahriç ettiler. Lafzı Buhari’ye aittir.] Böylece kim namazda iki yerine üç secde yaparsa, bidat işlemiş olur. Çünkü Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in fiiline aykırı davranmıştır. Kim Mina’da şeytan taşlamak için yedi yerine sekiz taş atarsa, bidat işlemiş olur. Çünkü Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in fiiline aykırı hareket etmiştir. Kim de ezanın sözlerine ekleme yaparsa ya da eksiltirse, bidat işlemiş olur. Çünkü Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in onadığı ezan sözlerine aykırı hareket etmiştir... Müslim, müminlerin annesi Aişe Radıyallahu Anha’nın Allah’ın Rasulü Aleyhi ve Sellem’in namazını anlatırken şöyle dediğini tahriç etmiştir:
وَكَانَ إِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ الرُّكُوعِ لَمْ يَسْجُدْ، حَتَّى يَسْتَوِيَ قَائِماً، وَكَانَ إِذَا رَفَعَ رَأْسَهُ مِنَ السَّجْدَةِ، لَمْ يَسْجُدْ حَتَّى يَسْتَوِيَ جَالِساً “Allah’ın Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem başını rükûdan kaldırdığı zaman tam doğrulmadıkça secdeye gitmezdi. Secdeden de başını kaldırdığı zaman tam oturmadıkça secdeye gitmezdi...” Burada Allah’ın Rasulü SallAllahu Aleyhi ve Sellem, Müslüman rükûdan kalkınca tam doğrulmadıkça secdeye gidemeyeceğini, secdeden kalkınca da, tam oturmadıkça diğer secdeye gidemeyeceğini açıkladı. Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem bu keyfiyeti beyan etti. Bu keyfiyete muhalefet eden kimse, bidat işlemiş olur. Namaz kılan kimse, rükûdan kalkınca tam doğrulmadan secdeye giderse, bidat işlemiş olur. Çünkü Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in açıkladığı keyfiyete aykırı davranmıştır. Bu nedenle Müslüman beldelerindeki devletler, ister Cuma ister cemaat namazında isterse de Hac’ta olsun özellikle de semptomları olmadan bulaşması korkusu ile yanındakinden bir ya da iki metre uzak durmayı namaz kılana zorunlu tutarsa, büyük bir günah işlemiş olurlar. Çünkü bu, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in, safların keyfiyeti, safların sıkılaştırılması, tavaf, say, Arafat’ta vakfe durulması ve benzerleri hakkında açıklamış olduğu şeri delillere, bunları eda etme keyfiyetine ve bunların nasıl olması gerektiğine açıkça muhalefet etmektir.) [Alıntı bitti]
Nefislerini Şeytan’a satan bu yöneticilerin, insanların ibadetlerini hafife almalarına ve kafir Dünya Sağlık Örgütü’nün kararlarını uygulamalarına hiç şaşırmıyoruz. Zira daha önce de onlar, muamelat ve ukubat sistemlerini hafife aldıkları gibi yönetim ve otoritenin yetkisini de hafife aldılar, ümmetin birliğini parçaladılar, saçma sapan şeylerden dolayı ümmetin servetleriyle oynadılar ve insanları eşi benzeri görülmemiş bir aptallıkla yönettiler. Ancak bizleri çok ama çok şaşırtan, bu yöneticilerin yalanlarını süsleyen, onların yalanlarını doğrulayan, onların zulümlerine yardım eden, bu Ruvaybida’lara hizmet etmek için kendi nefislerini alaya alan, onlar için şeriata aykırı tüm eylemleri haklı çıkaran ve bunların bazılarına da yalan ve iftirayla şeriat kılıfını giydiren alimlerdir. Ayrıca kendileri barışa yanaşmadıkça Yahudilerin barışa yanaşmayacak olmasına rağmen وَاِنْ جَنَحُوا لِلسَّلْمِ فَاجْنَحْ لَهَا “Eğer barışa yanaşırlarsa sen de yanaş” ayetine istinaden yöneticilerin Yahudilerle anlaşma yapmalarına cevaz verdiler. Yine faizin azının da kat kat artırarak yemek gibi olmasına rağmen أَضْعَافًا مُضَاعَفَةً “(Faizi) kat kat artırarak (yemeyin)” ayetine istinaden faize cevaz verdiler. Bunun yanı sıra “vatan sevgisi imandandır!!” sözüne istinaden körü körüne ulusal bayraklar ile sykes-picot sınırlarının propagandasını yaptılar. Dahası şeri cihat mefhumunun yerine vatan savunması için olan savunma savaşı mefhumu geçmesine rağmen talep cihadını sadece savunma cihadına dönüştürmek amacıyla “ordu vatanın duvarıdır” sözüne istinaden Müslümanların ordularının askeri doktrinini değiştirdiler. Ve buna benzer daha neler neler…
Müslümanlar arasında geriye kalan şeri hükümlerden dolayı acımasız bir savaşla karşı karşıya kaldığımız ortaya çıkmıştır. Ayrıca Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nde uygulamak için İslam’ın hayat sahasına geri dönmesini engellemek için daha da şiddetli bir savaşla karşı karşıya olduğumuz giderek daha açık hale gelmiştir. O halde Müslümanlar bu iki şer ekseni ile bu ikisi eşliğinde İslam’a ve Müslümanlara yönelik yoğun saldırılardan sakınsınlar. Dolayısıyla Müslümanlardan hiçbiri bu apaçık düşmanların eylemlerini görmezden gelmesin, her biri bu savaşın tam ortasında olduğunun farkında olsun ve Allah Azze ve Celle’nin şu kavline uysun: وَلْيَأْخُذُوا حِذْرَهُمْ وَأَسْلِحَتَهُمْ وَدَّ الَّذِينَ كَفَرُوا لَوْ تَغْفُلُونَ عَنْ أَسْلِحَتِكُمْ وَأَمْتِعَتِكُمْ فَيَمِيلُونَ عَلَيْكُم مَّيْلَةً وَاحِدَةً “…Tedbirlerini ve silahlarını alsınlar. O kâfirler arzu ederler ki siz silahlarınızdan ve eşyanızdan gafil olsanız da üstünüze birden baskın yapsalar…” [Nisa-102]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Rula İbrahim