Haber-Yorum

Kriz İslam’ın Değil Demokrasinin Genlerinde Vardır

Haber:

Fransa’da İslami radikalizmle mücadele konusunda konuşma yapan Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, İslam’ı “bugün dünyanın her yerinde krizde olan bir din” diye betimledi. Fransa'nın laik değerlerini İslamcı radikalizme karşı korumaya ve savunmaya yönelik plan açıkladı. (Ajanslar)

Yorum:

Her fırsatta İslam’a ve Müslümanlara nefretini dile getiren Macron bu defa da İslam’ın kriz dini, her yerde krize neden olduğu hezeyanında bulundu.

İslam’a her fırsatta kin ve nefretlerini kusan Macron! İslam dinini krizlerin müsebbibi olarak lansetmek İslam’a yapılan en büyük iftiradır. Biz sizin tahammülsüzlüğünüzün ve öfkenizin İslam’a karşı olduğunu biliyoruz.

Rahmet ve adalet dini İslam’a iftiralar atarak kendi zulüm dolu geçmişinizi örtmeye çalıştığınızın da farkındayız. Biz yine biliyor ve inanıyoruz ki bir gün uykularınızı kaçıran İslam’ın adalet sancağı yükseldiğinde ve dünyaya hükmettiğinde yalanlarınızda ve iftiralarınızda boğulacaksınız.

Siz İslam’a saldırmaktan, ayette de geçtiği üzere insanları attığınız yalanlarla İslam dininden alıkoymaktan ve düşmanlığınızın gereği iftiralar atmaktan asla vazgeçmeyeceksiniz. Ancak şunu kıt aklınıza iyi sokun ve bilin; biz de son nefesimize kadar sizinle mücadele etmekten ve İslam’ı hayata hâkim kılma azminden asla vazgeçmeyeceğiz.

İslam tarih boyunca dünyaya adaletle hükmetmiş. İslam’ın pak geçmişi geleceğinin de teminatıdır. Peki ya sizin ey Macron! Ey Sömürgeci kafirler!

Demokrasinin adli sicil kaydı hiç de temiz değil. Var olduğu günden bu yana adeta bir münker fabrikası gibi münker üretmiş, ulaştığı her yere fesat yaymıştır. İfsadın bizatihi kaynağı demokrasidir.

Dönün ve bakın demokrasi götüreceğiz diye işgal ettiğiniz Cezayir’e, Afrika ülkelerine… Dönün ve bakın zulümden, kandan ve gözyaşından başka hiçbir şey bulamayacaksınız! Demokrasinin gönüllerde, hayatlarda açtığı yaralar ve bıraktığı olumsuz izler saymakla bitmez. Anlatmaya gerek yok İslam beldelerine atılan bombaların iz düşümleri çok şeyler anlatır demokrasi hakkında… Kısacası demokrasi fitnenin ve fesadın kaynağıdır.

Siz bizim topraklarımıza geldiniz işgal ettiniz ve bizim üzerimize küfür hükümlerini tatbik ettiniz. Genel ve özel hayat ayırt etmeksizin yaptınız bunu… Topraklarımızda kriz varsa bu sizin eserinizdir(!)

Her namazda Rabbimizi birlediğimiz şehadet parmaklarımız; hiçbir kınayıcının kınamasına aldırmadan asıl fitnenin kaynağının demokrasi olduğunu işaret etmeye devam edecek biiznillah. Yine şehadetle ıslattığımız dillerimiz sizlerin krizlerin asıl müsebbibi olduğunuzu anlatmaya devam edecektir.

Unuttuysanız hatırlatalım Macron; kan ve gözyaşı devrimi olan Fransız İhtilali sırasında cumhuriyet düşmanı diye milyonlarca vatandaşınızı katlettiniz, çocukları atların ayakları altında acımadan ezdiniz… Sizin vahşetinizden ve katliamlarınızdan kaçanlar ise sizin “kriz dini” olarak iftira attığınız İslam’a, Osmanlıya sığınmışlardı.

Yine Fransa Kralı I. Fransuva’nın İslam’ın adaletinden minnet beklediğini de unuttunuz, hatırlatmış olalım…

Kısacası krizde olan bir şey varsa o yıllarca insanlığa adalet götürmüş İslam’da değil sizin demokrasinizdir.

Kriz İslam’ın değil demokrasinin ve laikliğin genlerinde vardır.

Dünyadaki krizin asıl müsebbibi yeraltı ve yerüstü kaynakları bakımından dünyanın en zengin kıtalarından olan Afrika’yı ve İslam beldelerini sömürerek halkları adeta açlık, susuzluk ve yoksulluğun pençesine terk eden siz Fransa gibi sömürgeci kâfirlerdir.

İslam ümmetine iftira atan şer odakları ve İslam düşmanları zannetmeyin ki bu devran böyle devam edecek. Zannetmeyin ki Müslümanlar ilelebet demokrasi ve laiklik mahallesinde meskûn olacaklar. Bilinsin ki Müslümanlar hayırlı ümmet olmanın dinamiklerini yüreklerinin ve inanç dünyalarının derinliklerinde taşıdıkları müddetçe bu süreci de atlatacak ve beklenen kutlu kıyamı gerçekleştirecektir.

Onun için diyoruz ki; insanların dünya ve ahiretini kurtarmak için dünya size ve sizin kriz üreten beşeri nizamlarınıza değil İslam nizamına ve onun yönetim şekli olan Raşidi Hilafet’e muhtaçtır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Abdullah İmamoğlu