Haber-Yorum

Müslümanlar, Fransa’yı Çıkarmak İçin Çaba Gösterdiler Ama Bir Halife Çıkarmak İçin Çaba Göstermediler!

Haber:

…Macron’un yaptığı açıklamaları arasında Cezayir makamlarını “Fransa’ya kin beslemekle” suçladığı geçmektedir. Ayrıca o, Fransız sömürgeciliğinin 1830 yılında ülkeye girmeden önceki Cezayir ulusunun varlığını yererek aşağılayıcı bir şekilde şöyle sordu: “Fransız sömürgeciliğinden önce bir Cezayir ulusu var mıydı ki?” Ve Macron, Cezayir’in 1514 ve 1830 yılları arasındaki Osmanlının var olduğu dönemine atıfta bulunarak, “Fransız sömürgeciliğinden önce de orada sömürge vardı” iddiasında bulundu. (Arabic 21)

Yorum:

Bir “Cezayir” ulusu yoktu. Çünkü Cezayir, İslam ümmetini birleştiren büyük bir tarihe sahip Osmanlı Hilafet Devleti’nin bir parçasıydı. Sonra Haçlı Batı, onun üzerine üşüştü, onu yıktı, İslam beldelerini parçaladı, halklarını yerinden etti ve onu yok etmek için hayali sınırlar koydu. Dolayısıyla Müslümanların tek bir devletinin yokluğundan dolayı bu günümüze kadar hala harabe içinde olmaya devam etmektedir!      

Haçlı Fransa'ya gelince; İslam ümmetine olan kini ve düşmanlığı asırlar boyunca durmamış, Osmanlı Hilafeti’nin yıkılması kinini söndürmemiş, dahası kin ve düşmanlığı daha da artarak Müslümanların onu kovmak için cihat ettiği ve bir milyon şehit verdiği Cezayir gibi bazı İslam beldelerini sömürgeleştirmiştir. Böylece ülkeyi yağmalamış ve insanları yoksullaştırmıştır. Bunun da ötesinde, özellikle İslam'ın Fransa’da inanılmaz bir hızla yayılmasıyla birlikte Macron’un Müslümanlara karşı kin ve nefret dolu açıklamalarının, İslam Devleti’nin yeniden var olacağını bekledikleri bir düzeyde olduğunu görmekteyiz. Nitekim 03 Nisan 2020’de YouTube’da altyazılı bir Fransız televizyon raporunda şöyle geçmektedir: “Genel olarak her yıl 4000 genç Müslüman olmaktadır.” Dolayısıyla Haçlı Fransa’yı korkutan, İslam karşıtı açıklamalar yapmasına ve medya kampanyaları başlatmasına, Fransızları İslam’dan ve Müslümanlardan nefret ettirmeye çalışan nitelemelerde bulunmasına sevk eden şey işte budur. Sanki bu, özgürlükler ülkesi olduğunu iddia eden ve müzelerinde öldürdüğü Cezayirli mücahitlerin kafataslarını sergileyen Fransa’nın kendisi için söylenen terörizmi, aşırıcılığı ve diğer sıfatları tanımlıyormuş gibidir. Zira Macron’un kendisinin de kabul ettiği gibi, sömürgeci bir devletin anlamı işte budur. 

Ey bir milyon şehidi olan belde; Fransa ve Macron’un lanet olası nefret dolu açıklamalarına tepkinin, Osmanlı Devleti’nde olduğu gibi vakıa zemininde hükmetmesi için Hilafet Devleti’nin geri dönmesine davet etmekle olacağını, sadece davet etmekle kalmayıp dahası Nübüvvet Minhacı üzere Hilafet Devleti’ni geri getirmek için çalışanlarla birlikte davet etmek ve çalışmakla olacağını söylüyoruz. O halde sömürgeci Haçlının çizmiş olduğu hayali sınırları pekiştirmeyelim ve ayrımcılık bayraklarını kaldıralım. Ayrıca Müslüman halklar, kendileri için çizilen bir bez parçası için savaşmak yerine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in râyesi olan Ukab Râyesi’ni dalgalandırmak için canlarını feda etmelidirler. Bu ise, tüm ülkelerdeki bütün Müslümanların görevi olduğu gibi Müslümanların ordularının görevi de İslam’ın Râyesi’ni dalgalandırarak harekete geçmek ve İslam’ın yönetimini bir bütün olarak geri getirmektir. Ancak bu şekilde İslam ve Müslümanlar yeniden izzetlerine kavuşacak, sömürgeci kafirler zelil olacak ve bizler de Allah Subhanehu ve Teala’nın vasıflandırdığı konuma geri döneceğiz: إِنَّ هَذِهِ أُمَّتُكُمْ أُمَّةً وَاحِدَةً وَأَنَا رَبُّكُمْ فَاعْبُدُونِ “İşte bu sizin ümmetiniz, tek bir ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim; öyle ise Bana kulluk edin!” [Enbiya-92]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ummu Asım Et-Tavîl – Mübarek Toprak (Filistin)