Haber-Yorum

Lübnan’daki Grup Liderleri İnsanları Yeni Bir İç Savaşa Sürüklüyorlar

Haber:

Et-Tayyuna-Ain Remmaneh olayı.

Yorum:

İran Partisi’ne mensup 7 kişinin hayatını kaybettiği, onlarca kişinin yaralandığı ve devlet güçlerinin keskin nişancılarının suçlandığı et-Tayyuna ve Ain Remmaneh olayının ardından, ölenlerin bir kısmının Lübnan ordusu mensupları tarafından vurulduğunun ortaya çıktığı video kliplerin yayınlanmasından sonra ve güçler ile İran tarafı arasında soruna kimin neden olduğu ve silahları kimin ateşlediğine ilişkin karşılıklı suçlamaların ardından Hasan Nasrallah devlet güçlerine hitaben yaptığı konuşmasında, rakiplerini ezmeye hazır 100.000 savaşçısı olduğu tehdidinde bulundu! Nitekim onların kirli mezhep savaşında Irak ve Şam halkını öldürmek ve yerinden etmekle ve mücrim tağutlara destek vermekle meşgul oldukları bir sırada Lübnan ve işgal altındaki Filistin arasında olan güney cephesinin Temmuz savaşından (15 yıl) bu yana sakin olduğu bilinmektedir.

Ayrıca devlet güçlerinin tarihinde işledikleri cürüm, İran partisinin cürmünden daha az değildir. Zira daha önce Lübnan’da binlerce Müslümanı öldürüp kaçırmışlardır. Dolayısıyla Geagea ve Nasrallah, görünürde kendi gruplarını korumak için olsa da hakikatte ise efendilerinin çıkarlarını korumak, onların emirlerini ve planlarını uygulamak için olan cürüm başlıkları açısından bir madalyonun iki yüzü gibidirler.

Nasrallah ve Geagea dahil Lübnan’daki grup liderleri, bölgesel ve küresel devletlerin araçları olup grup liderleri kendi grup ve mezheplerini istismar etmekte, taifeci ve mezhepçi naralarını kışkırtmakta ve kanlarınızın dökülmesini hiç umursamamaktadırlar. Bunları ise sizin üzerinizdeki liderlikleri ve egemenliklerinin yanı sıra size rağmen çıkarlarını önemsedikleri yabancı ülkelerin planlarını uygulamaya devam etmek için yapmaktadırlar. Dolayısıyla onlar savaş suçluları olup başınıza musallat oldukları gibi onların çoğu “iç savaşın” ardından bugüne kadar iktidarda sorumlu olan kişilerdir.    

Lübnan halkının üzerinde devam eden krizlerin büyük büyük bir kısmı bu mücrimler yüzündendir. O halde onları yeniden seçimlerde dolaştırmayın, onları desteklemeyin, onlara boyun eğmeyin ve onlara güvenmeyin. Zira onlar, kökünden söküp atılması gereken kötü huylu bir urdurlar.

Nitekim İslam, bozguncuların, mücrimlerin ve hırsızların caydırıcı bir ceza ile cezalandırılmasını emretmiş ve onlara tabi olmayı ve onlara güvenmeyi haram kılmıştır. 

Son olarak Lübnan halkını mücrimlerden, bozgunculardan ve hırsızlardan koruması, bize yeryüzünde Allah’ın şeriatı ile hükmetme ve Allahu Teala’nın ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Âlihi ve Sellem’in emrine uyacak ve insanların kanlarına bulaşanları cezalandıracak Rabbani, muhlis, sadık ve bilinçli bir liderliğe itaat etme imkanı vermesi için Allah’a yalvarıyoruz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Şeyh Dr. Muhammed İbrahim - Lübnan