Haber-Yorum

Soykırım, Siyonizm ve Batı’nın Ortak Değerleridir

Haber:

Filistinli yetkililer, Yahudi varlığı güçlerinin işgal altındaki Batı Şeria’da yasadışı yerleşimlerin genişletilmesine karşı haftalık yapılan protestolar sırasında 13 yaşındaki Filistinli bir çocuğu vurarak öldürdüğünü söyledi.

Filistin Sağlık Bakanlığı, Muhammed Daadas’ın Cuma günü karnından vurulduktan sonra hastanede öldüğünü söyledi. Filistin Kızılay’ına bağlı ambulans servisi, Nablus’un doğusundaki Beit Dajan köyündeki çatışmaların yaşandığı yerde, Yahudi varlığı güçleri tarafından atılan göz yaşartıcı gazları solumalarının ardından diğer altı Filistinlinin de tedavi edildiklerini söyledi. “İsrail” ordusu tarafından olayla ilgili acil bir açıklama yapılmadı.

Ayrı bir gelişmede, Cuma günü yerel sakinlerin Yahudi yerleşimcileri ve orduyu bir tepeden kovmak için aylardır mücadele ettikleri bir başka Batı Şeria köyü olan Beita’daki çatışmalarda iki Filistinli daha yaralandı.

Bu ise, Yahudi varlığının uluslararası eleştirilere rağmen Batı Şeria’daki Yahudi yerleşimciler için ek 3.000 yasadışı ev inşa etme planlarını sunacağını açıklamasından günler sonra gerçekleşti.

Ayrıca Yahudi varlığı, Batı Şeria’da Filistinliler için de yaklaşık 1.300 ev inşa etme planlarını sundu ancak eleştiriciler bu adımı, yerleşim inşasının küresel olarak kınanmasından kaçınmaya yönelik bir girişim olarak görmektedirler.

Yahudi varlığı 1967 savaşında Batı Şeria’nın kontrolünü ele geçirmiş ve Doğu Kudüs’ü de işgal etmiş olup sözde Başbakan Naftali Bennett de dahil olmak üzere katı Siyonistler, Batı Şeria’daki Filistin topraklarını Yahudi tarihinin bir kalesi olarak görmektedirler.

O zamandan beri yüz binlerce Yahudi, uluslararası hukuka göre yasadışı kabul edilen yerleşim yerlerine taşınmışlardır.

Bennett, ekonomik iyileştirmelere odaklanmayı tercih edeceğini söyleyerek Filistin otoritesi ile resmi barış görüşmelerini reddetmiştir. (el-cezire)

Yorum:

Samimi ve bilinçli olanlar için, uluslararası ahlak ve adalette bir tutarlılık olmadığı görülmektedir.

Bu mutant varlık, Filistin’deki Müslümanların mezarlarını kirletmekte ve uluslararası yasalara ve kararlara cezasız bir şekilde meydan okumaktadır. Dahası ırk ayrımcılığı yapan bir devletle ortak değerleri yücelten Batı, Yahudi varlığının kurşunlarıyla katledilen başka bir Müslüman çocuk olduğu için zar zor cılız ses çıkarıyorlar. Ama resim tersine dönseydi, kuşkusuz protesto ve öfke çığlıkları olurdu.

Yahudi varlığı, Filistinli çocukları cezasız bir şekilde katlediyor ve kimse hesap sormuyor. Ancak Almanya’da, 76 yıldan uzun bir süredir -Stutthof toplama kampında yazar olan- 96 yaşındaki bir kadın “cinayete katkıda bulunduğu" suçlamasıyla yargılanmıştı.

Yahudi varlığının güçleri 1948 yılından bu yana 100.000'den fazla Filistinliyi ve sadece yirmi yılda 3000 çocuğu katletmiştir. Peki onlardan herhangi biri sorumlu tutulacak mı? Veya onlara yardım eden, onları silahlandıran ve Müslümanların savunma hakkına bile sahip olmalarını engelleyen “ortak değerlere” sahip Batılı liderlerden herhangi biri mi sorumlu tutacak? Ya da 96 yaşındaki herhangi bir ofis asistanı huzurevinden mahkemeye mi sevk edilecek?   

Bu Yahudilerin başlangıçta hoş karşılandığını, Filistin’de sığınma hakkı verildiğini ve bu da ihaneti daha da korkunç hale getirdiğini unutmayın.

İslam’ın adaleti zamanın geçmesiyle değişmez ve zorbalık ve ikiyüzlülük karşısında da hiç tereddüt etmez. İster Yahudi bir prenses olsun, isterse de Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in kızı olsun onu hemen uygular. Dolayısıyla Müslüman, Hıristiyan, Yahudi, ateist, Çinli sosyalist, Budist veya Hindu ten rengi ne olursa olsun ırk ve statü ayrımı yapmaz. Zira İslam’ın adaleti herkese, her yerde ve her zaman eşit olarak uygulanır. Bu yüzden adalet, Yahudiler tarafından kendi topraklarında katledilen Muhammed Daadas’ın ve tüm çocukların katillerine de uygulanacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Hamza