- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Enflasyon ve Küresel Ekonomiye Etkileri!
Haber:
Amerika’daki enflasyon oranları %6,2 ile 1990’dan bu yana en yüksek seviyesine ulaştı ve bu da benzin fiyatlarında %50’lik keskin bir artışın olmasına etki etti. (Ticaret ve Ekonomi Dergisi- Trading Economy)
Yorum:
Enflasyonun şu andaki ana nedeninin, özelde ABD’nin, genel olarak da dünyanın ekonomisinin büyümediği, aksine Amerika dahil çoğu ülkede ekonominin daralmaya sahne olduğu bir zamanda ABD Merkez Bankası’nın (FED) Korona pandemisinin başlangıcından bu yana, yani iki yıldan daha kısa bir sürede 10 trilyondan fazla dolar ihracından kaynaklandığında şüphe yoktur. Dünyanın en önemli para birimi olan böyle büyük miktardaki doların herhangi bir gerçek kısıtlamaya tabi olmaksızın ihracı iki nedenden kaynaklanmaktadır. Birincisi: Doların altın endeksinden ayrılmasıdır. Zira 1972 yılında Başkan Nixon’ın doların değerinin belirli bir altın ağırlığına göre belirlendiği Bretton Woods Antlaşması’nı yürürlükten kaldırması ve her 35 doların bir ons altına eşdeğer, yani her bir gram altının 1.5 dolara eşdeğer olmasıyla altın ve dolar arasındaki yakın ilişki ayrılmıştır. İşte o zamandan beri dolar artık altına endeksli değildir ve altın, nakit fiyatın sabit bir ölçüsü olmak yerine arz ve talebe bağlı olan bir meta haline gelmiştir. Dolayısıyla bugün bir gram saf 24 ayar altının fiyatı yaklaşık 62 dolara ulaşmıştır, yani 1972’den bu yana 50 kattan fazladır.
İkinci sebebe gelince; 1984 yılında Başkan Reagan tarafından Bankacılık Kurumlarının Yeniden Düzenlenmesi Yasası (Banking Deregulation) olarak bilinen şeyle finansal büyümenin ekonomik büyümeden ayrılmasından kaynaklanmaktadır. Böylece malzeme ve hizmet üretimini temsil eden ekonomiden kaynaklanan gerçek üretim miktarındaki artışa bakılmaksızın Amerika’daki para miktarının büyümesine ve artmasına izin verilmiştir. Bu yüzden tek şartı Temsilciler Meclisi’nin karara onay vermesi olan Amerikan hükümetinin siyasi kararı dışında Amerika’da artık dolar üretecek ve onları yerel ve uluslararası pazarlara pompalayacak herhangi bir kontrol mekanizması yoktur.
Amerikan ekonomisi, 2008-2010 mali krizinden bu yana ciddi şekilde acı çekmekte ve ekonomik ve finansal sistemi tamamen çökmekle tehdit etmektedir. Ama Korona pandemisinin güçlü bir şekilde girmesiyle Amerika, tüm hayatı boyunca ürettiği toplam doların %25’inden daha fazla olan büyük miktarlardaki doları pompalama fırsatı yakalamıştır. Bunun acil amacı ise, ekonomik çöküşü bir süreliğine ertelemeye çalışmak ve ardından da Korona pandemisi sırasındaki ekonomik gerilemenin olumsuz etkilerinin üzerini örtmektir.
Bu büyük miktarlardaki dolar, bu parayı acilen harcama ihtiyacını doğurdu ancak üretimle ilgili ekonomik hareket neredeyse durma noktasına gelmiş ve bu büyük miktardaki paranın emilmesine imkân sağlamamıştır. Bu durumun doğal sonucu olarak, satılık veya kiralık evlerin fiyatlarındaki artışlar veya akaryakıt, gıda maddeleri, sağlık ve eğitim hizmetleri ve benzerlerindeki artışlar gibi fiyatlar sürekli artış göstermiştir. Bununla birlikte bugüne kadarki fiyatlardaki artış, piyasada dolaşan ve çoğu yatırımla ilgili banka hesaplarında birikmesiyle son bulan büyük miktardaki dolarların emilmesine yol açmamıştır. Dolayısıyla bu paraları verimli projelerde kullanmak yerine fon sahipleri, bunları bazı şirketlerin hisse ve tahvillerini satın almak için yatırım yapmaya gitmiştir. Bu da enflasyonda düşüşe değil artışa neden olmuştur. Örneğin bazı teknoloji şirketlerinin hisse senedi fiyatına ilişkin piyasa değeri, geçen on iki ay boyunca %100’den fazla artmıştır.
Ama bireylerin ortalama geliri, enflasyon ve beraberinde fiyatlardaki artışla orantılı olarak artmamıştır. Bu da küresel düzeyde, özellikle de Amerika’da işsizlerin sayısında büyük bir artışa neden olmuştur. Küçük ve orta ölçekli işletmeler için özel kredilere gelince; faiz gelirlerindeki oranın düşmesine rağmen önemli ölçüde azalmıştır. Bunun nedeni ise bu projelerin başarılı olma ve yeterli kâr getirisi elde etme fırsatı sağladığına inanılmamasıdır. Aynı şekilde yatırım portföylerinde fon biriktirmeye yardımcı olan şeyde budur. Örneğin geçen hafta İstanbul’da Ortadoğu’daki bankacılık kurumları için bir konferans düzenlendi ve büyük bankalar, bir ülkenin orta ve küçük projelerde kullanamayacakları devasa fonları biriktirmesinden şikayetçi oldular. İşte bu da küresel düzeydeki finansal durumu yansıtmaktadır.
Amerikan ekonomisinin durumundan güçlü bir şekilde etkilenen küresel finansal durumun en önemli nedenlerini aşağıdaki hususlar altında özetleyebiliriz:
1- Başta dolar olmak üzere dünya para birimlerinin altın endeksinden ayrılması. Bu süreç, altın ve gümüşün tek para ölçüsü olmasını gerektiren İslami ekonomik sistemdeki şerî hükümle çelişmektedir.
2- Finansal büyümenin, üretim büyümesinden ayrılması. Aynı şekilde bu da, emek harcamadan parayı çoğaltmayı ve faizli gelirler ve sanal hisse senetleri fiyatları yoluyla çalışmayı haram kılan İslami ekonomik sistemdeki şerî hükümle çelişmektedir.
3- Paranın biriktirilmesi ve faizli krediler dışında yatırım yapılmaması. Oysa İslam, altının, gümüşün ve paranın biriktirilmesini haram kılmıştır.
Bundan dolayı küresel ekonominin bu şekilde devam etmesi ve kendisini uçuruma sürükleyen gerçek sebeplerden kurtulmadıkça çöküşün ve afetlerin sebeplerine maruz kalmaması kesinlikle imkansızıdır. Nitekim Allahu Teala, şöyle buyurmuştur: الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لَا يَقُومُونَ إِلَّا كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا وَأَحَلَّ اللَّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا فَمَن جَاءَهُ مَوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّهِ فَانتَهَى فَلَهُ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُ إِلَى اللَّهِ وَمَنْ عَادَ فَأُولَٰئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ يَمْحَقُ اللَّهُ الرِّبَا وَيُرْبِي الصَّدَقَاتِ وَاللَّهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ كَفَّارٍ أَثِيمٍ “Faiz yiyenler (kabirlerinden), şeytan çarpmış kimselerin cinnet nöbetinden kalktığı gibi kalkarlar. Bu hal onların “Alım-satım tıpkı faiz gibidir” demeleri yüzündendir. Halbuki Allah, alım-satımı helâl, faizi haram kılmıştır. Bundan sonra kime Rabbinden bir öğüt gelir de faizden vazgeçerse, geçmişte olan kendisinindir ve artık onun işi Allah’a kalmıştır. Kim tekrar faize dönerse, işte onlar cehennemliktir, orada devamlı kalırlar. Allah faizi tüketir (Faiz karışan malın bereketini giderir), sadakaları ise bereketlendirir. Allah küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez.” [Bakara-275-276] Ve Allahu Teala kenz hakkında şöyle buyurmuştur: وَالَّذِينَ يَكْنِزُونَ الذَّهَبَ وَالْفِضَّةَ وَلَا يُنفِقُونَهَا فِي سَبِيلِ اللَّهِ فَبَشِّرْهُم بِعَذَابٍ أَلِيمٍ“Altın ve gümüşü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, işte onlara elem verici bir azabı müjdele!” [Tevbe-34]
İslam akidesine dayalı ekonomik ve finansal bir nizamın dışında kısır Kapitalist finansal sistemin belasından kurtuluş yoktur.
فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَى وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكاً وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى “Artık benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz. Ve kim Benim zikrimden yüz çevirirse, o taktirde mutlaka onun için sıkıntılı bir geçim dar bir hayat vardır.” [Taha-123-124]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. Muhammed Ceylani