Salı, 24 Muharrem 1446 | 2024/07/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Avrupa Hükümetlerinin Yıllardır Sürdürdükleri Propaganda ve Korku Tellallığı Avrupalılar Arasında Müslümanlara Yönelik Bakış Açısını Çarpıtmak İçindir

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Avrupa Hükümetlerinin Yıllardır Sürdürdükleri Propaganda ve Korku Tellallığı
Avrupalılar Arasında Müslümanlara Yönelik Bakış Açısını Çarpıtmak İçindir

Haber:

Danimarka halkının entegrasyona bakışı çarpık ve gerçeklikten uzaktır. Bu, Danimarka gazetesi Mandak Morgan, Danimarka Entegrasyon Bilgi Merkezi ve Aalborg Üniversitesi’nden araştırmacıların iş birliğiyle yürütülen yakın tarihli bir araştırmanın sonucudur. Anket, 2015 kişiyle yapılan görüşmelere dayanmakta ve YouGov Araştırma Enstitüsü tarafından yürütülmektedir.

Bu, Danimarkalı seçmenlerin eğitim, iş ve suç oranları açısından Batılı olmayan göçmenlere yönelik görüşlerinin bir araştırmasıdır. Nitekim bunlar, Batı’da Müslümanlara yönelik çarpık bir imaj oluşturan ve Müslümanları toplumun sorunlu bir parçası olarak gösteren propagandaya katkıda bulunmak için sıklıkla kullanılan kriterlerden bazılarıdır. Dört katılımcıdan üçü, işlerin gerçek şekillerden ve rakamlardan daha kötü olduğunu düşünüyor.

Yorum:

Birçok kişi, vakıayla tam bir tezatlık oluşturmasına rağmen göçmenler arasındaki suçların arttığına inanmaktadır. Nitekim son seçimlerde çeşitli siyasi partilerin tüm seçmenlerinin katılımcıları arasında, göçmenler arasındaki suç oranlarının son on yılda ortalama %20 oranında arttığı düşünülüyor ki bu, 2012 yılındaki bir önceki oranların dört katına kadar ulaşmaktadır. Oysa %5,4’ten %3,5’e düşüş olmuştur. Bu arada Danimarka’daki Batılı olmayan göçmenlerin sayısıyla ilgili olarak, ankete katılanların ortalama %19 olduğu düşünülüyor ama aslında sadece %9’dur.

Ankete göre birçok rapor ve çalışma Müslümanların bu kriterlerde önde olduğunu göstermesine rağmen ankete katılanlar göçmenlerin iş ve eğitim konusunda geride kaldıklarına inanmaktadırlar. Burada anket, yanıt verenlerin çoğunun göçmen kökenli çalışan kadın sayısı ile eğitime kayıtlı gençlerin sayısını önemli ölçüde az gösterdiklerini ortaya koymaktadır.

Özellikle kasıtlı bir şekilde evlerine kapatılmış gibi gösterilen Müslüman kadınlar, eğitimde olağanüstü ilerleme göstermektedirler. Buna rağmen İslami değerlerinin ve kıyafetlerinin damgalanmasının yanı sıra işgücü piyasasında da ayrımcılıkla karşılaşan Müslüman kadınlar, iş arayan kadınların İslami kıyafetleri nedeniyle dışlanmasına izin veren AB kararıyla resmi olarak onaylanan ayrımcılığın da mağdurları olmuşlardır.

Ankette sol partilere oy veren seçmenlerin büyük bir kısmı bile, söz konusu bölgelerdeki resmi rakamlar ve istatistiklerin sonuçlarıyla çelişen tutum ve algılar ifade etmektedirler. Diğer bir ifadeyle bu çarpık görüntü, sadece İslam düşmanlığı aşikâr olan partilerin seçmenleri arasına değil, sözde Müslüman dostu partilerin seçmenleri arasına da sızdırılmıştır. 

Uzun vadeli propaganda ve yoğun olumsuz medya odağı, Avrupa ülkelerinin dört bir tarafında ortak bir konu olup Avrupalılar arasında İslamofobinin yükselmesine ve İslam ve Müslümanlar hakkındaki görüşlerin çarpıtılmasına katkıda bulunmuştur.  Dolayısıyla sıradan insanların radikalleşmesinin ve yabancı düşmanlığı eğilimlerinin ana nedenlerinden biri de nefret suçlarının, nefret söyleminin ve Müslümanlara karşı önyargının yayılmasıdır. Zira her gün İslam’a ve Müslümanlara karşı, Batılıların öncülük ettiğini iddia ettikleri sözde özgürlük ve hoşgörü değerleriyle çelişen ve onları baltalayan yasalar çıkarılmakta ve politikalar uygulanmaktadır.     

Avrupa Konseyi tarafından Şubat 2020’de yayınlanan raporda şunlar kaydedilmiştir: “Avrupa şok edici bir gerçekle karşı karşıyadır: Antisemitizm ve Müslümanlara karşı nefret suçları ile diğer ırkçı nefret suçları endişe verici bir oranda artmaktadır.” Zira Avrupa çapındaki hükümet ve medyanın söylemi, bununla mücadele etmek için herhangi gerçek bir girişimde bulunmak yerine bunu tamamen desteklemektedir. Çünkü aynı hükümetler, İslam’a ve Müslümanlara düşmanlığın olduğu İslamofobi politikalarına bağlıdırlar.

Avrupa’daki bu politikacılar ve medyanın İslam ve Müslümanlar hakkındaki tüm yalanları ve manipülasyonları, Müslümanların haklı bir nedenle İslami kimliklerine sarıldıklarını tekrar tekrar ortaya koymaktadır. Zira Avrupalı ​​politikacıların elinde, Müslümanlara kültürel değer olarak sunacakları hiçbir şeyleri yoktur. Sundukları tek şey, yasaklar, manipülasyonlar ve bizzat kendilerinin ihlal ettiği ve onların fikri iflaslarını ortaya koyan kırılgan değerlerdir.

Bu nedenle yalanlarla Müslümanları asimile etmeye ve İslam'dan uzaklaştırmaya zorlayan her türlü girişim, boşa harcanmış bir çaba olacaktır. Bu arada daha fazla Avrupalı, açık bir zihinle İslami değerleri ve kültürü kabul edecek ve kendilerini sosyal, ekonomik, ahlaki ve fikri olarak başarısızlığa uğratan Batı kültürünü de görmezden gelecektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yunus Biskurçik

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER