Haber-Yorum

Mısır, Yeni Bütçe ve İnsana Yakışır Bir Yaşam!

Haber:

El-Ahram Gazetesi 05/01/2021 tarihinde, Mısır Maliye Bakanı’nın, Cumhurbaşkanlığı direktifleri uygulandığında, 2022/2023 mali yılı bütçe taslağının, insanların yaşamlarını iyileştirmeye ve insana yakışır yaşam yollarını kolaylaştırmaya yönelik daha fazla harcamaya tanık olacağını vurguladığını, “Yeni Cumhuriyet’te” önceliğin, Mısır insanını inşa etmenin ve insan sermayesine yatırımın temellerini güçlendirmenin ana ayağı olması itibariyle sağlık ve eğitimde etkin programlara yönelik olmasının yanında çeşitli alanlarda kalkınma çabalarının en üst düzeye çıkarılacağını ve kamu yatırımlarının genişletileceğini, bunun Mısır tarihinin en büyük kırsal kalkınma projesi olan “insana yakışır bir yaşam” uygulamasını tamamlamaya devam ederek ve Mısırlıların %60’ının yaşam standardını yükselterek temel hizmetlerin verimliliğini artırmaya katkıda bulunacağını söylediğini, bunun da vatandaşların ekonomik büyümenin meyvelerinden adil, kapsamlı ve sürdürülebilir bir şekilde yararlanmasına ve en yoksul sınıflar için bile daha fazla hedef oluşturması için sosyal koruma ağını genişletmeye devam etmekle birlikte verimli iş fırsatları oluşmasına yol açacağını sözlerine eklediğini aktardı.

Yorum:

Bir süre önce Sisi, iddia ettiği gibi kırsal kesimde ve şehrin gecekondu mahallelerindeki en muhtaç yerlerde bulunan insanların yükünü hafifletmeyi amaçlayan ve girişimin, bu grup için “insana yakışır bir yaşam” sağlayacak ve yaşam koşullarını iyileştirecek bir dizi hizmet ve geliştirme faaliyetlerinin uygulanmasına bağlı olan “İnsana Yakışır Bir Yaşam Girişimi” adını verdiği bir şey başlatmıştır. Rejimin vaat ettiği insana yakışır bir yaşam nedir ve nasıl gerçekleşecektir? Gerçekten insana yakışır bir yaşam mıdır? Rejim, sağlığa ve eğitime nasıl harcama yapacak? Bununla insanların gözetilmesi mi yoksa paralarının toplanmasını mı ya da tüm çabalarını tükenmesinin ardından geriye kalan birikimleri mi hedeflenmektedir?    

Bu ajan rejimlerin tamamının ortak noktası, kesinlikle halklarının maslahatlarını gözetmek için çalışmak değildir. Bilakis onların varlıkları, Batı’nın çıkarlarını garanti etme, koruma ve muhafaza etme keyfiyetiyle, yani Batı’daki efendilerinin ümmetin servetlerini, zenginliklerini ve yetenek ve iş gücünü yağmalamalarını sağlayan Kapitalizmi eksiksiz bir şekilde uygulama keyfiyetiyle bağlantılıdır. Bu nedenle görünürde halkın çıkarına gibi görünse ve hatta bazıları bundan faydalansa bile rejimin başlattığı hiçbir girişime asla güvenilmez. Örneğin rejim bir yol açsa, kesinlikle bunu insanları gözetmek için açmaz ve inşa etmez. Ancak her ne kadar insanlar kullansa ve onlar için faydalı olsa da kendisini destekleyen Kapitalistlerin ve yönetimlerinin temellerini pekiştiren bir grup seçkinin elde edeceği fayda için yapmaktadır.        

Bu nedenle sağlık ve eğitime yapacakları hangi harcamadan bahsediliyor? Dolayısıyla şüphesiz bu, vatancılığı yücelten, insanlar nezdinde İslam’ın imajını çarpıtan ve onları kendi hükümlerinden veya rejimin varlığından çıkar sağlayan araçlardan uzaklaştıran yeni yaklaşımlar getirerek Batı’ya hizmet eden aynı çerçevede olacaktır. Sağlığa gelince; büyük olasılıkla Mısır Cumhurbaşkanı’nın hazırladığı aynı yönde olacağı gibi çoğu da başta Amerika olmak üzere bağışçı ülkelerin Kapitalist şirketlerinin ürettiği aile planlaması yöntemleri, doğum kontrolleri, ilaç ürünleri ve aşıların sınırları içinde olacaktır. Sonuç olarak insanların çıkarlarına değil büyük Kapitalistlerin cebine harcanacaktır.

Bütün bunlara rağmen rejim, iddia ettiği gibi eğitime, sağlığa, kırsal kalkınmaya ve gecekondulara harcama yapmış olsa bile, insanların haklarını yerine getirmeyen, aksine onları yağmalayan bir rejim yoluyla harap olmuş bir yapı üzerine harcama yapacaktır. Bu nedenle herhangi bir büyüme garantisi yoktur. Bilakis tüm göstergeler Mısır’ın, durgunluk, yüksek fiyatlar ve enflasyon arasında insanların sefalet içinde yaşamını arttıran ve onları iddia edilen insana yakışır bir yaşamdan uzaklaştıran art arda ekonomik krizlerin eşiğinde olduğunu teyit etmektedir. Dolayısıyla bunun nedeni, kesinlikle rejimin iddia ettiği ve medyanın da kalkınma diye yutturduğu saiklerin büyümesi değildir. Peki bir ülke, insan enerjisini bir kriz olarak kabul ederken, görünen ve gizli zenginliğini görmezden gelirken ve gelirinin çoğu topladığı vergilere bağlıyken nasıl büyüyüp kalkınacak ki?! Hatta Mısır'ın gelirinin %74'ünden fazlası vergilerden oluşmaktadır! Buna rağmen rejim, bu vergileri bir kriz olarak görmekte ve bunları azaltmak için mi çalışmaktadır!   

Mısır’ın gerçek krizi, servetlerini boşa harcayan ve enerjisini heder eden bu rejimdir. Eğer gerçekten Mısır ve halkı için insana yakışır bir yaşam istiyorsa, insanları yağmalayan, onların kanlarını emen ve etlerini yiyen bu Kapitalizmi kökünden söküp atmalıdır. Eğer onun derdi vergilerin toplanmasını, bunların tahsil edilmesini, tüm bunların gümrükler, yol geçiş ücretleri ve insanların kendisinden kurtulamadıkları telif hakları gibi onlara dayattıkları ve benzerleri gibi insanlara ek yük olarak yüklenmesini, su, elektrik, gaz ve diğer enerji maddelerinde insanlardan kâr elde edilmesini engellemek olsaydı; Kapitalist şirketlere bedelsiz vermek yerine petrol, doğalgaz, altın ve diğer tüm zenginlikleri çıkarmak için onların beşeri enerjisini kullanmak için daha hızlı davranırdı. Eğer gerçekten Mısır ve halkının kalkınmasını ve onlar için insana yakışır bir yaşam istemiş olsaydı; ülkeyi, Batılı şirketlerin ülkemizdeki çıkarlarını garanti eden ve ülkeyi gelecek on yıllar boyunca kafir Batı’nın boyunduruğuna zincirleyen Uluslararası Fon’un şartlı kredileriyle zincirlemezdi.

Eğer gerçekten insanlar için insana yakışır bir yaşam istemiş olsaydı, onların üzerine mutlak adaleti içeren, dini, rengi, ırkı ve mezhebi ne olursa olsun insan olması vasfıyla insanın onurunu teminat altına alan hakları ve görevleri garanti eden İslam’ı ve kapsamlı nizamını tatbik ederdi.   

Ey Kenane ordusu içerisindeki muhlis insanlar: Siz ve Mısır halkı aynısınız. Zira siz onlardan onlar da sizdendir. Sizin musibetiniz onların musibeti ve sizin acınız da onların acısıdır. Rejim sizleri ne kadar onlardan ayırmaya çalışırsa çalışsın ve sizleri ne kadar imtiyazlarla, maaşlarla ve menfaatlerle cezbetmeye çalışırsa çalışsın, bunların hepsi bir hiçtir ve Allah’ın huzurunda size hiçbir fayda sağlamayacaktır. Ayrıca bunun bir rüşvet ve içerisinde haram olmasına rağmen, sizin hakkınız Allah’ın Mısır’ın servetlerinden size ve ümmete vacip kıldığı helalden çok daha azdır. Hatta rejim sizin dikkatlerinizi kırıntılara çekerken, sizin servetlerinizin ve mağlup olmuş Mısır halkının servetlerinin geri kalanlarını çalmaktadır. O halde onun zulmüne ortak olmayın, İslam’ın ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde adil ve onurlu bir hayatı ve güzel bir yaşamı garanti eden kapsamlı nizamıyla İslam’ı tatbik etmek için çalışanlara yardım edin. Vallahi kendisinden başka kurtuluşun olmadığı kurtuluş işte budur. Zira sadece kırsal kesim ve gecekondu halkı için değil, tüm insanların yükünü hafifletmeye tek muktedir olan nizamı ve bu devleti yoluyla İslam’dır. Ayrıca insanların onurunu, refahlarını ve güzel yaşamlarını garanti eden de İslam’dır.  O halde İslam’ı, olması gerektiği gibi tatbik edin ve olması gerektiği gibi ve Hizb-ut Tahrir’in size taşıdığı gibi onun devletini kurun. İşte sadece o zaman Mısır’ın kalkınma ve halkının da insana yakışır bir yaşam yolunda olduğunu söyleyebiliriz. Allah’tan bir an önce olmasını temenni ediyoruz.

يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَج۪يبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْي۪يكُمْۚ وَاعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِه۪ وَاَنَّهُٓ اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ“Ey iman edenler! Sizi hayat verecek şeylere çağırdıklarında Allah ve Resulünün çağrısına uyun ve şüphesiz bilin ki, Allah kişi ile kalbinin arasına girer. Unutmayın ki, O’nun huzuruna götürüleceksiniz.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır