Haber-Yorum

Fransa Mali’de... Koruma mı Yoksa Sömürge mi?

Haber:

Fransa Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, Bamako'nun anlaşmanın haksız olduğuna ve çıkarlarıyla çeliştiğine inandığı için ülkesinin Mali'den iki ülke arasında imzalanan savunma anlaşmalarını gözden geçirme talebini incelemekte olduğunu vurguladı.

Fransa, ordunun hakim olduğu Mali hükümeti Rus güvenlik şirketi Wagner ile sözleşme yaparsa Mali’deki askeri varlığını yeniden gözden geçirmekle tehdit ederken, Mali’deki yetkililer Wagner ile herhangi bir sözleşme yapma niyetlerini reddettiler.

Diğer taraftan Mali Başbakanı Choguel Maiga daha önce ülkesinin Fransa ile yaptığı askeri anlaşmaları haksız ve Mali’nin çıkarlarına aykırı olduğunu ifade ederek gözden geçirmek istediğini söylemişti.

Devlet televizyonuna verdiği bir röportajda Mali'deki Fransız kuvvetlerinin faaliyetlerinde ihlallerde bulunduğunu ve Mali ordusunun görevlerini yerine getirmesini engellediğini açıkladı.

Anlaşmaların dengesiz olduğunu ve Mali’yi Fransa'nın izni olmadan kendi toprakları üzerinden uçamayan bir ülke haline getirdiğini söyledi. (el-cezire)

Yorum:

Ocak 2013’te Fransa, iki ülke arasında Mart 2013’te varılan ikili anlaşma gereğince Mali’deki aşırılık yanlılarıyla savaşmak için Barkhane adlı bir askeri operasyon başlatmıştı.

Mali ile Fransa arasındaki askeri anlaşma ve hedefleri hakkında yıllar önce yapılan açıklananlar, anlaşmanın boyutları ve Fransa’nın Mali’de sahip olduğu yetkiler hakkında yakın zamanda ortaya çıkanlarla örtüşmemektedir. Zira Fransa’nın terörden koruma, terörle mücadele ve ülkenin güvenliğini sağlama bahanesiyle ülkenin hava sahasını kontrol edecek kadar sömürgeleştirdiği ve Mali ordusunun görevini yerine getirmesini engellediği bir anlaşma hazırladığı ortaya çıkmıştır ki gizli olanlar ise daha büyüktür.

Başbakan’a bu ihlalleri ortaya çıkartan sebepler ne olursa olsun Mali’de yaşananlar, genelde Batılı ülkeler ile tâbi ülkeler özelde ise İslam ülkeleri arasında yapılan anlaşmaların hakikatini gözler önüne sermektedir. Zira bütün bu anlaşmaların esas olarak Batılı ülkelerin çıkarlarını güvence altına almak için olduğu söylenebilir. Nitekim üçüncü dünya ülkelerinde refaha ulaşmak ve çözüm bulmak için Batılı ülkelerle yapılan yardımlar ve anlaşmalardan bahseden birçok habere rağmen bizler, sadece ekonomik gerilemenin ve daha fazla sorunların ve siyasi krizlerin olduğunu görmekteyiz.

Bu ihlalleri durdurmak için tek umut, bu sömürgeci ülkelere karşı duracak, kan emicilere son verecek ve ülkeler arası ilişkilerde dünyaya en iyi yolu gösterecek olan Raşidi Hilafet Devleti’ni yeniden kurmaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nezir İbn Salih – Tunus