- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
“Anayasa Değişikliklerine Hayır" Değil, Bilakis Beşeri Anayasalara Hayır!
Haber:
Ürdün Temsilciler Meclisi, anayasa maddelerinden birine “Ürdün kadınları” kelimesinin eklenmesini onayladı ve cinsler arasında mutlak eşitliği sağladığı için anayasa değişikliği geniş tartışmalara yol açtı.
Bu, meclisin anayasada önerilen değişiklikleri tartışmaya yeniden başlamasının akabinde geldi.
120 katılımcıdan 94’ü, anayasanın altıncı maddesini ve buna Ürdünlü kadınlar kelimesinin eklenmesiyle ilgili değişikliği onaylarken 26’sı ise değişikliği reddetti.
Oturum geniş bir tartışmaya sahne oldu; zira muhalifler konuşmalarında, değişikliğin gerekçelerini ve bu hususta dış baskılar olarak gördükleri ve destekçilerin reddettiği şeyin rolünü sorguladılar.
Değişiklik yapılmadan önceki metin “Ürdünlüler kanun önünde eşittir. Irk, dil veya din farklılığı, haklar ve ödevlerde ayrıcalık oluşturmaz” şeklindedir. Ancak meclis, buna Ürdünlü kadınlar kelimesinin eklenmesini de onaylamıştır. (Anadolu Ajansı)
Yorum:
Şeriatın egemenliği; yasama sadece Allah’ın hakkıdır. Dolayısıyla her kim şeriatın hükmü hakkında bir görüş bildirirse, görüşü şeriat ile örtüşse bile bu kişi, Allah’ın hakimiyetini baltalamış olur. Çünkü Allah’ın hükümleri, insanın görüşlerine ve tasavvurlarına boyun eğmez. Allahu Teala bundan çok ama çok yücedir.
Diğer yandan şeriata aykırı olan bir yasa çıkarsa, bu yasaya karşı oy veren kişi de sonunda onu kabul edecek ve ona muhalefet etmek hakkı da olmayacaktır. Çünkü o, bu cılız meclislere girdiğinden ve oylamaya katıldığından beri kabul edip onayladığı gibi bu oyunun kurallarına göre çoğunluğun ürettiği şeylere de bağlı kalmayı onaylamakta ve bu Laik anayasada geçenlere bağlı kalacağına dair yemin etmektedir!
Allah’a ibadet etmek, Demokrasi putuna ve sonuçlarına boyun eğmek, Batı’nın, onun uluslararası örgütlerinin ve kadın derneklerinin direktiflerine göre değişip duran beşeri anayasalara bağlanmak değil Allah’a ve hükümlerine tam bir şekilde teslim olmak ve O’nun emir ve yasaklarına uymak anlamına gelmektedir.
İslamcı temsilcilere; yüz suyunuzdan geri kalanını koruyun, telefonla ne istenirse uygulayan bu dekoratif meclislerden çekilin ve Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla yönetme cürmüne ortak olanlardan olmayın.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُّبِينًا “Allah ve Rasulü bir konuda hüküm verince, ne bir mümin erkeğin ve ne de bir mümin kadının (o konuda) muhayyerlikleri (tercihleri) olmaz. Ve her kim Allah’a ve Onun Rasulü’ne isyan ederse muhakkak o, apaçık dalalete (batıla) sapmış olur.” [Ahzab 36]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. Ömer Muhammed