- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hasina Rejimi, Gıda Güvenliğini Gerçekleştirmek İçin Hindistan’a Olan Bağımlılığını Artırmak Yoluyla Ümmetin Güvenliğini Teslim Ediyor!
Haber:
Ülke, son birkaç on yıl içinde gıda tahıl üretiminde büyük adımlar attı. Ayrıca Tarım Bakanlığı Bangladeş’in artık gıdada kendi kendine yeterli olduğunu iddia ediyor. Buna rağmen gıda-hububat ithalatı her yıl artmaktadır. Şu ana kadar pirinç, ithal edilen ana gıda tahılı olmuştur. Zira bu ürün ağırlıklı olarak Hindistan’dan ithal edilmektedir. Şimdi ise buğday ithalatındaki aslan payı Hindistan’dan gelmektedir. Uzmanlar, devlete ait gıda tahıllarının başarısının Bangladeş'te henüz gıda güvenliğini sağlamadığını belirtiyor. Hem kamu hem de özel kaynaklara göre, Bangladeş’te gıda güvenliği artık büyük ölçüde Hindistan’a bağlıdır.
Yorum:
Bangladeş’in mevcut Laik yöneticileri, bir yandan Bangladeş’i gıdada kendi kendine yeterli olması ve birçok durumda dünya gıda-tahıl üretiminde ilk beş veya on arasında yer alması için teşvik ederken diğer yandan da ülkeyi temel emtiaları elde etmek için Hindistan’ın ithalatına bağımlı olmaya zorluyor! Bu ajan hükümet, ülkedeki pirinç ve soğan üretiminin ve stok durumunun farkında olmasına rağmen, ithalatı için düzenli olarak Hindistan’a güvenmek yoluyla bu hayati emtia piyasasını düşman bir kafir devlete teslim etmiştir. Dolayısıyla pirinç, bakliyat ve soğandan sonra bu yöneticiler, Hindistan’dan ithalata dayalı bir diğer stratejik emtia olan buğday üretimi yoluyla ümmetin gıda güvenliğini tehdit etme konusunda yeni bir emsal oluşturdu. Böylece bu hain rejim, Allah’ın izniyle yakında Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet döndüğünde dayanma gücümüz kalmasın diye ülkenin temel gıda emtialarını birer birer Hindistan ithalatına bağımlı hale getirerek gıda güvenliğimizi tehdit etmekte ve tüm güvenimizi yok etmektedir.
Bu hain rejim, ümmetin egemenliğini tüm yönleriyle düşman bir şirk devletine teslim etmede sınır tanımıyor. Bu durumda gıda güvenliğimizi garantilemenin tek yolu, İslam şeriatına bağlı dakik politikalarını uygulayacak, verimli üretim ve dağıtıma önem vererek gıda güvenliğini sağlayacak, sadece yerel gıda ihtiyacını karşılamak için değil, aynı zamanda küresel gıda ihtiyacını karşılamak için de hızlı kalkınma stratejilerini benimseyecek Hilafet Devleti yoluyla olacaktır. Ayrıca Hilafet, tüm tarımsal eylemleri modernize etmede çiftçileri destekleyerek toprağın verimliliğini artırmaya da odaklanacaktır. Dahası Hilafet Devleti, atıl arazi kalmamasını sağlayacak, dolayısıyla arazi mülkiyetini ekime bağlayacak ve böylece tarımsal üretimi artırarak gıda güvenliğimizi sağlayacaktır. Zira bir kişi araziyi 3 yıl üst üste ekmemesi halinde, devlet araziyi ondan alıp ekebilecek birine verecektir. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: مَنْ كَانَتْ لَهُ أَرْضٌ فَلْيَزْرَعْهَا أَوْ لِيُزْرِعْهَا أَخَاهُ وَلاَ يُكْرِيهَا “Kimin bir arazisi varsa ya onu eksin ya da kardeşi eksin. Araziyi kiraya vermesin.” Sonuç olarak Hilafet, tarım sektörümüzü tüm dışa bağımlılıklardan kurtardığında, gıdada kendi kendine yeterlilik politikalarını uygulayacak ve güçlü ve kendine güvenen bir devlet inşa etme yolunda ilerleyecektir. Allah Subhanehu ve Teala şöyle buyurmuştur: فَإِمَّا يَأْتِيَنَّكُم مِّنِّي هُدًى فَمَنِ اتَّبَعَ هُدَايَ فَلَا يَضِلُّ وَلَا يَشْقَى “Artık Benden size hidayet geldiğinde, kim benim hidayetime uyarsa o sapmaz ve bedbaht olmaz.” [Taha 123]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Saffet - Bangladeş