Haber-Yorum

Pedersen ve Bahra’nın Anayasa Komitesi’nin Cenaze Töreni İçin Hazırlık Adımlarını Görüşmelerinin Zamanı Geldi!

Haber:

BM elçisi Geir Pedersen ve Anayasa Komitesi eş başkanı Hadi el-Bahra, sekizinci oturumundan önce Anayasa Komitesinin yeni turunun çalışmalarının adımlarını görüşmek üzere bir araya geldi.

El-Bahra, tüm tarafların düzenlemelere, mekanizmalara ve çalışma metodolojisine uyacaklarını umduğunu ifade etti ve el-Bahra, 2254 sayılı kararın geri kalan sepetler için müzakere sürecini etkinleştirmesini talep etti.

Ayrıca komitenin çalışmalarını ve misyonunu yerine getirmesini engellemeye devam etmenin, tüm Suriyelilerin acılarını daha da artırmaya, adaletin gerçekleşmesinden kaçmaya ve harap olmuş ekonominin erozyona uğramasına devam etmek olduğunu söyledi.

Anayasal sürecin, siyasi çözüm yolundaki sepetlerden biri olduğunu ifade ettiği gibi Anayasa Komitesi’nin çalışmalarında kaydedilen ilerlemenin, tüm tarafların Suriye’de siyasi bir çözüme ulaşma konusundaki kararlılık düzeyinin temel kanıtı olduğunu da ifade etti. (Şam Ağı)

Yorum:

Anayasa Komitesi ile ilgili toplantılar, konferans sayısı 16’ya ulaşacak olan Astana’dan 6 sayıya sahip Brüksel Konferansı’na ve aynı yolu izleyen Soçi’ye kadar emsalleriyle aynı rotayı izlemiştir. Aynı şekilde mücrim Putin ve Erdoğan buluşmasının yanı sıra bugün Anayasa Komitesi’nin toplantıları sekizinci toplantılarıyla karşımıza çıkmaktadır. Başlığından da anlaşılacağı üzere bunun son halka olması da beklenmemektedir. İşte el-Bahra, işlerin iyi gideceğini ve hiçbir engel olmayacağını ümit ediyor. Dolayısıyla el-Bahra’nın açıklamalarına binaen, özellikle Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen’in son açıklamalarından sonra Anayasa Komitesi sürecinin uzun ve birçok bölümlerinin olacağı görülüyor. Zira Pedersen, Suriyeli bağışçılar Brüksel-6 yıllık konferansında, “Suriye’deki krize yönelik siyasi bir çözümün hala ulaşılamaz" olduğundan bahsetti ve şöyle dedi: “Beni bağışlayın ama açık olmak gerekirse…Siyasi bir çözümden uzağız.”

Deutsche Welle’nin şu şekilde yazdığı da aynı şekildedir: “Suriye hükümeti ile muhalif gruplar arasındaki önceliklerdeki farklılık nedeniyle siyasi bir çözüme yönelik umutlar hala çok uzak.”

Gerçekleşen tüm toplantı ve konferanslar, devrime komplo kuran ülkelerin yaşadığı siyasi iflasın boyutunu gösteriyor. Ayrıca ne yakın ne de uzak perspektifte onların çözüm için dakik bir algılarının olmadığını ve tüm çalışmalarının, içinde bulundukları çıkmaza yardımcı olabilecek bir çözüm için daha fazla zaman kazanmak olduğunu gösteriyor.

Bu nedenle Anayasa Komitesi ile ilgili meselenin netleştiği ve daha doğmadan önce öldüğü söylenebilir. Bu yüzden sorumluların defin törenlerini hazırlamaları ve önümüzdeki günlerde kendilerine fayda sağlayabilecek yeni bir doğum aramaları gerekiyor.

İnsanlarla farklı yerlerde iletişim kurduğunuzda, olup bitenlere karşı bir miktar farkındalık olduğunu görürsünüz. Ayrıca onlardan, bu tür konferanslara karşı tepkilerin olduğunu, komplocuların ve onların kuyruklarının köklerinin açığa çımasından dolayı sevindiğini ve devrimden bu yana geçen yılların insanların birçok şey öğrendiği boş bir çuval olduğunu işitirsiniz.

İnsanların durumlarından ve geldikleri noktadan bahsettikten sonra geriye sadece, insanları güvenliğe götürecek bir proje ve liderlikle kendilerini güçlendirmeleri kalmıştır. Bu da devrimin kendisi için çıktığı şeyi gerçekleştirmekle olacaktır; bu ise Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafetin gölgesinde Allah’ın rızasını kazanmak ve O’na itaat etmektir.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdu ed-Della