Haber-Yorum

Sonra Ne Olacak Ey İbni Selman?

Haber:

Suudi Arabistan ve Yahudi varlığı geçtiğimiz aylarda, ortak güvenlik çıkarlarını paylaşan ve iki ülke arasında yakınlaşmayı gösteren adımlar attılar.Bu adımlar, Riyad’ın Filistin meselesine çözüm bulunması şartına bağlı kaldığını açıkladığı bir zamanda resmi bir normalleşmeye ulaşma olasılığı hakkındaki soruları gündeme getirdi.

El-Hurra sitesinin kendileriyle iletişime geçtiği iki analist, özellikle karmaşık Filistin davasının mevcut durumu ışığında Suudi şartını yerine getirmenin zorluğu, ancak iki ülkenin davayla ilgili belirli bir formüle ulaşma olasılığı üzerinde hemfikir oldular.

Mart ayında Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, Amerikan dergisi The Atlantic’e verdiği bir röportajda, ülkesinin Yahudi varlığını düşman olarak görmediğini, aksine “birlikte başarmak için çalışabilecekleri birçok çıkarda potansiyel müttefik olarak gördüğünü, ancak buna ulaşılmadan önce bazı sorunların çözülmesi gerektiğini” söyledi. (El-Hurra, uyarlanmıştır)

Yorum:

Ya sonra ne olacak ey İbni Selman?!

Cihat kapısını açmak yerine, ahlaksızlığın, fıskın ve isyanın kapısını açtın!

Şeytana tapanların, Arap Yarımadası’nda iki dinin bir araya gelmemesi gerektiğini vurgulayan Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in beldesine ulaşıp gezip dolaşmalarına izin verdiğin yetmedi mi?! Yaratılanların en tahiri Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in beldesinde fuhuş partilerine ve müstehcen şarkılara izin verdiğin yetmedi mi?! Ülkeyi, insanların saygıyla baktığı bir ülkeden sana ve seni takip eden tüm maiyetine yönelik aşağılayıcı bir bakışa dönüştürdün. Şimdi de başladığın işi tamamlıyorsun; zira doğrudan İslam düşmanlığını göstermemeleri farkıyla babalarının ve dedelerinin yolunu tamamlıyorsun. Sana gelince; Allah’ın hükmüne aykırı herhangi bir şey hakkında konuşmakta bir mâni görmüyorsun. Zira seninle birlikte durum, Allah’ın yaratıklarının en necisiyle normalleşmeye kadar ulaştı. Müslümanların tepkisinden korktuğun için mi yoksa efendilerinin istediği siyasi nedenlerden dolayı mı bu hususta aşamalı olarak hareket ediyorsun?

Eğer Allah’ın dini, ülkenin ve insanların tüm maslahatlarının etrafında döndüğü bir merkez değilse, o zaman Allah bu maslahatları mübarek kılmaz ve Allah, hedefi sömürgeci kafirin menfaatine olan çıkarları mübarek kılmaz. Gerçekten şaşılacak bir şey yaptın: Haremeyn eş-Şerifeyn toprakları yaratılanların efendisi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in beşiği ve İslam ile hükmeden ilk devletin merkezi değil mi ki, Müslümanlar ile fiili savaş halinde oldukları halde Yahudilerle normalleşiyorsun?!

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Suzan el-Mücerrat – Mübarek Toprak (Filistin)