Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Batılı Hükümetler Kasıtlı Olarak Müslümanların Duygularını Kışkırtıyor ve Onları Sorumlu Tutmak İçin Tepkilerini Bekliyorlar!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Batılı Hükümetler Kasıtlı Olarak Müslümanların Duygularını Kışkırtıyor ve Onları Sorumlu Tutmak İçin Tepkilerini Bekliyorlar!

Haber:

“Cennetin Kızı” filmi, annemiz Fatıma ez-Zehra’yı ve Peygamberimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i tasvir etmesinin yanı sıra Sahabeleri ve Halifeleri somutlaştırmasından dolayı İngiltere’nin dört bir tarafındaki Müslümanlar arasında öfkeye yol açtı. Bunun üzerine İngiliz “Cineworld” ağı, Müslümanların sinema önünde ve sosyal medyada yaptıkları gösteri ve protestoların ardından gösterimi durdurmak zorunda kalırken İngiliz hükümeti, Müslüman bir yetkiliyi (imam, avukat ve İslamofobi üzerine resmi bir çalışma grubunun başkan yardımcısı), filme karşı protestoları teşvik etmekle suçladıktan sonra görevinden aldı.

Yorum:

İngiliz hükümeti ve kurumları, Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i, ailesini ve sahabelerini tasvir ederek İslami mahzurları çiğnemenin Müslümanlar için kırmızı bir çizgi olduğunu ve Müslümanların Allah’ın Rasulü’ne karşı bu tür ihlallere izin veremeyeceklerini çok iyi biliyorlar. Nitekim bunun yansımalarını daha önce, Charlie Hebdo dergisi ya da Macron’un İslam kriz yaşıyor yönündeki açıklamaları, İsveç ve Norveç’te Kuran’ın yakılması ve son olarak da bir Hintli liderin Kerim Rasulümüze yönelik kışkırtıcı açıklamalarıyla birlikteMalezya, Bangladeş, Pakistan, Filistin ve Hindistan’daki Müslümanların gösteri ve protestolarının boyutunda görmüştü.

“Cennetin Kızı” filmini izleyen biri onu, bazı sahabeleri IŞİD’in şahsiyetleriyle karşılaştırarak mezhep çatışmasını kışkırtmaya çalışmakla suçlayacağı gibi bazıları da filmi, “mezhepçi nefretin madeni”, İslam’ın, Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in ve siretinin çarpıtılması olarak değerlendirecektir.

Ancak İngiltere’deki ve genel olarak Batı’daki politikacılar çabalarını, filmin yasaklanmasını düşünce özgürlüğünün açık bir ihlali olarak gören insan hakları örgütleri aracılığıyla veya bu olayları istismar eden taraflı medya ya da kendi alanlarındaki iptal ve kısıtlama politikasını reddeden finansörler, yapımcılar ve film yapımcıları aracılığıyla nefret söylemini sürdürmek ve İslamofobiyi körüklemek için bu tutumları istismar etmeye adamışlardır.

Filmin yapımcısı, protestocuları “marjinal gruplar” olarak nitelendirerek “hiç kimsenin İngiliz halkına neyi izleyip izleyemeyeceklerini veya neyi tartışıp tartışamayacaklarını dikte etmemesi gerektiğini” açıkladı.

Öte yandan İngiltere Sağlık Bakanı, filmin geri çekilmesi kararını “inanılmaz derecede tehlikeli bir yol” olarak eleştirdi ve İngiltere’de küfür yasalarının bulunmadığına dikkat çekerek şöyle bir eklemede bulundu: “Bu ülkede sahip olduğumuz şey ifade özgürlüğüdür ve bu, temel bir değerdir.”

Bütün bu açıklamalar, Müslümanlara karşı nefret duygularının körüklenmesine,onlara yönelik saldırı sıklığının ve nefret suçlarının artmasına, Batılı toplumlarda emniyet ve güvenliği sağlamak için siyasi önlemler olarak İslamofobinin yasallaştırma ve Müslümanlara karşı ayrımcı yasalar çıkarma girişimlerinin teşvik edilmesine ve özgürlükler düşüncesini yasama kaynağı olarak kabul edilen Batı kültürü ve temel değerlerine yönelik ideolojik bir tehdit olarak algılanmasına katkı sağlamaktadır.

Avrupa’da İslamofobi olgusu, artan şiddet nedeniyle Müslümanların ağır kayıplar vermesine neden olmuş, sözlü ve fiziki saldırılar öldürmenin, silahlı saldırının, camilerin ve Kur’an’ın yakılmasının da ötesine geçmiş ve Müslüman kadınlar her zamankinden daha fazla saldırıların hedefi haline gelmiştir.

Batılı hükümetler, siyasi tarafları görevden almak, başka tarafları muhasebe etmek, Müslümanlara karşı daha aşırı ve ırkçı yasalar çıkarmak ve yasal bir çatı altında dışlama politikası uygulamak için Müslümanların gerçekleştirdikleri kınama, tehdit, gösteri ve protesto pozisyonlarını istismar etmektedirler.

Batı’daki veya İslam beldelerindeki Müslümanlar, İslam’a düşman olan ve onu hadari ve siyasi bir tehdit olarak gören zalim yasaların baskısının acısını çekmekte olup Müslümanların, her bir gaspçı elden intikamını almak için yönetimde, yargıda ve dış politikada İslam’ın siyasetini uygulamadıkça bu zalim uygulamalara karşı koyması imkansızdır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Nesrin Buzafiri

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER