Haber-Yorum

Ne Kadar Sıyrılmaya Çalışsa da Krizin Sebebi Mısır Rejimidir!

Haber:

15/6/2022 Çarşamba günü yayınlanan Şuruk News, Başbakan Dr. Mustafa Madbuli’nin, küresel olarak meydana gelen büyük enflasyon dalgasından devletin sorumlu olmadığını ve mevcut enflasyon rakamlarının 50 ve 60 yıldan beridir meydana gelmediğini açıkladığını aktardı. Madbuli, Çarşamba akşamı düzenlediği basın toplantısında, Başkan Sisi'nin geçen Pazartesi Monofiye ilindeki Sedat şehrinde Süt ve Hayvansal Üretimin Entegre Kompleksi’nin açılışı sırasında bu konu hakkında konuştuğunu ekledi. Devletin son 3 büyük açılışında Cumhurbaşkanının varlığından hükümetin onur duyduğunu belirterek, bu projelerin (Toshka, Mısır’ın Geleceği ve Yeni Deltası) Mısır’ın ulusal güvenliğinin temel bir bileşeni olan gıda güvenliği sektörüyle ilgili olduğunu söyledi.

Yorum:

Mısır’da ekonomik krizin ve gelecekteki etkilerinin sesinden daha yüksek bir ses yoktur. Rejimin tüm eylemleri, insanları aldatmak ve onları krizin gerçek vakıasından ve nedenlerinden uzaklaştırmak arasında dönmektedir. Ülke kapitalizmin gölgesinde yaşamaya devam ettiği sürece kısa vadede bundan kurtulmak imkansız olup çözümleri de halkın yaralarına merhem olmayacaktır. Aksine insanların acıları ve ıstırapları daha da artacaktır. Nitekim Mısır Cumhurbaşkanı, ağaç yaprağı yeseler bile insanların sabırlı olmalarını istemiştir! Bazı medya organları da, geleceğin daha da kötü olacağından dolayı rejimin insanlara güvence vermemesi çağrısında bulundular!! Buna rağmen başbakan, küresel olarak yaşanan enflasyon dalgasından devletin sorumlu olmadığını iddia ederek krizden tamamen sıyrılmak için karşımıza çıkmış, Cumhurbaşkanı’nın Sedat şehrindeki Süt ve Hayvansal Üretimin Entegre Kompleksi’nin açılışında Korona’nın ve Ukrayna savaşının tüm dünya üzerindeki etkisinden bahsettiğine ve bizim de bunun bir parçası olduğumuzu söylediğine dikkat çekiyor ve rejimin ve istikrarın korunması için özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarına müdahalede bulunmalarını talep ediyor. Nitekim aynı bağlamda İmad Edib bir makalesinde, siyasi istikrarı, yani rejimin istikrarını tehdit eden krize karşı Körfez ülkelerinin desteğini talep etmiş ve Ocak 2011 olayları olarak adlandırdığı şeyin tekrarı noktasında uyarıda bulunmuştur. Yani yeni bir devrim ve Mısırlıların Filistin, Libya, Körfez ve Avrupa’ya göçü noktasında uyarıda bulunmuştur. Sanki o, bir hareket veya yaklaşan bir devrim durumunda rejimin Mısır halkına karşı nasıl bir yol izleyeceğini ve onun baskı makinesiyle gerekirse Mısır halkını öldürmeye hazır olduğunu önceden biliyormuş gibidir.

Rejim krizden sıyrılmak için zaman zaman halkı suçladı, gelişmenin suçlanmasını suçladı, sonra Körfez ülkelerinin desteğini aradı ve onları, Mısır’da meydana gelmesi ve Mısır’ı devirmesi halinde tahtlarını yerinden edebilecek bir devrimle tehdit etti. Ardından krizin, küresel bir kriz olduğunu, bizim de dünyanın bir parçası olduğumuzu ve halkın söyleminin Mısır’ın geliri bir trilyon dolara ulaşana kadar onu muhasebe etmemeleri şeklinde olması gerektiğini söyledi. Bizler, Mısır’ın haklarını ve servetlerini birbiri ardına ihmal eden ve bahsettiği devletin gelirinin %74’ü insanlardan topladığı ve onların geçimlerinden kestiği vergiler olan birinin bunu nereden elde edeceğini anlamıyoruz! Herhalde o, bu vergileri %100’e ulaştırmayı düşünüyor! Hatta bunu yapsa bile bahsettiği trilyon dolara ulaşamayacaktır. Sanki insanlara şunu söylemek istiyor; kesinlikle beni sorumlu tutmayı düşünmeyin. Oysa devletin geliri, rejimin aldığı ve Mısır halkının borcun ödenmesi ve hizmetindeki paylarından hiçbir şey alamadığı kredilerle tüketiliyor.

Başbakanın söylediği gibi krizin küresel olduğu bir gerçektir. Ancak devletin, Batı’ya bağımlı olması, onun kapitalist sistemiyle yönetmesi, Batı'nın kararlarına ve politikalarına boyun eğmesi ve Mısır’ın haklarını ve servetlerini çarçur etmesi, affedilmez bir suçtur. Zira ülkeyi, krizler bataklığına sürükleyen işte budur. Dolayısıyla kapitalizmi kökünden söküp atıp onun tüm şekil ve görüntülerine bağımlılıktan kurtularak Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde İslam’ı kamil ve kapsamlı bir şekilde tüm sistemleri ve çözümleriyle tatbik etmedikçe bundan kurtulmak imkansızdır.

Rejimin adamları ve medyasının son zamanlarda açıkladıkları şey, ülkenin idaresindeki başarısızlığın, sorunlarını çözmedeki acziyetinin, Mısır’da yaklaşan bir devrim durumda Körfez yöneticilerinin meçhul bir gelecekle korkutulmasına güvenmenin açık bir kabulüdür. Oysa gelecek olan devrim, daha önce olduğu gibi sadece rejimin başını değiştirmekle yetinmeyecek, bilakis tüm rejimi kökünden söküp atacak, hatta yüzlerin değişmesi de çok uzun sürmeyecektir. Dolayısıyla artık insanları ballı sözlerle aldatmak zorlaşmıştır. Çünkü sözler, aç olan karınları doyurmuyor ve insanlar pratik ve etkin çözümler istiyor. Bu çözümler ise, bizzat yoksulluğu ve sınıfçılığı üreten kapitalizmin sahip olamadığı ve olamayacağı çözümlerdir. Hatta Batı’nın ve doğunun politikacıları ne kadar sakinleştirici dolar pompalarlarsa pompalasınlar hiçbirisi ülkeyi krizden çıkaramayacaklardır. Çünkü kriz, onların hayal ettiklerinden daha büyük olup yamadaki gedikler gittikçe genişlemektedir. Dolayısıyla dayandıkları kapitalizm batmakta ve onları uçurumun dibine doğru sürüklemektedir. Bu yüzden her kim onlarla olan bağlarını koparırsa kazanacak ve kurtulacaktır.

Ey sevgili Mısır halkı: Sizin büyük ve devasa kaynaklarınız, Batı sorunundan ve onun ürünlerinin dilenciliğini yapma zilletinden kurtulmanız için yeterlidir. Dahası rejimin kasıtlı olarak ihmal ettiği ve sanal başarılarıyla yiyip bitirdiği o muazzam insan kaynaklarını ve enerjilerini iyi bir şekilde kullanırsanız tek başınıza tüm dünyanın en zengini olmaya muktedir olabilirsiniz. Bu kaynakların, enerjilerin ve servetlerin iyi bir şekilde kullanılması ise bizim ve sizin üzerinize İslam’ı uygulayacak bir devletle mümkün olacaktır; bu devlet de, Batı’nın aşağılık ellerini koparacak, onunla ve Mısır’ı felaketlere sürükleyen feci politikalarıyla her türlü bağlantıyı kesecek, Mısır’a ve ümmete yağmalanmış haklarını ve servetlerini geri verecek olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafettir. İşte o zaman ne Mısır ne de ümmet, Korona ve benzerleri gibi olan krizlerden etkilenmeyecek ve Rusya, Müslümanlara ve onların maslahatlarına zarar veren bir savaşa cesaret edemeyecektir. Ancak bu, Müslümanların Harun Reşid ve Mu'tasım gibi İslam’a ve Müslümanlara yardım etmek için orduları seferber eden bir devlete sahip olduklarında mümkün olacaktır.

Ey Kenane ordusu içindeki muhlisler: Mısır’ı kasıp kavuran krizler size gizli değildir. Dolayısıyla insanların derdi sizin derdiniz ve onların acısı sizin acınızdır. Şüphesiz sizler, rejimin hatalarından ve günahlarından dolayı Allah’ın huzurunda sorumlu olacaksınız. Şayet siz olmazsanız, rejim insanlara saldırmaya ve onları bastırmaya cesaret edemezdi. Dolayısıyla sizin elinizle zulmetmekte ve sizin elinizle öldürmektedir. Hatta insanlar iki seçenek arasında bırakılmaktadır; ya açılıktan ölüm ya da kurşunla ölüm! Allah onlar hakkında sorduğunda, cevabınızı hazırlayın. Şunu iyi bilin ki rejimin size vermiş olduğu maaşlar ve ayrıcalıklar, Allah katında size hiçbir fayda sağlamayacaktır. O halde zaman geçmeden kurtuluşa koşun, Allah için rejime öfkenizi ilan edin, bu rejimi kökünden söküp atın ve İslam için arzu edilen bir şeref olan, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni kurun. Allah sizleri bu devlet ehlinden ve ona yardım edenlerden eylesin. Allahumme Amin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasulü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır