- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İslamî Cemaatler ve Kertenkele Deliği!
Haber:
Sudanlı yetkililer, topraklarında ikamet eden Müslüman Kardeşler cemaatinin 21 üyesini Mısır’a teslim etti. İhvan Cemaati’nin üyeleri ve liderlerinin hesaplarında, Sudanlı yetkililerin, cemaatin bir adam, karısı ve çocukları da dahil olmak üzere 21 Mısırlı üyesini Mısır güvenlik birimlerine teslim ettikleri bildirildi. (El-Arabiyye Net 19 Haziran 2022). Raporlar, arananlar arasında “Hasm” Hareketi’nin üyelerinin de bulunduğuna ve Kahire’nin Hartum’dan teslim aldığı unsurlarla birlikte soruşturmalar başladığına dikkat çekti. Kaynaklar, Sudan’ın başkenti Hartum’un güneyindeki Cabra bölgesinde, istihbarat servislerinin bölgeye baskın düzenlediği sırada unsurların Sudanlı istihbarat görevlileriyle çatışmalara katıldıklarını ortaya çıkardı.
Yorum:
Sudan, Sisi’nin darbesinden sonra; en önemlileri mesafenin yakınlığı, iki ülke arasındaki sınırların coğrafi ve güvenlik yapısı, ayrıca Sudanlı kardeşlerin onların cemaatlerinin evlatlarına kucak açmaları ve onlar için devrik Devlet Başkanı Ömer el-Beşir’in yönetimi altında kolay bir yaşam sağlanması gibi birçok nedenlerden dolayı Mısır’dan kaçan İhvan mensupları için güvenli bir sığınak olmuştur. Raporlar, 2013’ten sonra Mısır’dan Sudan'a kaçan Müslüman Kardeşlerin sayısının 3.000’i aştığını belirtiyor.
Müslüman Kardeşler üyelerinin Mısır’daki mücrim rejime teslim edilmesi operasyonu utanç verici bir husus olup İslam’ı ve Müslümanları seven Sudan halkının cömertliğine ve misafirperverliğine hiç benzemiyor. Ancak yöneticiler tarafından gerçekleştirilen bu habis operasyon, Müslüman Kardeşlerin cani Sisi rejimine teslim edilmesiyle ilgili henüz ortaya çıkmamış sırlar ve kulislerin arkasından gelen baskılar sonucu olmuştur. Fakat bu baskılar, özellikle çıkarlarına hizmet eden bir hükümet oluşturma tartışmalarının olduğu bu günlerde ABD tarafından gelmiştir. Bunun üzerine ordu, iyi tavrını göstermek için acele ederek, daha fazla taviz vermesi için orduya baskı yapmak amacıyla uluslararası desteğin kesilmesiyle ciddi bir çöküş yaşayan ekonomi başta olmak üzere boğucu koşullar altında tüm emirlerin yerine getirildiğini kanıtlayan bir adım olarak Müslüman Kardeşleri teslim etti. Zira kurban edilecek en yakın unsur Müslüman Kardeşlerdi.
Müslüman Kardeşler, sloganları heba olan ve yalanlarıyla birlikte kaybolup giden İslam sloganlarının olduğu bir hükümetin gölgesinde bunun mümkün olduğunu düşünerek kendilerine kucak açması için Sudan’daki dağılmış rejime başvurdular.Oysa Müslüman Kardeşler ve diğer muhalif gruplara, Suudi Arabistan’ın temsil ettiği bölgesel yöneticiler ve Amerikancı yöneticiler tarafından kucak açılmıştır ki böylece Amerikan yanlısı Sisi rejimine karşı çıkan bu gruplar denetim altına alınsın ve istedikleri zaman muhalefetleri durdurulabilsin. Dolayısıyla Sudan’daki ordu yönetimi devraldığında ve önceki hükümetin anayasayı değiştirmesine ve herhangi bir İslami hükmün olmadığı bir anayasa oluşturmasına izin vererek açıkça laikliği ilan ettiğinde, bireysel ve gizli olarak bile olsa İslam’a çağrıda bulunan herkesi uzaklaştırmanın yanı sıra İslam’a davette geçmişi olanları bile uzaklaştırmak yoluyla bu laikliğe tam ve eksiksiz bir şekilde bağlı olduğunu kanıtlaması gerekiyordu.
Sömürgecilerin İslam’a ve Müslümanlara karşı savaşmak için kurduğu bu ulusal rejimlerin kurnaz tuzaklarına düşmenin sonuçları hakkında Müslüman Kardeşler ve diğerleri kaç kez uyarıldılar acaba? Rejimlerin herhangi bir İslami cemaate yönelik ihaneti kaç günlerce kanıtlandı? Kaç cemaat, ajan rejimlerle bağlantılı olmaları ve iradelerini kendi özel amaçları için destekleyen bir destekçiye bağlamaları nedeniyle siyasi olarak intihar ettiler? Taliban, Suudi Arabistan ve Pakistan’ın Amerika’nın stratejisi doğrultusunda desteklediği bir kanıttan başka bir şey değildir. İşte şimdi de o, baş düşmanı Amerika ile müzakere etmek için masaya oturmasının ardından, yolun sonunda sömürgeci ülkelerin desteğini isteyen ve taleplerini yerine getiren bölgesel bir devlete razı olmaktadır! Sadıku'l Emin Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَا يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ “Mümin, bir (yılanın) deliğinden iki defa sokulmaz (aldatılmaz).” İslami cemaatler içindeki kardeşlerimizin, artık Batı’nın ajan yöneticilerinin ajanlığını idrak etmelerinin, akıllarını başlarına almalarının, karton devletçiklere boyun eğmeyi bırakmalarının, taviz vermemelerinin, İslam’a aykırı olan ideolojiden ve laiklikten vazgeçmelerinin ve yeryüzünde Allah’ın şeriatını ikame etmek için İslam’ın belirlediği şerî metodu haykırmalarının zamanı gelmiştir. Böylece sömürgecilerin ve onların ajanlarının tüm planlarına karşı savaşacak olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Nizamı’nın gölgesinde güven ve emniyet içinde yaşayacaklardır!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Gâde Abdulcabbar (Ummu Evâb) – Sudan