Haber-Yorum

Abdullah, Filistin Meselesini, Yahudi Varlığını da Kapsayan Bir İttifakın Önündeki Bir Engel Olarak Görüyor!

Haber:

Ürdün Kralı İkinci Abdullah, CNBC’de Cuma günü yayınlanan bir röportajda, Ortadoğu’da NATO’ya benzer bir askeri ittifakın kurulmasını destekleyeceğini ve bunun aynı görüşü paylaşan ülkelerle yapılabileceğini söyledi.

Amerikan kanalı, örneğin “’İsrail’-Filistin” çatışmasının Ortadoğu’daki planları ve işbirliğini engelleme kapasitesine sahip olduğuna dikkat çekti. Zira Ürdün Kralı kanala şöyle dedi: “İki taraf arasındaki iletişim eksikliği, bölgesel projeleri etkileyecek bir güvensizlik ve istikrarsızlık durumu oluşturmaktadır.”

İkinci Abdullah, İran ile ilgili de şöyle dedi: “Hiç kimse savaş istemiyor, hiç kimse çatışma istemiyor.” Ancak Orta Doğu ülkelerinin “oyunun adı refah” olduğu bir vizyona doğru çalışıp çalışılmayacağını izlemeye devam ettiğini de sözlerine ekledi. (Arap 48, 24/06/2022)

Yorum:

Ürdün Kralı’nın yaptığı bu açıklamalar, Arap ülkelerinin Yahudi varlığı ile askeri ittifakları, bir dizi Arap ülkesiyle ortak hava savunma sistemleri kurma ve BAE ve Bahreyn’de erken uyarı sistemlerinin konuşlandırılması planı hakkında yapılan konuşmaların gölgesinde gerçekleşmiştir. Aynı şekilde ABD Başkanı Biden’in bölgeye yapacağı yaklaşan ziyareti ve ziyaretin bir parçası olarak Suudi Arabistan’ın Yahudi varlığıyla eskisinden daha fazla yakınlaşmasından bahsetmesiyle bağlantılı olarak gerçekleşmiştir. Tüm bu hareketlenmelerin amacı, Yahudi varlığını bölgeye entegre etmek ve Amerikan sponsorluğunda bölgenin doğal bir parçası haline getirmektir.

Abdullah, bölgeye yönelik bu sömürge planlarını etkileyebilecek engelin,Filistin Yönetimi ile Yahudi varlığı arasındaki resmi müzakerelerin, çatışmayı sona erdirecek siyasi bir çözümü önleyecek şekilde askıya alınması olduğunu düşünüyor. Dolayısıyla Abdullah, mübarek toprakların kaybedildiği ve buraya Yahudi varlığının yerleştirildiği bu saçma müzakerelerin yeniden başlamasıyla bu engelin ortadan kaldırılacağını ümit ediyor. Zira Abdullah ve diğer yöneticiler, barış görüşmelerinin yeniden başlamasını, sorunu tasfiye etmek ve bölgede Yahudi varlığının tam ve kapsamlı entegrasyonunun önündeki tüm engelleri kaldırmak için bir umut ışığı olarak görüyorlar. Bunun da Filistin davasından tamamen vazgeçmeyen ve hala iki devletli çözüm projesi kapsamında çatışmanın bir çözüm olmasını talep eden halkları karşısındaki utançlarını bir nebze olsun kaldıracağını düşünüyorlar!

Ürdün ve diğer rejimler, Filistin meselesini bölgeye yönelik sömürgeci planların önündeki bir engel olarak görmeye başladılar. Dahil olmaya hevesli oldukları bu habis planlar, Batı’nın, özellikle de Amerika’nın arzusunu gerçekleştirmek içindir. Zira bu planların, sendeleyen ve krizlerle dolu tahtlarını ve rejimlerini korumaya katkı sağlayacağını ümit ediyorlar. Dolayısıyla bunun, ümmetin meseleleri, servetleri, kanları, kuvvetleri, dinleri ve inançları pahasına olması onlar için hiçbir sorun teşkil etmiyor! Bu da ümmetin, karşı karşıya olduğu büyük tehlikeyi ve Filistin davasını idrak etmesini gerektirdiği gibi bu rejimleri yıkmanın ve Amerika ve Yahudi varlığının bayrağı altında değil de kendilerini İslam ile yönetecek ve İslam beldelerini kurtarmak, İslam’ı yaymak ve kontrolsüz bir şekilde dünyayı gezip dolaşan büyük sömürgeci ülkelerin gücünü kırmak için orduları harekete geçirecek bir Halife’nin emri altında birleşmenin vacip olduğunu idrak etmesini gerektiriyor.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. İbrahim et-Temimi - Mübarek Toprak (Filistin)