- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hizb-ut Tahrir İçindeki Davet Taşıyıcılarına Yönelik Yaklaşan Tutuklamalar!
Haber:
9 Haziran’da, Rusya Federasyonu Federal Güvenlik Servisi’nin basın servisi şunları bildirdi: Rostov-on-Don’da, Rusya Federasyonu Federal Güvenlik Servisi, Orta Asya bölgesi ülkelerinin 13 vatandaşından oluşan “uluslararası terör örgütü” İslami Kurtuluş Partisi’nin bir komplo hücresini etkisiz hale getirdi. (Bu örgüt, 2003 yılında Rusya Federasyonu Yüksek Mahkemesinin kararıyla Rusya'da yasaklandı.)
Alınan tedbirler kapsamında; bu kişilerin Dünya Ticaret Örgütü’nün Ukrayna’da ikamet eden elçilerini koordine ederken, ülkemiz topraklarında da terör ideolojisini yaymak için maksatlı bir eylem gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir. Gizli toplantılar bağlamında, bölgedeki Müslümanlar ve göçmen işçiler arasından Rusya’da ikamet edenleri saflarına aldılar.
Gözaltına alınanların ikamet yerlerinde, terör faaliyetlerini yürütmek için kullandıkları İslami Kurtuluş Partisi’ne ait propaganda malzemeleri, iletişim ve elektronik medya araçları bulundu ve Rusya’da yasaklı olduğu için bunlara el konuldu.
Yorum:
Müslümanlara yönelik yaklaşan tutuklamalar, Hizb-ut Tahrir hücresinin etkisiz hale getirilmesi ve terörizmle suçlanması ile ilgili açıklamalar, Rus özel servisinin günlük rutini haline geldi. Yüksek sesle yapılan tüm açıklamalar terör faaliyetleri ve iktidarı ele geçirme girişimiyle suçluyor ancak hiçbiri herhangi gerçekleşmiş bir terör saldırısından, delil olarak ele geçirilen bir silahtan, patlayıcıdan veya iktidarı ele geçirmek için kullanılabilecek özel ekipman sunamıyor! Neden Kremlin Hizb-ut Tahrir ile kesin olarak başa çıkamıyor ve neden Kremlin büyük bir güç olduğu halde bu kadar endişe ediyor?! Zira Kremlin’in Hizb-ut Tahrir’in fikirlerinden endişe duyduğu açık hale gelmiştir!
Hizb-ut Tahrir'in fikirleri Kur’an ve sünnete dayanmaktadır. Zira Hizb-ut Tahrir’in metodu, sevgili Peygamberimiz Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yoluna sıkı sıkıya bağlı kalmaktır. Nitekim Peygamber, Mekke-i Mükerreme’deki davetinin başlangıcından itibaren Arap ve Acemlere İslam’ın otoritesinden bahsetmiş, Allahu Teala’nın tüm hüküm ve yasaklarına tabi olmuş ve Mekke’deki müşriklerin ayartmalarına ve korkutmalarına teslim olmamış ve boyun eğmemiştir. Medine’de İslam Devleti’nin kurulmasından sonra Peygamber, dünya güçlerinin liderlerine onları İslam’a girmeye veya Müslümanlara boyun eğmeye davet eden elçiler göndermeye başlamıştır. Dolayısıyla Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in İslam’a daveti, Kur’an ve sünnete dayalı bir hayat nizamına davetti!
Bugün de Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in metodunu kendileri için metot olarak benimseyene Hizb-ut Tahrir gençleri de birey, devlet ve toplum için bir hayat nizamı olması vasfıyla İslam’a davet etmekte ve otoritelerin ikna, rüşvet ve korkutmalarına teslim olmamakta veya boyun eğmemektedir. İşte iktidarda olanları endişelendiren bu ideolojiye bağlılık ve yöneticilerden bağımsız olmasıdır. Çünkü bu kâfir yöneticiler ve onların tiranlarının, daveti durdurmak için rüşvet vermeleri, taviz vermeye ikna etmeleri veya çocukları işkence ve hapishanelerle korkutmaları imkansızıdır.
Partinin gençlerinin taşımış olduğu fikirler, demokrasi ve laiklik gibi şerir fikirleri yıkmakta, tiranların mücrim planlarını ifşa etmekte ve insanları ateizm ve cehalet karanlığından kurtarmaktadır. Aynı zamanda bu fikirler, partiye yeni katılan ve İkinci Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmak için canla başla çalışan insanların kalplerine derinden ve sağlam bir şekilde yerleşmiştir. Zira Partiyi tasfiye etmeye yönelik her tutuklama ve açıklamanın ardından yeni bir grup gencin ortaya çıktığını ve daha aktif bir şekilde çalıştığını görmekteyiz.
Allah Subhanehu ve Teala azim Kitabı’nda şöyle buyurmuştur: يُرِيدُونَ أَن يُطْفِؤُواْ نُورَ اللّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللّهُ إِلاَّ أَن يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُونَ“Allah’ın nurunu ağızlarıyla söndürmek isterler. Kâfirler istemese de Allah nurunu mutlaka tamamlayacaktır.” [Tevbe 32]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin