Salı, 24 Muharrem 1446 | 2024/07/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Ağustos Seçimlerinde Kazananlar da Kaybedenler de Başarısız Demokratik Rejimin Ajanlarıdır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Ağustos Seçimlerinde Kazananlar da Kaybedenler de Başarısız Demokratik Rejimin Ajanlarıdır!

Haber:

9 Ağustos seçimlerinden sadece birkaç gün önce, ülkedeki bazı Müslüman liderler ve hükümet alimleri, Müslümanları, çeşitli koltuklar için yarışan adayları değerlendirmeye ve bilinçli kararlar vermeleri için onları gözden geçirmeye çağırdırlar. Nitekim ayetlerin anlamlarının çarpıtılması ve “ehven-i şer” gibi fıkhi ilkelerin kötü uygulanması, Müslümanları seçimlere tam olarak katılmaya teşvik etmek için bu alimler arasında hakim olan bir örf olmuştur.

 

Yorum:

İslam’ın demokratik partilere katılmakla ilgili hükmü, demokratik seçimlerin anlamını açığa çıkarmamızı farz kılmaktadır. Bu da konuya (menatın tahkiki), yani seçimin ne olduğuna ve bir yönetim nizamı olarak demokrasinin özüne bakmayı gerektirmektedir. Seçimler, temsiliyet etrafında dönmektedir. Zira kişi, kendine vekaleten/kendi adına iş yapması için birini seçer ve onu yetkilendirir. Bu yüzden seçimleri meşru ya da gayri meşru yapan bizzat seçimler değil, bilakis seçimlerle bağlantılı olan hususlardır. 

Demokrasi, halkın yönetimi anlamına gelen Yunanca “demos” ve “kratos” kelimelerinden gelmektedir. Bu da insanların, Allah Subhanehu ve Teala’nın şeriatının üstünde kabul edilen kanunlar koymak için mutlak ve üstün bir güce (egemenliğe) sahip oldukları anlamına gelmektedir. Demokrasi, halkın kendi adına kanunlar çıkarması amacıyla temsilcilerini seçmesi için her 4 veya 5 yılda bir seçim yöntemini benimser. Bu nedenle demokraside, Parlamento, Senato, Temsilciler Meclisi veya Kongre gibi kurumların tamamı kanunlar çıkaran kurumlardır... Nihayetinde demokraside seçimler, İslam ile tamamen çelişen yasaların çıkarılmasıyla bağlantılıdır.  

İslam’da yasama hakkı, Subhanehu ve Teala’ya aittir. Zira Allah Subhanehu ve Teala, mutlak hakim ve kanun koyucudur. Bu nedenle insan tarafından çıkarılan herhangi bir kanun, Allah’ın hükmüyle örtüşse bile batıldır. Zira hakikatte kanun koyma fiili, Allah Subhanehu ve Teala’dan başkasına, yani insana dönmektedir. Ayrıca İslam, Allah’ın şeriatına tabi olmayı farz kılmıştır. Zira Allah Subhnehu ve Teala şöyle buyurmuştur: فَلا وَرَبِّكَ لا يُؤْمِنُونَ حَتَّى يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لا يَجِدُوا فِي أَنْفُسِهِمْ حَرَجاً مِمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُوا تَسْلِيماًHayır, Rabbine andolsun ki; aralarında çekiştikleri şeylerde seni hakem tayin edip sonra haklarında verdiği hükümden dolayı içlerinde bir sıkıntı duymadan kendilerini tamamen teslim etmedikçe iman etmiş olmazlar.” [Nisa 65]

Seçimler, temsiliyet etrafında dönmektedir. Zira kişi, kendine vekaleten/kendi adına iş yapması için birini seçer ve onu yetkilendirir. Seçimlerin hakikati işte budur. Bu nedenle seçimleri gayri meşru ya da yasal yapan bizzat seçimler değildir. Bilakis seçimlerle bağlantı olan fiildir. Demokratik seçimler kesin olarak İslam şeriatına aykırıdır. Dolayısıyla Müslümanların, kampanya yürütmeleri, demokratik partileri desteklemeleri ve demokratik seçimlere katılmaları haram kılınmıştır. Demokratik seçimlerin sürekli olarak yapılmasının, başarısız bir rejimin değişiklikleri canlandırmak ve insanları kandırmak için değişikliklere yönelik duyguları harekete geçirme girişimi olduğu gayet açıktır. Dolayısıyla bu seçimlerde kazananlar da kaybedenler de, temel rolü Kenya ve Afrika’yı genel olarak kalıcı krizlere ve çatışmalara sürükleyen demokrasinin tezahürlerini gizlice örtmek olan kapitalistlerin ajanlarıdır.

Ne yazık ki bazıları politikacılar için kampanya bile yürüten hükümete bağlı alimler, şeriatın ideolojisini kasıtlı olarak kötüye kullanıyorlar ve Müslümanları, şeriatın kurallarına bağlanmaktan ve gerçek bir değişim için, yani Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde dünyaya hükmetmesi amacıyla İslam’a davet etmek için çalışmaktan uzaklaştırıyorlar. Dolayısıyla Kenya’nın karşı karşıya kaldığı trajedilerin temel nedeni, bizleri kimin yönettiği değil, bizleri ne ile yönettikleridir. Bu yüzden ülke, Hilafetin gölgesinde Allah Subhanehu ve Teala’nın indirdiği şeriat yerine demokrasinin altında insan yapımı kanunla yönetildiği sürece, gerçek bir değişim göremeyeceğiz.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Şaban Muallim - Kenya

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER