Haber-Yorum

26 ve 21 Eylül Devrimlerinin Kutlamaları Arasındaki Benzer Yönler!

Haber:

21 Eylül Çarşamba günü Sanaa’da yayınlanan günlük es-Sevra Gazetesi’nin sayfalarının büyük bir bölümünü, haberler, manşetler ve sloganlarla doluydu ve bunlardan en öne çıkan haber şuydu: “21 Eylül Devrimi… Halkın iradesi Amerika’nın ordularından ve ittifaklarından daha güçlüdür.” Yine haberde şöyle geçti: “21 Eylül devriminin sekizinci yıl dönümü ve sekizinci yılında devrim, zaferler ve stratejik kazanımlar elde etti ve gerek mübarek devrimin büyüklüğü gerekse devrimi ateşleyen, onu finanse eden, harekete geçiren ve kendi özgür iradesi ve kararı ile katılım sağlayan halkın büyüklüğü sayesinde güçlü ve büyük bir devlet için sağlam bir temel attı.”

Yorum:

Bu yorumda, haberin doğruluğunu veya haberin geçip geçmediğini tartışmayacağız. Bilakis 26 Eylül 1962 ve 21 Eylül 2014 devrimlerine yönelik ilk ve mevcut rejimler arasında basit bir karşılaştırma yapacağız. İki rejimin de medya makineleri, finansal maliyetine bakmaksızın gazete sayfalarında, televizyon istasyonlarında ve sokak cephelerinde devrimin yıllık bayramını kutlamaya hırs göstermektedirler. Birincisi onu 26 Eylül devriminin bir uzantısı olarak görürken şimdiki ise onu 21 Eylül devriminin ateşleyicisi olarak görüyor. Her iki rejim de es-Sevra Gazetesi’ni, devrimin altı hedefiyle süslemişler. Dolayısıyla her iki rejim de, cumhuriyet yönetim sistemini koruyorlar. Dahası her iki rejim, bu yaptıklarına dair bir yorumda bulunmaksızın Sanaa’daki Tahrir Meydanı’nın meşalesini yakıyorlar. Dolayısıyla ilki 26 Eylül devrimini kutlarken şimdiki ise 21 ve 26 Eylül devrimlerini kutluyor. Yani her iki rejim, kendilerine yakın olan grup ve menfaatçi ve destekleyici kalabalıklarla birlikte iki devrimin yıllık kutlamalarını düzenlemenin gerekliliği konusuna hırs gösteriyorlar. Bu arada Yemen halkının çoğunluğunu oluşturan geri kalan kısmı ise, her iki devrimin de, hayatın tüm farklı yönlerini tamamen ve ayrıntılı olarak değiştirme noktasında kendi fikirlerini ifade ettiklerini düşünmüyorlar. Yine ilki siyasi kararına sahip çıktığını tekrarlayıp dururken şimdiki ise Yemen üzerindeki vesayet döneminin sona erdiğini tekrarlayıp duruyor. Ama tanık olunan durumun vakıası bunun aksini söylemektedir. Zira Amerika, 26 Eylül devrimini, patlak vermesinden üç ay sonra kabul etti, Mısır’ı kendisi için bölgesel sponsor yaptı ve o da güçlerini bitişiğindeki Filistin’in kurtuluşundan ondan çok uzaktaki Yemen’e yönlendirdi. Yani açık olan Mısır, 26 Eylül devrimine askeri ve mali yardım sağlarken Amerika ise İran’ı 21 Eylül devriminin bölgesel sponsoru yaptı ve gizlice ona maddi destek sağladı. Dolayısıyla Amerika, 21 Eylül devrimini desteklemek için Birleşmiş Milletler elçileri gönderdiği gibi son zamanlarda da uluslararası sistemin onu tanımasına zemin hazırlamak için Yemen'e kendi özel temsilcisini atadı.

İngiltere, 26 Eylül devrimine karşı çıktı ve Yemen’deki siyasi nüfuzunun genişlemesine imkan sağlayan kralcılar ve cumhuriyetçiler arasındaki meşhur uzlaşma gerçekleşinceye kadar onu tanımadı. Ayrıca o, 21 Eylül devrimini Aden’den kovdu ve onun Marib şehrine girmesini engelledi.

Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Yemen halkını, iman ve hikmet ehli olarak nitelendirmiştir. Bu yüzden onlar, Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti’nin altında hayatlarının tüm işlerinde İslam’ın hakemliğinden başka bir şeye asla razı olmayacaklardır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Mühendis Şefik Hamis – Yemen