- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Suudi Rejimi, Münkeri Emretmeye ve Marufu Nehyetmeye Yönelik Ek Kurumlar Tesis Etmek İçin Sıkı Bir Şekilde Çalışıyor!
Haber:
Suudi Bisiklet Federasyonu, Kadın Sporlarını Destekleme Programı çerçevesinde federasyon tarafından belirlenen zaman planı dahilinde gelen bir adımda, Kadınlar Yol Yarışları Ligi Federasyonu’nun ilk versiyonunun lansmanını duyurdu. Önümüzdeki 14 ekimde başlayacak olan Kadınlar Ligi Federasyonu Şampiyonalarının takvim programlarını, zamana karşı tekli Krallık şampiyonu yarışı ve genel tekli Krallık şampiyonu yarışı şeklinde 7 şampiyonluk içerecektir. Bu yarışların toplam mesafeleri, Krallığın 7 farklı bölgesinde yaklaşık 625 kilometre olacak.(El-Riyad Gazetesi web sitesi, 28.09.2022).
Yorum:
2017'den beri Suudi rejimi, kendisini kadın ve erkek arasındaki tüm farklılıkları ortadan kaldırmaya ve kadınların güçlendirilmesiyle ilgili Batılı kavramları benimsemeye adamıştır.Kadını erkeğe eşit kılan, dahası onunla hayali bir çatışma içine sokan bu kavramlar, Allah’ın onu fıtrat üzere yarattığı kadınlığını ortadan kaldırmaksızın kadının rolünü erkekle bütünleştirmek yerine erkeğin kadından iğrenmesine neden olmuştur.
Bu kampanya önce Müslüman kadınlara yönelik parlak ve aldatıcı sloganlarla başladı. Zira rejimin başı onu, “Vizyon 2030” kapsamında kadınların araba kullanmak gibi meşru haklarını koruma şeklindeki meşru bir emirle süsledi. Ancak kısa bir süre sonra kampanyanın hakikati ortaya çıktı ve onu, rekor bir sürede aşağıdaki hususlar takip etti:
- Ülkeye aşağılık şarkıcılar getirip, gençlere onların hayatlarını rol model olarak benimsetmeye çalışmak.
- Bayan boks karşılaşmalarına ev sahipliği yapmak.
- Batılı tarzda kadın giyim şovlarına yani kadınların utanmadan erkeklerin önünde mahrem yerlerini ifşa etmelerine ev sahipliği yapmak,
- Futbol da dahil olmak üzere çeşitli oyunlar için kadın takımları kurmak ve Harameyn ülkesindeki toplumun kesimlerinin yeni imajını sunmak için onları Batı’ya göndermek. Zira bu kadınlar, ister düşünce isterse dış görünüş olarak olsun hiçbir şekilde Batılı kadınlardan ayırt edilmemektedirler.
Şimdi de tüm bunlara ek olarak, kadınlar bisiklete binmeye teşvik ediliyor ve bunun, kadınların özel bölgelerinin veya vücut hatlarının ortaya çıkmasına neden olduğu hiç kimse için bir sır değildir.
Tüm yukarıda bahsedilenler, kadınların kamusal hayatta erkeklerle karıştıkları esnasında haya perdelerini kaldırmaya teşvik etmek için yapılmaktadır. Böylece onlar, herhangi bir eğlence faaliyetinde bulunmaya, burada erkeklerle itişip kakışmaya ve çekiciliklerini öne çıkarmaya teşvik edilerek, Harameyn ülkesinin genel atmosferi değiştirilmeye çalışılmaktadır. Bundan daha da önemlisi, ülke halkının hala İslam’daki içtimai nizama başvurmalarını düşündürebilecek her şeyin, yani genel ve özel hayatta kadın ve erkek arasındaki ilişkilere ilişkin hükümlerin ortadan kaldırılmasıdır.
Sanki bu rejimin düşmanları adım adım takip etmedeki lisanı hali, Nebi Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediğini doğrular şekildedir: لَتَتَّبِعُنَّ سَنَنَ مَنْ قَبْلَكُم شِبْرًا بشبْر، وذراعًا بذراع، حتَّى لو سَلَكُوا جُحْر ضَبٍّ لَسَلَكْتُمُوهُ “Sizden öncekilerin yollarına karış karış ve arşın arşın mutlaka tabi olacaksınız. Hatta bir kertenkele deliğine girseler, onların arkasından gideceksiniz.” Dedik ki: Ey Allah’ın Rasulü! Onlar Yahudiler ve Hıristiyanlar mı? Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: فَمَن؟! “Başka kim olabilir ki?!” [Buhari, Ebu Said el-Hudri’den rivayet etti.]
Başa geri dönecek olursak halkın hikmet ve kurtuluş beklentisi bahanesiyle batıla karşı sessiz kalması, rejimi yanlış yapmaktan caydırmayacaktır. Bilakis Allah’ın kainattaki sünneti gerçekleşecek olup hak ehli birbirlerine hakkı tavsiye ederek hakka yardım edip ne kadar fedakarlıklara mal olursa olsun batılın karşısında durmadıkça batıl ehli asla vazgeçmeyecektir.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَلَمَّا بَرَزُوا لِجَالُوتَ وَجُنُودِهِ قَالُوا رَبَّنَا أَفْرِغْ عَلَيْنَا صَبْراً وَثَبِّتْ أَقْدَامَنَا وَانصُرْنَا عَلَى الْقَوْمِ الْكَافِرِينَ * فَهَزَمُوهُم بِإِذْنِ اللَّهِ وَقَتَلَ دَاوُودُ جَالُوتَ وَآتَاهُ اللَّهُ الْمُلْكَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَهُ مِمَّا يَشَاءُ وَلَوْلَا دَفْعُ اللَّهِ النَّاسَ بَعْضَهُم بِبَعْضٍ لَّفَسَدَتِ الْأَرْضُ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ ذُو فَضْلٍ عَلَى الْعَالَمِينَ “Calut ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında: Ey Rabbimiz! Yüreğimizi sabırla doldur; bize direnme gücü ver; kâfir kavme karşı bize yardım et, dediler.Derken, Allah’ın izniyle onları bozguna uğrattılar. Davud, Calut’u öldürdü. Allah, ona (Davud’a) hükümdarlık ve hikmet verdi ve ona dilediğini öğretti. Eğer Allah’ın; insanların bir kısmıyla diğerlerini savması olmasaydı, yeryüzü bozulurdu. Ancak Allah, bütün âlemlere karşı lütuf sahibidir.” [Bakara 250-251]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nizar Cemal