- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Fas’taki “Bolivar” Festivalinde Şeytan Kuluçkasından Çıktı!
Haber:
Kültür Bakanlığı himayesinde gençleri hedef alan ve 23 Eylül’de lansmanı yapılan Fas’ın en büyük şehri Dâr’ül Beydâ’daki (Kazablanka) yüksek sesli ve çılgın müziğin olduğu Bolivar (sokak) festivalinin, 2 Ekim’e kadar sürmesi planlanmakta olup burası bir savaş alanına ve en iğrenç biçimleriyle bir ahlaksızlık, müstehcenlik ve suç meydanına dönüştü.
Yorum:
Koruyucusu olduğu evdeki bir makamın onun hırsızı olması, binasının bekçisinin onun sütunlarını yok etmesi, çocukların emanet edildiği kişinin ona büyük bir şekilde ihanet etmesi ve koyunların çobanının onları avlayan bir kurt olması ne kötüdür. Peki koruyucunun da bir araya gelerek bütün kötülükleri topladığı ve bütün trajedileri patladığında durum nasıl olacak? Koruyucusu olduğu evdeki bir makamın, onun çok yaman bir düşmanı olması ne kötüdür!
Bu yıkımla ve her şeyi silip süpüren bu kara yıkımla yetinmeyen bu harap olmuş devletçikler uzak olsunlar; zira insanların dünya ve ahiretlerini yıktıkları gibi dinlerini ve geçimlerine de ifsat edip bozdular. Dâr-ül-Beydâ şehrindeki Bolivar (sokak) festivali, daha önce Rabat şehrindeki kötülük ve iğrençliğin bir benzeri olup gece gündüz Allah’a isyan edildiği bir fücur, ahlaksızlık, müstehcenlik ve rezillik festivalidir. Lanetli Şeytan bile bundan daha iyi bir kulüp yeri yapamazdı. Zira burada, (ahlaksızlık, çıplaklık, sarhoşluk, rezillik, sefahat, müstehcenlik ve edepsizlik...) gibi tüm büyük haramlar ihlal edilip çiğnenmiştir.
Harap olmuş devletçik, tüm fazilet alanlarını bağlayıp zincirlemekte, fazileti arayan tüm el ve ayakları zincirlemekte, kulüp alanlarında Şeytan’ın yerini genişletmekte ve onun ayartmalarını serbest bırakmakta ve İslam’a ve halkına karşı yürüttüğü haçlı seferinin bir parçası olarak kötülükleri yaymakta olan sömürgeci kâfir Batı’ya tam ve eksiksiz bir şekilde icabet etsinler diye tüm ahlaksızlıkları insanların üzerine çekerek onların kâfir ve facir olmalarını istemektedir.
Zararlı rejimler, bizim için Allah’ın ayetlerini inkar eden ve Allah’ın dininden sapan facirlerin ve zındıkların tohumlarını ekmektedir. Zira onları, sömürgeci kafir bizim üzerimize yönetici ve bakanlar olarak atamıştır. Onlar da küfre, ateizme ve sapıklığı çağrıda bulunan yeni yollar açtıkları gibi dinin kutsallarını çiğnemeye cüret etmek için de ahlaksızlıklarının, iğrençliklerinin ve sefahatlerinin olduğu festivaller de dahil olmak üzere paramparça eden yollar açmışlar, bunları sapıklıklar ve günahlar için bir araç yapmışlar ve böylece kararmış bir küf mantarı gibi içimizde üremişlerdir. Bunlar içinse insanların kanlarından, alın terlerinden ve emeklerinden harcama yapmışlar ve onların paralarını vergi ve gümrük vergisi yoluyla zorla ve baskıyla almışlardır. Sonra paraları, sapıklığı ve sapkınlığı yayma ve insanların zürriyetlerini ifsat etme kapılarında harcamışlar ve sonra da onu hak edenleri, facir, fasık ve aşağılık ahlaksızlar arasında sınıflandırmışlardır. Ardından da zındık ve ahlaksız kurtlar, kaygılarını ama tüm kaygılarını inancımızı ve doğruluğumuzu yalayıp yutmaya adamışlardır.
Sanki bu zararlı rejimler, habis bir Şeytan gibidirler. Zira açık bir şekilde günah işlesinler diye insanlar için festival kulübü gibi bir kulüp icat etmiştir. Böylece insanları, oyun ve eğlence olsun diye ahlaksızlıklarına ve günahlarına sürüklemiştir. Sonra lanetliler, insanların doğaları ve ahlakları üzerinde çalıştılar ve onlardan takva elbisesini çıkardıkları gibi onların haya perdelerini sıyırdılar. Böylece insanların dinlerini ve dünyalarını ifsat ettiler ve onları en üst durumdan en aşağılık duruma düşürdüler. Sonra onlara faziletin, rezillikler özgürlüğü olduğunu söyledikleri gibi aklı bahşedene inanmama ve inkar etmeyi de akıl özgürlüğü olduğunu söylediler. Dolayısıyla ahlaksızlıklarını bir eğlence, çıplaklıklarını güzellik ve süs, sarhoşluklarını ve cümbüşlerini etkinlik, fuhşiyatlarını ve müstehcenliklerini ifade özgürlüğü, büyük günahları işlemelerini özgürlük ve günahlara dalmalarını da mutluluk olarak görmeleri için onlara ahlaksızlıklarını süslü gösterdi. Böylece erkeklerin özelliklerinden biri kötülük ve kadınların bedenleri de ayartma ve iğrençlik için ödenen bir vergi oldu ve biz de bunları onlar için sanat haline getirdik. Bunlar ise erkeklerden tüm mertliği, kıskançlığı ve onuru, kadınlardan da tüm iffeti, saflığı ve hayayı kökünden söküp atmak için yapıldı.
Zalim ve ahlaksız rejimlerden dolayı insanların vay haline! Zira onların tüm kötülükleri, insanların faziletlerinin ve imanlarının üzerinde patlamıştır. Böylece çirkin olarak görülmeyen ve görülmemesi gereken şeyleri, bu şekilde göstermeye başladılar ve bunları ifşa etmek ve yaymak için de ahlaksız medyayı ve müstehcen festivali kullandılar.
Zalim ve ahlaksız rejimlerden dolayı insanların vay haline! Zira bu rejimler, sadece küfrü ve ikiyüzlülüğü düzenlemek, aldatmayı pekiştirmek, Allah’ın kutsallarını çiğnemeye cüret etmek, Allah’ın kullarına karşı haddi aşmak, O’nun şeriatını hafife almak ve tüm fazilet ve erdemleri alay konusu yapmak için vardırlar!
Ömrünüze yemin olsun ki kurtuluşa ve ıslaha engel olan sorun, bu meşum rejimlerdir. Dolayısıyla ondan kurtulmanın yolu, bu rejimlerden kurtulmak, onların habis tohumlarını kökünden söküp atmak ve onların yerine, hayatımızın gerçeği ve kurtuluşumuzun yolu olan Hilafetimizin binasını ikame etmek yoluyla saf ve temiz İslami hayatımızı yeniden başlatarak İslam’ın temiz tohumlarını ekmektir.
أَفَحُكْمَ الْجَاهِلِيَّةِ يَبْغُونَ وَمَنْ أَحْسَنُ مِنَ اللّهِ حُكْمًا لِّقَوْمٍ يُوقِنُونَ “Yoksa cahiliyye hükmünü mü arıyorlar? İyi bilen bir toplum için Allah’tan daha iyi hüküm veren kim olabilir?” [Maide 50]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Münâcî Muhammed