- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber - Yorum
Güçlü Millet, Güçlü Düşüncelerden Doğar
Haber:
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güçlü milletler güçlü ailelerden teşekkül eder. Biz bir defa kadim medeniyetimiz bir gereği olarak güçlü ailelerden oluşan bir milletiz. Bu milletin aile yapısını bozmak leke sürmek kimsenin haddine değildir. Aile yapımızı her türlü sapkınlıktan koruyacağız.” Dedi. (2022.11.03 Haber7)
Yorum:
Bir milletin en büyük gücü, inandığı ideolojisidir. Ruhi (ideolojik) güç, maddi güçten çok daha güçlüdür. Ailenin kalkınmasına ya da çöküşüne götüren unsur, ailenin sahip olduğu fikirlerdir (ruhi gücüdür). Günümüzde Türkiye’de, bazı düşünceler ve duygular dışında aile ya da bireyleri yöneten fikirler, insan fıtratına aykırı ve akla dayanmayan kapitalist inanç ve sistemlerdir. Buna göre güçlü milletler ve güçlü aileler, inandıkları fikirlerden doğar. Eğer ailelere egemen fikir ve düşünceler, bugün Türkiye’de ve diğer çoğu İslam beldelerinde olduğu gibi kapitalist fikirler ve duygular ise, güçlü bir millet tesis edilemez. Bunun en iyi kanıtı, İslam beldelerindeki halkların ve devletlerin durumudur.
Kapitalist fikirler ile güçlü milletler tesis edilemez dedik. Burada akla şöyle bir soru gelebilir; peki kapitalist ideolojiye inanan Amerika ve Batı halkları ya da devletleri güçlü bir millet veya devlet değiller mi? Bu ülkelerin gücü, inandıkları ideolojiden değil, sahip oldukları maddi güçten geliyor. Çünkü ideolojileri köhne, fikirleri çürük, davranışları bozuktur. Böyle zayıf, bozuk ve çürük fikir ve davranışlar, güçlü milletler üretemez. Avrupa ve ABD’de zayıf birey ve çözülmüş ailelerin yapısı ve durumu bunun en iyi tanığıdır. Dolayısıyla ABD ve Avrupa’nın gücü, aile yapılarının güçlülüğünden veya ideolojilerin sağlamlığı ve doğruluğundan değil, sahip oldukları maddi güçten ve karşılarında güçlü milletlerin olmayışından kaynaklanıyor. Güçsüzlerin olduğu bir yerde, yapısal olarak zayıf görünümlü oldukları halde biraz güçlü olanlar, güçlü milletler olarak tebarüz ederler. Bugün Amerika ve Avrupa’nın güçlü olması, karşılarında güçlü bir İslam ümmetinin (devleti) olmayışından mütevellittir.
Erdoğan, sorumlusu olduğu halde, Türk milletinin aile yapısını bazı sapkın grupların bozduğunu iddia etti. Bu, çaresizlik ve çözümsüzlük anında topu başkasına atma, suçu başkalarına yükleme modelidir. Ya da kendi suçunu örtbas etmek için başkalarını suçlamadır bu. Eğer bir suçlu ve sorumlu aramak gerekiyorsa, aileleri ve bireyleri bile bile çürük, bozuk ve inançlarına aykırı fikir ve sistemlerle yönetenlerde aramak gerekir. Kısacası LGBT gibi sapkın gruplar değil, özgürlük adına bunların mantar gibi türemesine izin veren sistem ve gönüllü olarak bu köhne sistemi uygulayan yöneticidir Türk milletinin aile yapısına leke süren. Çünkü bir ülkede bir ahlaksızlık, kötülük, yozlaşmışlık, sefalet, açlık, işsizlik, yoksulluk vb. nice insan refahına ve onurlu yaşamına yakışmayan bir davranış ve fenomen varsa, sorumlusu Erdoğan’dır. Zira her bir yönetici, güttüğü sürüsünden sorumludur.
فَالإِمَام رَاعٍ وهو مَسْؤولٌ عن رَعِيَّتِهِ
“İmam çobandır ve sürüsünden sorumludur.”
Erdoğan, sürüsünden sorumlu biri olarak, aile yapımızı bozan, çözülmesini sağlayan, parçalayan ve dağıtan kapitalizm düşüncesi ile aile yapımızı koruyamaz. Zehirle, insan tedavi edilmez, aksine ölür. Toksik kapitalist fikirler ve bu zehirli fikirleri uygulayan zehirlenmiş yöneticiler ile aile yapımız korunamaz, tam tersine zehirlenir. Sık sık haberlerde aile cinayeti ve katliamlarına rastlamak bunun göstergesi ve kanıtıdır. Aile canavarı, ancak canavar fikirlerden doğar. Erdoğan bunu iyi anlamalı ve aileyi korumak istiyorsa, aileyi koruyacak olan İslam ideolojisini uygulamalıdır. Bunun dışındaki her şey lafügüzaftır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş