Haber-Yorum

Bin Zayed Netanyahu’yu Tebrik Ediyor ve Katar da Uçuşları Kabul Ediyor!

Haber:

Eski Başbakan’ın ofisinin açıklamasına göre BAE Cumhurbaşkanı Muhammed bin Zayed Al Nahyan, Perşembe günü yaptığı telefon görüşmesinde, Likud partisi lideri Binyamin Netanyahu’yu bu ayın birinde Yahudi varlığında gerçekleşen seçimlerdeki zaferinden dolayı tebrik etti. Açıklamada Muhammed bin Zayed’in Netanyahu’yu BAE’ni ziyaret etmeye davet ettiği ve son olarak şöyle yanıt verdiği geçti: “Aramızda tarihi bir barış anlaşmasına vardık ve iki ülkenin ve tüm dünyanın yararına birlikte gerçekleştireceğimiz çok şeyimiz var. En kısa zamanda sizi ziyaret etmek ve ilişkilerimizi güçlendirmek isterim sevgili dostum.”

Öte yandan Yahudi Dışişleri Bakanlığı Perşembe günü yaptığı açıklamada, FIFA, Katar ve Yahudi varlığı arasında Dünya Kupası maçlarına katılımını kolaylaştırmak için bir anlaşmaya varıldığını duyurdu.

“i24NEWS” sitesi Çarşamba günü şunları bildirdi: ““İsrail” ve Katar, 2022 Dünya Kupası maçları sırasında Doha'da geçici bir diplomatik ofis açmak için anlaşmaya vardılar.” Anlaşmanın önümüzdeki günlerde resmi olarak imzalanacağı açıklandı.

Yorum:

BAE yöneticileri, Amerika Birleşik Devletleri’nin sponsorluğundaki bir dizi anlaşma çerçevesinde 2020 yılında Yahudi varlığıyla ilişkilerini normalleştirdiler. Onu, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın sponsorluğunda Bahreyn, Fas ve Sudan izledi.

Nitekim ilişkiler, hızlı bir gelişmeye, ardışık ziyaretlere ve Yahudi devletini desteklemek ve ona para ve yatırımlar sağlamak için serbest ticaret anlaşmaları ve ekonomik anlaşmalara tanık oldu.

İşte Katar, Dünya Kupası kapısı üzerinden açıklanan normalleşme hattına giriyor, Ürdün elektrik karşılığında su kapısından normalleşmeyi pekiştirmeye devam ediyor ve Suudi Arabistan da daha önce hava sahasını işgal uçaklarına açmıştı.

Dahası birkaç gün önce Lübnan’da olduğu gibi sözde “direniş ekseni” bile gaz ve yatırımlar kapısından normalleşiyor.

Normalleşme silsilesinin yaygın bir şekilde reddedilmesine rağmen İslam beldelerindeki rejimler, bölgedeki çeşitli araçlarla Yahudilerin devletine entegre olma yönünde hızlı adımlarla ilerliyorlar. Dolayısıyla onlar sadece aleni olarak farklılık gösteriyorlar ama gizli olarak tam teşekküllü bir uyum içerisindedirler.

Bu rejimlerin ve medya borazanlarının Filistin meselesinin merkeziliği ve işgalin sona ermesinin gerekliliği hakkında yayınladıkları söylentilere gelince; ne Yahudi varlığında ne de İslam beldelerinde hiç kimse bunu dikkat ve ciddiye almıyor.

Tıpkı Filistin halkının, Filistin otoritesinden ve güvenlik koordinasyonunu kutsallaştıran sembollerinden ellerini çekmesi gibi. Aynı şekilde bölge halklarının geri kalanı da Filistin’in zaferi ve El-Mesra’nın kurtuluşu konusunda yöneticilerinden ellerini çekmişlerdir.

Geriye sadece suratsız rejimlerin yüzlerini parlatmaya çalışmak için sizlere birtakım gerekçe ve yorum listeleriyle gelen birkaç iki yüzlü borazan kalmıştır. Ancak bu rejimlerin ahlaksızlık ve ihmalkarlıkları, Filistin meselesi denen şeyin ortadan kaldırılması ve Filistin’i kurtarma fikrinin zihinlerden silinmesine yönelik amansız eylemleriyle birlikte artık bu borazanlar için bir oyun ve bahane kalmamıştır. Sonra normalleşenler ve onların borazanları, İbn Ğafir ve onun gece gündüz Filistin halkını öldürme ve kovma çağrılarıyla nasıl başa çıkacaklar?!

Kısacası Yahudi devletinin bekası, bu hain ve ajan rejimlerin bekasına bağlı olup bu rejimlerin yok olmasıyla birlikte Yahudi devleti de yok olacaktır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Hüsameddin Mustafa