Pazar, 22 Muharrem 1446 | 2024/07/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Dünya Kupası’nın Katar’da Açılışıyla İlgili Gerçekler Netleşiyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Dünya Kupası’nın Katar’da Açılışıyla İlgili Gerçekler Netleşiyor!

Haber:

Bu ayın 20’sinden bu yana, istisnasız Arap ve Batı medyası 2022 FIFA Dünya Kupası’nın Katar’daki açılışını konuşuyor. Belki de Batı medyası, olayı alay etmek ve her zamanki gibi ırkçılığını açığa vurmak için kullanıyor olabilir ama olayla ilgili bizi ilgilendiren yön bu değildir. Aksine biz, çok daha önemli noktalara değineceğiz.

Yorum:

1- İster resmi ister özel olsun tüm yelpazeleriyle Arap medyası, Katar’ın bu etkinliğe hazırlanmak amacıyla on iki yıl boyunca harcadığı çabalarından duyduğu büyük sevinci ifade etmek için hiçbir çabadan kaçınmadı. Al-Bayt’ın bedevi çadırı şeklindeki görüntüsü, başlangıçta Kur’an ayetlerinin okunması, tanınmış vaizlerin ağırlanması, Dünya Kupası’nın resmi olarak başlamasından önce yüzlerce kişinin İslam’a girdiğinin ortaya çıkması, at sırtındaki bir oyuncu tarafından meşalelerin yakılması ve kendisiyle geçit töreni yapılan ve dans edilen kılıçlar; evet tüm bunlar, halkın duygularını harekete geçirdi ve onlara özledikleri şanlı tarihlerini hatırlattı. Ancak kalkınma ve görkemin doruklarına geri dönüş özlemi ile İslami mirasın basit görüntülerini, Batılı bir yaşam tarzı ve İslam ile çelişen ve İslam’a aykırı olan medeniyet tarzıyla bir araya getiren bu karmaşanın arasını birbirine karıştırdılar. Dahası bu İslam beldesinde, inançlarını ve küfürlerini rahat bir şekilde ifade eden sapkınların, dansçıların ve ateistlerin bulunması gibi olaylar da meydana gelmiştir. Nitekim çoğunluk, Katar rejiminin mesajını gözden kaçırdılar ve Katar’ın kötülüğünü ve kurnazlığını gizlediği göz kamaştırıcı görüntülerle meşgul oldular.

2- El-Cezire Net, olayla ilgili birçok haber yayınlayarak bunu Arap Katar’ın bir başarısı olarak kutladı ve propagandasını yaptı. Ancak eğer bir Müslüman bu haberleri vahiy penceresinden incelerse, bu ümmet için ne kadar kötülük ve kurnazlık barındırdığını görecektir. Nitekim bir haberde şunlar geçmektedir: Bu tören, birlik ve kapsayıcılık konusuna odaklanmıştır. Ev sahibi ülkenin Emiri Şeyh Tamim Bin Hamad Al Tani, bu büyük küresel etkinliği açarken şunları söyledi: “Katar ve Arap dünyasından herkese 2022 Dünya Kupası’na hoş geldiniz diyorum.” Ayrıca Şeyh Tamim, şunları da söyledi: “İnsanların, kutlama için farklılıklarını ve çeşitliliklerini bir kenara bırakıp bir araya gelebilmeleri ne kadar güzeldir.” Katar yöneticisinin vermek istediği mesaj şunu içermektedir: Farklılıklara rağmen herkesin arasını birleştirmek ve tüm bu çelişkileri kapsamına almak.

3- Katar rejiminin mesajı: Ülke halkının Müslümanları ve komşu Müslüman halklar ile onlara gelen Yahudiler, Hristiyanlar, Budistler ve ateistlerin arasını birleştirmek. Hollywood yıldızı Morgan Freeman ile Katarlı Ghanim Al-Muftah’ın Al-Bayt Stadı’nda yaptığı gösteri, bu anlamları taşıyan bir mesajdan başka bir şey değildir. Morgan’ın kim olduğunu bilmeyenler için ise, en önemlileri Batılı anlayışa göre Tanrı karakterini canlandırdığı iki film olmak üzere yapıtlarıyla büyük üne kavuşmuş bir ateist olması yeterlidir. Peki Katar yöneticilerinin istediği Morgan ve onun gibilerle birlik olmak mıdır?!

4- Açılış paragraflarına, garip renklerde elbiselerin olduğu üniformalar giyen kadın ve erkeklerin tiyatro gösterileri dahil edildi ve bunların altına el-Cezire şunları yazdı: “Açılış töreninin amacı, birlik, saygı ve kabul mesajını herkese yaymaktır.” Peki hepsinin kabul edilmesi, eşcinsellerin, Sedavilerin ve transseksüellerin kabul edilmesini de içeriyor mu?!

5- Batı’nın bu dönemde ümmete saldırmaya çalıştığı en tehlikeli fikirler hümanizm dini, toplumsal cinsiyet ve siyasal İslam’a karşı ılımlı İslam’ın kabul edilmesidir. Bütün bunlar; gökten inen bir vahiy olan İslam’ın tek gerçek olduğunu ve İslam’ın bir hidayet ve nur mesajı olarak dünyaya taşıyan bir devlette uygulanması gerektiğini dışlamaya teşvik eden, İslam’ı hak veya batıl olarak değil de halkının sadece kişisel bir tercih olarak tabi olduğu ve iddia ettikleri üzere tıpkı diğerleri gibi modası geçmiş bir din haline getiren, Müslümanın Allah’a ibadet ettiğini, Hristiyan’ın teslise ibadet ettiğini, Hindu’nun ineğe ibadet ettiğini ve bunların hepsinin eşit olduğu gibi bunların hiçbir şeye ibadet etmeyen ve tüm dinleri inkar edenlerle de eşit olduğunu, özgürlüğün mutlak olup onu savunma veya savunmama hakkının olduğunu, Rabbinin seni yarattığı şekilde kalabileceğini veya biyolojik cinsiyetini değiştirebileceğini, burada hak veya batılın olmadığını savunan fikirlerdir. İşte tüm bunlar, Batı’nın türetip masaya koyduğu ve bize ihraç etmek istediği seçenekler olup Katar da Dünya Kupası aracılığıyla bu masanın propagandasını yapmakta, Müslümanları bu yakınlaşma ve gösteriye, hatta bu fitne masasında toplananlara selam vermeye davet etmektedir.

6- Geriye son bir nokta kaldı ki o da; Allah’ın dinine davet etmek için kullanılan bu olayda hayırlı olduklarını zannettiğiniz vaizlerin varlığı ve yüzlerce kişinin İslam’a girmesidir. Allah’tan yardım dileyerek diyorum ki: Her ne kadar fitnelere teslim olup bu münker medya aracılığıyla katılan ve izleyen milyonlarca Müslümana yayılmış olsa da Katar’da yüzlerce kişinin İslam’a girmesi genel olarak bir hayırdır. Ey alimler! Hayır üzerine olduğunu sandığımız kişiler arasında, dünyanın dört bir tarafındaki Müslümanların duygularının kışkırtılmasına ve sonuncusu Dünya Kupası’nın olmadığı birçok yerde ümmete karşı suç işleyen Katar ve onun ajan rejimine hayranlık duyulmasına katkıda bulunan kimseler vardır. Bildiğiniz gibi bir Müslümanın kanının kutsallığı, Allah katında Kabe’nin kutsallığından daha büyüktür. O halde düşmanın ümmetin bağrına saplamak için kullandığı ve bu olayda sizin varlığınızı gizleyerek kendi kötülüğünün propagandasını yaptığı bir ok olmaya nasıl razı olabilirsiniz?! Düşmanınızın, dünyanın dört bir yanındaki Müslüman kitleleri fitneye düşürmek ve onlara kötü ve kirli düşüncelerini aktarmak için arkanıza gizlenmesine nasıl razı olabilirsiniz?!

7- İnsanların gruplar halinde İslam’a girmesi ümmetin talebidir ancak bunun yolu belli olup bu da Hilafet Devleti aracılığıyla İslam’ın yeryüzünde tatbik edilmesidir. Sadece İslam’ı tatbik edecek ve egemenliği Allah’a ve otoriteyi de Müslümanlara verecek olan bir devlet. Nitekim İslam üstün olup onun üstünde hiçbir şey yoktur ve İslam, hiçbir batıl ile meczedilmeyi kabul etmez. Allah Subhanehu, birbirlerini tanısınlar diye insanları halklara ve kabilelere ayırmıştır. Ancak takva sahiplerini daha üstün ve ayrıcalıklı kılmıştır. Ama bu tanımayı, batıl sahipleriyle bir araya geldikleri, hak ehliyle birlikte batıllarıyla övündükleri ve bunları birlikte uyguladıkları eğlenceli bir faaliyette bulunmaları için açık bırakmamıştır.

فَذَٰلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمُ الْحَقُّ فَمَاذَا بَعْدَ الْحَقِّ إِلَّا الضَّلَالُ فَأَنَّى تُصْرَفُونَİşte O, sizin gerçek Rabbiniz olan Allah’tır. Artık haktan (ayrıldıktan) sonra sapıklıktan başka ne kalır? O halde nasıl (sapıklığa) döndürülüyorsunuz?” [Yunus 32]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Beyan Cemal

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER