- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Cidde’nin Yıkıcı Yağmur Selleri Tekrarlanan Bir Trajedidir!
Haber:
Bugün Perşembe günü Suudi Arabistan’ın batısındaki Cidde kentinde meydana gelen şiddetli yağışlar sele neden oldu; kentin birçok cadde ve ana yollarında çok sayıda araç büyük zarar gördü. Video görüntüleri, yağmur suyunun kapladığı çok sayıda arabayı etkileyen yıkımın boyutunu gösterirken sel suları yerleşim yerlerindeki diğer çok sayıda kişiyi sürükledi. (El-Arabiya internet sitesi, 24/11/2022)
Yorum:
Zaman zaman Suud devletine dair belirsiz bir tanımlama olan “Büyük Suudi Arabistan” teriminin ortaya çıkışını okuyoruz. Benzeri terimleri yaymadaki bu abartı, bir balonu kaldırabileceğinden daha fazla hava ile doldurma işlemine benzemektedir; bu da balonun patlamasına ve sanki hiç olmamış gibi dağılmış küçük lastik parçaları gibi yere düşmesine neden olacaktır. İşte bu balon, Büyük Suudi Arabistan gerçeğine benziyor.
Her halükârda Suud rejimi, on yılı aşkın bir süredir malları ve insanları silip süpüren yağmurdan kaynaklanan seller sorununu çözme sözü veriyor. Cidde’deki yağmurları şiddetli olarak nitelendirmeye gelince; bu niteleme, güvenli bir sel dranej sisteminin planlanmaması gerçeğini gizleme girişimidir. Zira okulların, meteorolojik tahminlere göre yağmur yağma olasılığının olmasından dolayı öğrencilerin velilerine ertesi gün okulun kapalı olacağını ve bunun da çocuklarının boğulmaktan kurtulması için olduğunu bildirmesi Harameyn beldesinde yaygın bir adet haline gelmiştir! Nitekim on yıl önce otomobilleri ve canları silip süpüren seller sorununu çözmekle ilgili sözlerin verilmesi, ister tüzel ister kişi olsun ihmal suçlaması yamalanacak birinin aranması ve istifaya veya kovulmaya ve iş değiştirmeye zorlanmasıyla, yani yaptırımların uygulanacağına dair vaatlerle sonuçlandı. Ancak yağmur sellerinin güvenli bir şekilde toplanması amacıyla temel hatların kurulması için milyarlarca para harcanmasına rağmen bazı caddelerde sellerin geri dönüşü sorunu devam etti.
Sorun, şiddetli sel ve yağmurlardan daha büyüktür. Bilakis sorun, tüm şehirlerde mühendislik standartları ve özellikleriyle ilgili planlamanın olmamasıdır. Nitekim ortaya çıkan sorunlar, ana caddeler için gerekli olan asgari genişliğin sağlanmaması, bu caddelerin kenarlarına tapu verilmesi, gelişigüzel yerleşim yerlerinin kurulması ama buraların devlet tarafından düzenlenip insanların mülk edinmesi gibi geçtiğimiz on yıl boyunca birikerek birçok sorunun ortaya çıkmasına neden olmuştur. Ayrıca birbirinden farklı topoğrafya ve yükseklikler açısından şehirler arası planlamada koordinasyonun olmaması. Bunun da ötesinde kanalizasyon sistemi sorunlarına dikkat edilmemektedir. Zira bazı popüler alanlar tamamen ihmal edilmekte ve çukurların oluşmasına ve sokaklara hastalıkların yayılmasına neden olabilecek kanalizasyonun akmasına rağmen sokaklar yeniden asfaltlanmamaktadır.
Yağmur selleri sorununu çözmenin zarureti bahanesiyle birçok yerleşim yerlerinin tamamen yıkılmasının ardından bugün yeniden sorulması gereken soru şudur: On yıl geçmesinin ardından yağmur selleri sorunu çözüldü mü? Tek başına bu haber bile, Suudi Arabistan devletinin harcamış olduğu paraların çözüm olmadığını göstermek için yeterlidir.
Öte yandan insanların, bu tür tekrarlanan olayları adli bir vaka olarak değil, aksine devletin ihmali olarak görmeleri gerekir. Dahası yolların sık sık tıkanmasını önlemek için sel sularını toplama sistemlerinin oluşturulmasında bilimsel yönün geliştirilmesi, yani ek kazılara ihtiyaç duymaksızın gelecekte bakım ve onarımın kolaylaştırılması gerekir. Bunun yanında her mahalle, her sokak ve her tünel içiniyi düşünülmüş ve bilimsel olarak kesinleşmiş bir sistemle yağmur sularını toplama sisteminin kurulmasına başlanması gerekir. Hatta devletin bu cadde ve tünellerin kapanmasından zarar gören herkes için alternatif geçici barınma ve çalışma sağlamasını gerektirse bile bu mesele bir sezon daha ertelenmemelidir. Zira devlet, bireylerin sorumluluklarından daha büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu kavli bunu doğrulamaktadır: أَلَا كُلُّكُمْ رَاعٍ، وَكُلُّكُمْ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ، فَالْأَمِيرُ الَّذِي عَلَى النَّاسِ رَاعٍ، وَهُوَ مَسْئُولٌ عَنْ رَعِيَّتِهِ... “Dikkat edin, hepiniz çobansınız ve hepiniz tebaanızdan sorumlusunuz. İnsanlar üzerindeki emir (İmam) bir çobandır ve tebaasından sorumludur…”
Devlet, İslam akidesine dayanıp şerî sorumluluklarını bu şekilde yerine getirdiğinde, insanların devletle olan iş birliği, sorunlarını çözmek için Zülkarneyn’den yardım isteme iş birliği gibi olacaktır. Tıpkı Allahu Teala’nın, Zülkarneyn’in lisanı üzerinden şöyle buyurduğu gibi: قَالَ مَا مَكَّنِّي فِيهِ رَبِّي خَيْرٌ فَأَعِينُونِي بِقُوَّةٍ أَجْعَلْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ رَدْماً * آتُونِي زُبَرَ الْحَدِيدِ حَتَّى إِذَا سَاوَى بَيْنَ الصَّدَفَيْنِ قَالَ انفُخُوا حَتَّى إِذَا جَعَلَهُ نَاراً قَالَ آتُونِي أُفْرِغْ عَلَيْهِ قِطْراً *فَمَا اسْطَاعُوا أَن يَظْهَرُوهُ وَمَا اسْتَطَاعُوا لَهُ نَقْباً “Dedi ki: Rabbimin beni içinde bulundurduğu nimet ve kudret daha hayırlıdır. Siz bana kuvvetinizle destek olun da, sizinle onlar arasına aşılmaz bir engel yapayım. Bana, demir kütleleri getirin. Nihayet dağın iki yanı arasını aynı seviyeye getirince (vadiyi doldurunca): "Üfleyin (körükleyin)!" dedi. Artık onu kor haline sokunca: "Getirin bana, üzerine bir miktar erimiş bakır dökeyim" dedi.Bu sebeple onu ne aşmaya muktedir oldular ne de onu delebildiler.” [Kehf 95-97]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nizar Cemal