- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
İslam’ı Uygulamayan Biri Onu Dünyaya Nasıl Taşıyabilir?! Bir Şeyi Kaybeden Onu Veremez!
Haber:
Masravi web sitesi 02/03/2023 Cuma günü Evkaf Bakanı’nın yaptığı açıklamada, uluslararası Kur'an yarışmasının hoşgörü, kolaylık ve doğru din anlayışının en güzel anlamlarını, dünyanın en hayırlı gençlerinden en büyük hafızlar ve mübarek bir elit ile Mısır’dan tüm dünyaya taşıdığını ve ardından Allah’ım bizi muvaffak kıl ve kabul eyle dediğini aktardı.
Yorum:
Gerek İslam’ın hakikati ve davetine gerekse İslam’ın dünya için ne taşıdığına ve nasıl taşıdığına yönelik algınızı kaybedip sömürgeci kafir Batı’nın malı olan kapitalizmi kendi halkına uygulayan rejimin bir parçası olursanız, o zaman elbette sizin bu kavliniz İslam’a ve onun fikirlerine muhalif olacaktır. Nitekim sizin işleriniz, İslam’ın fikirlerini ehlileştirme aşamasını da geçerek onları Batı’ya hizmet edecek ve onun ülkemiz, kaynakları ve servetleri üzerinde hegemonyasını pekiştirecek şekilde formüle etmeye çalışmakta ve ülkeyi Batı’nın otoritesine tabi olmasını pekiştiren kanunlarının on yıllar boyunca hayatta kalmasını sağlamaktadır. Başkanınızın dini söylemin yenilenmesi dediği şey işte budur.
Bakanın açıklaması, yarışmanın taşıdığı hoşgörü ve kolaylık anlamlarından bahsediyor; peki hoşgörü ve kolaylık İslam’dan başkasından gelir mi? Peki İslam’ı uygulamayan onu nasıl taşıyacak?! Bir şeyi kaybeden onu verebilir mi?
Rib’î İbn Amir Radıyallahu Anh Fars ordularının komutanı Rüstem’in yanına girdiğinde Rüstem ona, sizi buralara kadar getiren şey nedir, diye sordu. Rib’î de şöyle dedi: “Allah bizleri insanları kula kulluktan kurtarıp Allah’a ibadete çağırmamızı, onları dünyanın darlığından onun genişliğine ve diğer dinlerin zulmünden kurtarıp İslam’ın adaletine çıkarmamız için göndermiştir.” İşte bu, insanları zalim beşeri sistemlerin karanlıklarından İslam’ın hükümlerinin ve Allah Azze ve Celle’ye ibadet etmelerinin gölgesine kavuşturmak için İslam’ı, risaletini ve onu dünyaya taşıma keyfiyetini özetleyen bir ifadedir.
Ey Vakıflar Bakanı, sizin insanlara yönelik mesajınız bu mu yoksa sizler, kapitalist Batı’nın İslam’a, onun sistemine, hükümlerine ve devletine karşı savaşında süngünün başı olan bir rejimin parçası mısınız?
Ey Bakan şunu iyi bil ki; Allah’a, Rasulü’ne ve şeriatına karşı savaş ilan eden bir rejimin bir parçası olduğun için Allah katında sorumlusun. Cevabını hazırla; ama ne rejimin paraları ne de bakanlığın prestiji sana bir fayda sağlamayacaktır. Hüsrana uğrayan kişi, dünyası için dinini satan kişidir. Hüsrana uğrayanın en şiddetlisi ise, sizin yaptığınız gibi başkasının dünyası için dinini satan kişidir. Allah’ın huzuruna vardığınızda, kendilerine hizmet ettikleriniz ve dünyaları için dininizi sattıklarınız sizden hızla uzaklaşacaklardır. Ey miskin adam! Çok geç olmadan Allah’a tövbe etmekte ve bu rejimden ve ümmete ve dinine karşı işlediği suçlardan uzaklaşmakta acele et ki senin için daha öncekileri silen salih bir amel olsun. Haydi o zaman insanları, Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetin gölgesinde Allah’ın istediği şekilde İslam’ı taşımaya ve onu tatbik etmeye davet edin. Allah’ın sizden kendisine dair söz aldığı rolünüz işte budur. وَإِذْ أَخَذَ اللَّهُ مِيثَاقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلَا تَكْتُمُونَهُ فَنَبَذُوهُ وَرَاءَ ظُهُورِهِمْ وَاشْتَرَوْا بِهِ ثَمَناً قَلِيلاً فَبِئْسَ مَا يَشْتَرُونَ “Allah, kendilerine kitap verilenlerden, "Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemeyeceksiniz" diyerek söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler, onu az bir dünyalığa değiştiler. Yaptıkları alış-veriş ne kadar kötü!” [Ali İmran 187]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır