Salı, 24 Muharrem 1446 | 2024/07/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Terör Yuvası Büyükelçiliklerin Bakanlığa Çağrılması Yerine Derhal Sınırdışı Edilmelidirler

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Terör Yuvası Büyükelçiliklerin Bakanlığa Çağrılması Yerine Derhal Sınırdışı Edilmelidirler

Haber:

Terör eylemi tehdidi bahanesiyle Türkiye’deki konsolosluklarının çalışmalarına ara veren ülkelerin de aralarında olduğu 9 ülkenin büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Büyükelçilere, “Bu tür eş zamanlı faaliyetlerin orantılı ve sağduyulu bir yaklaşım teşkil etmediği” belirtildi. (03.02.2023 trthaber)

Yorum:

Türkiye’ye yönelik güvenlik uyarıları yayınlayan, ardından bazı diplomatik ve konsüler temsilciliklerini geçici olarak kapatan Hollanda, İsviçre, İsveç, İngiltere, Almanya, Belçika, Fransa ve İtalya’nın Ankara Büyükelçileri ve temsilcileri Dışişleri Bakanlığı’na çağrıldı. Seçimlere doğru baskı uygulamak ve kamuoyunda korku atmosferi yaratmak amacıyla başta İngiltere olmak üzere Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye yönelik güvenlik uyarılarına Türkiye, gerçek ve yerinde bir tepki vermek yerine her zaman olduğu gibi cılız ve korkak bir tepki verdi.

Bilindiği gibi aralarında Türkiye de olmak üzere İslam beldelerindeki küçük büyük yabancı ülkelerin büyükelçilikleri terör yuvalarıdır ve terörizmin beyni ve en önemli destekçileridir. Yabancı ülkeler, İslam beldelerindeki sivillere yönelik terör eylemlerini ve terör gruplarıyla irtibatlarını büyükelçilikler ve büyükelçiler üzerinden yürütmektedirler. Türkiye’ye yönelik terör uyarısında bulunmaları, terör gruplarıyla irtibatlı olduklarının, yönlendirdiklerinin ve içlerindeki adamları üzerinden bilgi aldıklarının en iyi kanıtıdır. Türkiye gibi bir ülkenin bunu bilmemesi imkânsızdır. Bakan Çavuşoğlu’nun, “Bu kapatmaların maksatlı olduğunu düşünüyoruz.” şeklindeki açıklaması, Türkiye’nin bunu bildiğinin göstergesidir.

Hal böyleyken terörü üreten, besleyip büyüten ve Türkiye’de yıllarca terör eylemleri düzenleyen başta ABD olmak üzere Avrupa ülkelerine pervasızca ve acımasızca tepki verip büyükelçilerini ülkeden kovmak ve terör yuvaları büyükelçiliklerini kapatmak yerine korkakça bir tepki vermek, ancak Türkiye gibi ürkek, korkak ve bağımlı ülkelere yakışır. Halkının güvenliği ve selameti öncelikleri arasında olması gerekirken büyükelçiliklerin Dışişleri Bakanlığına çağrılmasını kamuoyuna sızdırarak bir iç siyaset malzemesi olarak kullanmaktan başka bir şey değildir. Halkının güvenliği öncelikleri arasında olmuş olsaydı, terörist ülkelerin büyükelçiliklerini Dışişleri Bakanlığı’na çağırıp böyle bir tehdidin olmadığı yönünde onları ikna etmek ya da ellerindeki terör tehdidi uyarısına ilişkin onlardan bilgi ve belge istemek yerine hemen persona non grata (istenmeyen adam) ilan edip ülkeden ayrılmalarını isterdi. Böyle bir misillemede bulunmamış olması Türkiye’nin verdiği tepkinin korkakça bir tepki olduğunu kanıtlıyor.

Soruyoruz, mademki bu “maksatlı” bir operasyon, o halde maksatlı operasyona verilmesi gereken tepki, büyükelçiliklerini bakanlığa çağırmak mı? Dahası büyükelçilikleri bakanlığa çağrıldığında, kulakları çekilip Osmanlı şamarı mı atıldı yoksa süklüm püklüm olunup ricada mı bulunuldu? Eğer kuyruklarını kıstırarak zelil bir şekilde ülkeden ayrılmış olsalardı, Osmanlı şamarı yediklerini gösterirdi ama ülkeden deport edilmeyip misyonlarını geçici olarak durdurmaları ricada bulunulduğunu gösteriyor.

Günümüzde sömürgeci kâfir ülkelerin, ülkemize operasyon çekmelerinin, terör örgütlerini besleyip büyütmelerinin, ümmetin kutsal ve saygınlıklarına saygısızlık etmelerinin yegânesebebi, İslam beldelerindeki hain ve ajan omurgasız korkak yöneticilerin cılız yanıtlarıdır. Mertçe ve yiğitçe yanıt vermiş olsalardı, terör ini büyükelçilikler, keyfi keder hareket edemezler, ülkenin içişlerine karışamazlardı. Kısacası korkak sömürgeci kâfir ülkelerin cesurlukları ve cesaretleri İslam beldelerindeki ajan yöneticilerin korkaklıklarından kaynaklanıyor.

Oysa İslam tarihi Müslümanların sembol ve kutsallarına saldırı olduğunda ya da saldırı niyetlerini beyan ettiklerinde nasıl bir tepki verilmesi gerektiği örnekleriyle doludur. Hilafet Devletinin, Müslüman kadınların başörtüsüne saldıranlara ya da Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem’e hakaret edenlere, iç güvenliği tehdit edenlere nasıl bir tepki verdiğini öğrenmek isteyenler İslam tarihine bir göz atsın.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER