Pazartesi, 23 Muharrem 1446 | 2024/07/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İslami Fıkhın Birleşmiş Milletler Tüzüğü İle Değiştirilmesi Nasıl Mümkün Olabilir?

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

İslami Fıkhın Birleşmiş Milletler Tüzüğü İle Değiştirilmesi Nasıl Mümkün Olabilir?

Haber:

6 Şubat 2023’te Nahdatul Ulama Teşkilatı, medeniyet hukuku üzerine ilk uluslararası konferansı düzenledi. Tavsiyeler arasında şunlar geçmektedir: “Nahdatul Ulama, eski görüşün köklerinin klasik fıkıh geleneğine dayandığını, yani ümmetin maslahatına yönelik yeni bir vizyonun, Müslümanların Hilafet Devleti’nin altında birleşmesi meselesiyle değiştirilmesi gerektiğini savunuyor.” Tavsiye şöyle devam ediyor: “Bu nedenle BM Tüzüğü ve BM’nin kendisi, insan medeniyeti için barışçıl ve uyumlu bir geleceği desteklemek üzere yeni bir içtihat geliştirmek için en sağlam ve erişilebilir temel olabilir.”

Yorum:

1- Yukarıdaki açıklama, Hilafetin İslami fıkıh kitaplarında geçtiğini, yani Hilafetin İslam’ın hükümlerinden biri olduğunu göstermektedir. Nitekim daha önce İslam’ın belirli bir yönetim sistemi olmadığını söylemişlerdi. Ancak bu açıklama, Hilafetin İslami fıkıh kitaplarında geçtiğini ve onun İslam’ın hükümlerinden biri olduğunu kabul ettiklerini göstermektedir. Alimlerin bu konudaki sözlerinden biri, İmam Nevevi’nin Sahih-i Müslim’in şerhindeki şu sözüdür: “Müslümanlar bir Halife nasbetmelerinin vacip olduğu üzerinde icma ettiler.” İbn Hacer Askâlanî Fethu’l Bâri’deki Sahih-i Buhari’nin (C. 12 – S. 205) şerhinde şöyle demiştir: “Bir Halifeyi nasbetmenin vacip olduğu ve bu vacibiyetin akli değil şerî olduğu üzerinde icma ettiler.” 

2- Birleşmiş Milletler Tüzüğünü, Hilafet araştırmasını içeren klasik fıkıhla değiştirerek ümmet için yeni bir birleşik küresel vizyona duyulan ihtiyacın açıklanması, sağlıklı temeli olmayan bir açıklamadır. 

Birincisi: Fıkhın tanımı, tafsili delillerden istanbat edilmiş pratik şerî hükümler ilmidir. Dolayısıyla bir şey, şerî delillerden, yani Kur’an, sünnet, Sahabenin icması ve şerî kıyastan geliyorsa şerî hüküm olarak adlandırılır. Ama gerçekte BM Tüzüğü şerî delillerden kaynaklanmıyor, aksine o, Ekim 1945’te Amerika, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin gibi kâfir ülkeler tarafından konulmuştur. O halde nasıl olur da BM Tüzüğü, İslam Fıkhı için bir temel olarak kullanılabilir?! Eğer şu anda Hilafet ile ilgili İslam fıkhı terk edilip BM Tüzüğü ile değiştirilmesi tavsiye edilirse o zaman ileride, namaz fıkhının, ibadet fıkhının, ticaret fıkhının ve diğerlerinin terk edilip bunların BM Tüzüğü ile değiştirilmesi de tavsiye edilebilir. 

İkincisi: Bu örgütün, yani Birleşmiş Milletler’in kuruluşundan bugüne kadar olan tarihini takip eden biri, net bir şekilde onun, büyük ülkelerin ve onların dünya çapındaki projelerinin lehine başta İslam ülkeleri olmak üzere tüm mazlum halklar için bir zulüm ve baskı aracı olduğunu ve olmaya devam ettiğini görecektir. Nitekim bu örgüt, 1947’de uluslararası bir kararla Filistin topraklarının çoğunu Yahudilere vermiştir. Ayrıca Birleşmiş Milletler’in Suriye, Yemen, Sudan ve diğer ülkelerde yaptıkları da aynı şekildedir. O halde bu örgütün tüzüğü nasıl olur da dünyadaki Müslümanları birleştirebilir ki? 

3- Bu tür tavsiyeler, Batı tarzı, yani Batılı bir yoruma ve Batılı çıkarlara uygun bir İslam inşa etme girişiminden başka bir şey değildir. Dolayısıyla bu tür tavsiyeler, sadece İslam’a aykırı olmakla ve İslam’ın yapısını bozmakla kalmaz, bilakis selim bir fıtrat ve selim bir akıl tarafından da kabul edilemez. 

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Muhammed Rahmet Kurnia – Endonezya

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER