- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Huvara Yanıyor ve Filistin Tutuşuyor, Peki Ya Geri Kalan Müslümanlar Nerede?
Haber:
Arab 48, 27/02/2023’de, Yüksek Takip Komitesi’nin, Yeşil Hat içindeki Arap kitleleri için yarın Salı günü saat 18:00'de, Sahnin şehrindeki yerleşimcilerin Huvara’ya yönelik saldırısına karşı büyük bir gösteri düzenlenmesi çağrısında bulunduğunu bildirdi.
Yorum:
Nablus'un Huvara kasabasında iki Yahudi'nin öldürülmesinin ardından Yahudi yerleşimciler arabaları ve evleri ateşe verdi, Yahudi bakanlar bu suçları desteklediklerini açıkladılar ve bazıları da bunun Filistinlileri benzer operasyonlar yapmaktan caymasına neden olacağını söylediler.
Bu arada iç kesimlerdeki Araplar, Yahudi varlığının tarihindeki en uç nokta olarak nitelendirilen bu Yahudi hükümeti döneminde Suudi Arabistan ve Umman’ın hava sahalarını Yahudi uçuşlarına açmalarını kınadılar. Dolayısıyla Filistin’deki olayların ortasında bazı gerçeklerin vurgulanması gerekiyor ki bunlar şunlardır:
Birincisi: Filistin halkı, Müslümanların başındaki yöneticilerin başarısızlığını ve Abbas’ın yönetiminin kendilerine karşı komplo kurduğunu gördüğü bir dönemde onlardan hiçbir şey beklememeye karar verdiler. Zira evlatları, güçleri yettiğince direniş için sokağa dökülüp inisiyatifi ele aldılar. Bunun üzerine ilk yere düşen, işler kontrolünden çıkan ve artık güvenlik olarak Yahudi varlığına hizmet edemez hale gelen Abbas’ın yönetimi oldu.
İkincisi: Yeşil Hat’ın içinde küçük bir şehir olan Sahnin’de bir gösteri yoluyla olsa bile Filistin halkı, Yahudilere karşı tek bir duygu besledi ve Arap yöneticilerin onlarla normalleşmesinin, dinlerine ve ümmetlerine ihanet etmelerinin gölgesinde bu halk, Yahudilere karşı birleşmeye ve direnmeye başladı. Huvara’daki yangın sırasında, Huvara halkı evlerinin damlarına çıkarak ellerine geçirdikleri taşları Yahudilere fırlattılar. Şayet Yahudilerin korkusu olmasaydı, o gece yeni bir “Sabra ve Şatila” olacaktı. Nitekim Yeşil Hat içindeki Filistin halkı, FKÖ’nün kendilerini terk etmesinin ve onları “İsrailliler” olarak görmesinin ardından onlar, Yahudilerin zaten uzanmış ellerinin kendilerine uzanacağı korkusunu aştılar. Zira onlar, FKÖ’nün ve Müslümanların başındaki yöneticilerin politikalarını yerle bir ettiler ve şöyle dediler: “Biz bu halkın bir parçasıyız, onların çektikleri acıları biz de çekiyoruz ve onlar gibi topraklarımızı Yahudilerden kurtarmak istiyoruz.”
Üçüncüsü:Yahudiler, Nablus’taki katliam ve ondan önce de Eriha ve Cenin’deki katliam yoluyla, ister silahlı ister sivil olsun daha fazla Filistinliyi öldüreceklerini, bunun Yahudilere karşı korkuyu artıracağını, yani Yahudi ordusunun caydırıcılık teorisine göre bir caydırıcılık oluşturacağını sandılar. Bu yüzden Huvara operasyonu, Filistinlilerin korkmadığını söylemek için onlara sıfır mesafeden geldi ve Yahudiler, Huvara’daki yangınlarla caydırıcılık teorisini güçlendirmek istediler. Bundan bir gün sonra da onlara Eriha operasyonu gerçekleşti.Böylece Filistinliler, Arap yöneticilerinin Yahudi devletinin güçlü ve yenilmesinin imkânsız olduğu şeklinde inandıkları ve teşvik ettikleri Yahudi caydırıcılık teorisini düşürmüş oldular.
Dördüncüsü: Oslo sayfasını dürüp bükmek için Filistin’deki bu mübarek savunmanın ışığında Filistin halkı, Yahudiler ile Yahudilerle güvenlik koordinasyonu olan Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) liderleri ve Yahudileri kendi ülkelerinin hava sahasından geçirerek ödüllendiren ve yetmiş yıldır Yahudilerin işlediği suçlara karşı hiçbir şey yapmayan Birleşmiş Milletler’den Yahudilere karşı zaten yetersiz olan projeleri geri çeken Müslümanların başındaki yöneticiler arasında bir ayrım yapmıyorlar.
Beşincisi: Belki de en önemli nokta şudur; Filistin halkının daha fazla fedakârlık yapma isteği ve Filistin’deki İslami durumun yükselmesiyle birlikte onlar, İslam beldelerindeki kardeşlerinin ve içerisinde ordu komutanlarının ve subaylarının da olduğu güç ve kuvvet ehlinin kendilerine katılmalarını, bu yöneticilerin tahtlarını yıkmak ve Rasulleri Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Mesra’sını kurtarmak amacıyla ümmeti seferber etmek için inisiyatif almalarını bekliyorlar.
Filistin halkının uzak yakın civardaki kardeşlerinin yardımından beklediği tek şey, Mescid-i Aksa’nın, İslam ümmetinin yeniden birbirine kenetleneceği ve Rabbinin ipine sımsıkı sarılacağı buluşma yeri olmasıdır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bilal Et-Temimi