- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Harameyn Eş-Şerifeyn Gaspçıları ve Laik İslam Ülkeleri
Haccı Yüksek Maliyetli Sermaye Yatırımı Haline Getirdiler
Haber:
Yerel para biriminin değer kaybetmesi ve bu sezon bilet fiyatlarının fırlaması nedeniyle birçok istekli Hacının Hac yolculuğunu imkânsız hale geldi. Bundan dolayı Bangladeş Hac kotasını karşılamakta zorlanıyor. Zira manevi bir yolculuk ve İslam’ın beş şartından biri olan Hac’a bu yıl 127 bin Bengalli hacı iştirak edebiliyor. Nitekim Suudi Arabistan ve Bangladeş hükümetleri, bu yılın başlarında kota konusunda anlaştılar. Bunun üzerine 8 Şubat’ta Hac için kayıtlar başladı ancak şimdiye kadar sadece 32 bin kişi Hac için başvurdu.Yetkililer, durumun benzeri görülmemiş bir şey olduğunu söylüyorlar. (Arap News)
Yorum:
Hac paketinin maliyeti bir yılda yaklaşık %30 artarak 683.018 Taka oldu.Bu artışın ana sebebinin para biriminin değer kaybetmesi olduğu söylense de kur farkı sadece %17’dir. Bu da döviz kurundan daha büyük başka bir nedenin olduğu ve bir Hacı’nın bir gezginin ortalama ödediğinin üç katından fazlasını ödemek zorunda kaldığı anlamına geliyor. Buradan hareketle iki ülkenin devlete ait iki havayolu, Bangladeş’teki Hac yolcularından ek olarak 17,52 milyar Taka kazanacaklar. Ayrıca Suudi Arabistan, her bir Hacı’dan Mina, Arafat ve Müzdelife’de kaldıkları süre için belirli vergi denilen bir para topluyor.Bu yılki vergiler, geçen yılın vergilerinden %162 daha yüksek olan 160.630 Taka’ya ulaştı. Hükümet de her bir Bengalli Hacı’dan katma değer vergisi olarak 89.000 Taka topluyor. Bu şekilde yalnızca Bangladeş hükümetinin hacılardan alınan KDV’den elde edeceği toplam gelir 11,32 milyar Taka civarında olacaktır. Bu nedenle her iki ülkenin hükümetlerinin, Hacıları büyük servet elde etmek için kullandıkları gayet açıktır.
Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَأَذِّنْ فِي النَّاسِ بِالْحَجِّ يَأْتُوكَ رِجَالاً وَعَلَى كُلِّ ضَامِرٍ يَأْتِينَ مِنْ كُلِّ فَجٍّ عَمِيقٍ “İnsanlar arasında haccı ilan et ki, gerek yaya olarak, gerekse nice uzak yoldan gelen argın develer üzerinde sana gelsinler.” [Hac 27] Bu nedenle Müslümanların başındaki yöneticilerin ve Harameyn eş-Şerifeyn’in hizmetkârlarının görevlerinden biri de Müslümanların Haclarını kolaylaştırmak için her türlü çabayı göstermeleridir. Ancak bu laik kapitalist hükümetlerin bu görevden vazgeçtiklerini, dahası onu kârlarını maksimize etmek için bir fırsat olarak değerlendirdiklerini görmemiz hiç şaşırtıcı değildir. Zira laikler, bu dünyada yaptıklarından dolayı ahiretteki sevap ve cezayı görmezden gelmektedirler. Aynı şekilde laik hükümetler de ruhi değerleri gerçekleştirmek için Hacıları ağırlamamaktadırlar. Bu yüzden onlar için Müslümanların ruhi güdüleri, Koronavirüs sonrası dönemde beklenen talep artışına bağlı olarak hizmet fiyatlarını artırarak değerlendirebilecekleri bir fırsat olmuştur. Açıktır ki laiklik onları o kadar kör etmiş ki; sanki buralar sadece turistik yerlermiş gibi ve sanki Allah’ın şeref konukları sadece turistlermiş gibi Beytullahil Haram’a, Mescid-i Nebevi’ye, Mina’ya, Arafat’a ve Müzdelife’ye çıkarlarını maksimize etmek için gelmektedirler!
Öte yandan Halifeler Harameyn eş-Şerifeyn’nin hizmetkarlarıyken, Hacılar noktasında Allah’tan korkarlar ve hac yolculuğunu olabildiğince kolay, ucuz ve ekonomik hale getirirlerdi.Bu önemli girişimlerden biri de Abbasi Halifesi Harun Reşid tarafından yaptırılan ve eşinin adını taşıyan Zübeyde Yolu’dur. Hatta bu yol, Irak’ta Mekke’den Kufe ve Bağdat’a kadar uzanan modern bir otoyoldu. Ayrıca Harameyn eş-Şerifeyn’i Afrika ve Çin’e bağlayan bir iletişim sistemi kurdular. Yine yolculara ücretsiz yiyecek, içecek ve barınma sağlamak için karayolu üzerinde birçok dinlenme yeri inşa ettiler. Dolayısıyla Hacıların onuruna yıl boyunca hizmet vermeye devam edilmiştir. Dolayısıyla da bu yollar ve hizmetler, Hacı sayısının önemli ölçüde artmasına neden olmuştur. Doğal olarak da bu karayolu çevresindeki İslam beldelerinde çok büyük bir ekonomik gelişme sağlanmıştır. Zübeyde Yolu, o kadar büyük ve tarihî bir yoldur ki UNESCO onu bir dünya mirası olarak kabul etmekten kendini alamamıştır. Ayrıca Osmanlı Halifesi Abdülhamid’in, Hacıları İstanbul’dan Mekke'ye sadece beş günde taşıması beklenen Hicaz Demiryolu da bu tür bir projedir. Ancak İngilizlerin komplosuyla onun inşaatının tamamlanması durdurulmuştur.
Allah’ım, Harameyn eş-Şerifeyn’i bu laik ajan yöneticilerden kurtar ve Hilafeti kurmak ve Müslümanların Haclarını koruyacak ve Harameyn eş-Şerifeyn’in kutsallığını geri kazandıracak Raşid bir Halife’ye biat etmek için bize yardım et!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Talha Muhammed - Bangladeş